2018 Dünya Kupası Yarı Final mücadelesinde İngiltere'yi 2-1 yenerek tarihinde ilk kez finale yükselen Hırvatistan büyük bir başarıya imza atarken şüphesiz kaptan Luka Modric de bu hikayenin en kilit yerinde duruyor. Uzun süredir takıma liderlik yapan Modric'in hayat hikâyesi ise tüyler ürpertecek cinsten.
Skor editörü Alican Özcan'ın derlediği habere göre; işte 6 yaşında mülteci olmak zorunda kalan Modric'in sıra dışı hayatı...
2018 Dünya Kupası Yarı Final maçında İngiltere karşısında 1-0 yenik duruma düşmesine rağmen 2-1’lik galibiyetle sahadan ayrılarak adını finale yazdıran Hırvatistan Milli Takımı bu aşamaya kadar gelerek taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmayı başardı.
EURO 2008’de Türkiye’ye penaltı atışları sonucunda elenen Hırvatlar, şüphesiz büyük bir şok yaşarken 10 yıl sonra Dünya Kupası’nda finale kalarak istikrar ve başarı tanımlarının içini tam anlamıyla doldurmayı başardılar.
2008’deki maçta penaltı atışını kaçıran ve o dönem 22 yaşında olan Luka Modric, Rusya’daki Dünya Kupası’nda Hırvatistan Milli Takımı’nın 32 yaşındaki tecrübeli kaptanı olarak arkadaşlarına liderlik yapma görevini üstlendi.
2012’de Tottenham’dan Real Madrid’e 30 milyon Euro bedelle transfer olan ve her geçen yıl kariyerini bir üst noktaya taşıyan “Şanslı Luka” lakaplı yıldız futbolcu, az bilinen ama örnek teşkil edecek bir hayat hikayesine sahip.
Herkesin yetenekleri ve futbol sahasında yaptığı harika işlerle tanıdığı Luka Modric’i biraz daha yakından tanıyalım…
6 yaşında mülteci oldu
O dönem Yugoslavya olarak bilinen ülkenin Zadar şehrinde 9 Eylül 1985 tarihinde doğan Modric, Bosna savaşı sırasında etknik Sırp isyancıların dedesini öldürmesi sonucunda 6 yaşındayken mülteci olmak zorunda kaldı. Onun gözleri önünde cereyan eden bu olay, hayatının sonraki dönemlerinde unutamayacağı bir an olarak kaldı.
Devam eden yıllarda da savaş bölgelerinde büyüyen ve bomba sesleri altında çocukluğunu yaşayan Modric’in annesi Radojka Modric tekstil işçisi, babası Stipe Modric ise askerlerin arabalarını onaran bir tamirciydi.
Evlerinin yakılmasının ardından yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kalan Modric ailesinin yakası beladan uzun süre kurtulmadı. Savaş sonuna kadar Zadar’da bir otelde yaşayan aile tüm zorluklara rağmen Luka Modric’in hayata tutunmasını sağladı.
"Bombalar patlarken top oynuyordu"
Modric ailesinin kaldığı Kolovare Otel’in bir yetkilisi, yıllar sonra yaptığı açıklamada, “Atılan bombalar yüzünden oteldeki bütün camlar kırılıyordu. Ancak Modric o sırada otelin her yerinde hiç aldırış etmeden futbol oynuyordu” diyerek büyüyünce ülkesini Dünya Kupası’nda finale taşıyacak çocuğun hayallerinin peşinden nasıl gittiğini açıkça gözler önüne seriyor.
Ancak Modric’in önünde bazı engeller vardı. Bunlardan birisi çok güçsüz, sıska ve utangaç olmasıydı. NK Zadar altyapısında yetişen Modric hakkında konuşan kulüp başkanı Josip Bajlo, “Yaşı bakımından sıska ve gerçekten çok küçüktü ama onun içinde özel bir şeyler olduğunu hemen görebiliyordunuz” sözleriyle Modric’i tanımlıyordu.
Yılmadı, çok çalışarak başardı!
Küçük bedeni karşısında oluşan önyargıları yıkmak için hayatını futbola adayan Modric 10 yaşındayken Mario Grgurovic ile birlikte Hajduk Split tarafından denemeye alındı. Ancak yine çok küçük ve güçsüz olması gerekçesiyle takıma alınmazken Split tercihini Grgurovic’ten yana kullandı.
O dönemler hakkında konuşan 33 yaşındaki Grgurovic, “Modric ile Zadar’ın altyapısında tanıştık. Hajduk’a beraber gittik ve Hırvatistan’ın genç takımlarında hep beraberdik. O zamanlar daha büyük bir yetenek olarak değerlendirildim ama bu futbol… Luka’dan daha büyük bir yeteneğe ve kariyere sahip olamadım” ifadelerini kullanarak gerçekleri gün yüzüne çıkartıyordu.
Hajduk Split’te tutunamayan Modric’in kariyerindeki kilit nokta ise Dinamo Zagreb’in U17 takımına alınması oldu. Kısa bir süre Inter Zapresic takımında kiralık olarak forma giyen Modric burada edindiği tecrübe ve fiziksel gelişimi sonrasında yeniden Zagreb’e geri döndü.
Inter Zapresic’in eski hocası Srecko Bogdan, “Vedran Corluka ve Hrjoje Cale ile birlikte takıma gelmişlerdi. Luka sahada ne yapması gerektiğini ve nasıl gol atılacağını çok iyi biliyordu. Onunla çalışmak gerçekten keyifliydi. Bugün çalıştırdığım çocuklara bir şeyler öğretmek gerçekten daha zor. Luka futbolu sokakta öğrenip gelmişti. Bugün çocuklar sokakta futbol oynamıyor” diyerek Modric’in ruhundaki futbol yeteneğinden bahsetti.
Zagreb'e geri dönüşü, rüyanın başlangıcı
Inter Zapresic ve Zrinjski Mostar’da kiralık geçen yılların ardından 2005’te Dinamo Zagreb’e geri dönmesi Modric için unutulmayacak yılların başlangıcı oldu. Art arda 3 lig şampiyonluğunun ardından 2007’de yılın oyuncusu seçildi ve 2008’de 21 milyon Euro bedelle Tottenham’a transfer oldu.
Kısa sürede Tottenham’da liderlik rolünü başarıyla üstlenen Modric, 2010-11 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale yükselen takımın en kilit oyuncuları arasında yer aldı.
Ve bu yükseliş 2011-12 sezonunda 33 milyon Euro bedelle Real Madrid’e transfer olmasını sağladı. Sonrasında İspanyol deviyle sayısız başarı yakalayan 32 yaşındaki dünya yıldızının, Dünya Kupası final biletini aldıkları İngiltere maçından sonra saha içinde gözyaşlarını tutamaması için bir hayli sebebi vardı…
Dünya tarihinin tartışmasız en iyi yaratıcı orta sahalarından biri kabul edilen Modric, Hırvatistan Milli Takımı ile bir Dünya Kupası şampiyonluğu yaşar mı, ya da bir daha bu şansı elde eder mi bilinmez. Ancak 6 yaşında felaketlerle başlayan ve 32 yaşında dünyanın en iyi futbolcuları arasında yer almasını sağlayan bu hayat hikayesinin, futbola başlayacak çocuklar için ilham kaynağı olacağı kesin…