Keskin, "Mafya metotlarıyla çalışan kuruluşlarda anlaşmalı bir yöntemle suç, bazı kişiler tarafından üstlenilerek ortaya çıkmasından kuşku duyulan bazı gerçekler ve sorumluları saklanmaya çalışılır. Acaba böyle bir durum bu davada da söz konusu olabilir mi? Bunun mahkeme tarafından iyice irdelenmesi gerekir" dedi.
Keskin, Deniz Feneri davası sanıklarının, ifadelerinde bir çok şeyi itiraf etmelerine rağmen perde arkasında ortaya çıkmamış bazı gerçeklerin saklandığı yönünde kuşku bulunduğunu kaydetti.
Keskin, "Almanyalı Türklerden toplanan zekât, kurban ve muhtaca yardım amaçlı 41 milyon Euro’nun çok büyük bir kısmı, ’Deniz Feneri’ yetkililerinin kendi şirketlerine ve cebine aktarılmıştır. Bunu Deniz Feneri tutukluları mahkemede kabul ediyor ve açıklıyorlar" diye konuştu.
Yeşil sermaye olarak adlandırılan holdinglerin, din sömürüsü yaparak, Avrupa’da yaşayan Türklerden 30-35 milyar Euro para topladığını hatırlatan Keskin, şunları söyledi: "Türkiye’deki yargı kurumlarını ve hükümeti, ’Deniz Feneri’ ve ’Yeşil Sermaye’ yoluyla insanlarımızın paralarını gasp edenlerin üzerine kararlılıkla gitmeye çağırıyorum."