Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas, 'vatana ihanet' suçlamasıyla iki gazeteci hakkında soruşturma açan Başsavcı Harald Range’yi görevden aldı. Schwäbische Zeitung'da şu satırları okuyoruz:
“Vatana ihanet soruşturması tartışmasına katılan bütün taraflar, birbirine karşı mesafe koyarak bir strateji izlemeye çalıştı ve sonunda zincirin en zayıf halkası olan Başsavcı gitmek zorunda kaldı. Zincir şöyle oluşuyor: Eğer İçişleri Bakanı Hristiyan Demokrat Birlik‘ten ise Adalet Bakanı Sosyal Demokrat Partili, Federal Başsavcı da Hür Demokrat Parti'den seçiliyor. Son halka zaten 67 yaşında emekliliğine gün sayıyordu. Duygusuz bir hesap için doğru bir zamanlama oldu... Ancak bu skandal, Almanya’da basın ve düşünce özgürlüğünün kötü olduğuna dair bir kanıt sayılmaz. Gazetecilere karşı getirilen bu tür sınırlamalara hassasiyetle tepki gösteren bir toplum iyi silahlanmış demektir.“
Handelsblatt gazetesi ise vatana ihanet soruşturmasına farklı bir açıdan yaklaşıyor ve Range'nin Adalet Bakanı'nı eleştiren açıklamasına işaret ediyor. Range, düzenlediği basın toplantısında Adalet Bakanı'nın yargı bağımsızlığına müdahale etmekle suçlamıştı. Gazetede yer alan yorum şöyle:
“Range’nin protestosu belki şöyle bir durup düşünmeye vesile olmalı. Durum herkesin sandığı gibi gerçekten kesin ve açık mı? Netzpolitik.org’un yayınladığı gizli belgelerin devlet sırlarını içermediği o kadar aşikar mı? Anayasayı Koruma Dairesi ve Range’nin bağımsız bilirkişi heyeti aksi görüşte. Gizli belgelerin basın özgürlüğü kisvesi altında internette yayınlanması gerçekten söz konusu değil mi? Temel özgürlüklerin de bir sınırı var. Savcıların bağımsızlığının da siyasi müdahalelerden korunması gerekiyor…”
Frankfurter Rundschau gazetesinde yer alan değerlendirmede de eleştiriler Adalet Bakanı Heiko Maas'a yöneltiliyor:
“Hükümet bu tartışmada, vatana ihanet düzenlemesi silahıyla blog yazarlarının vurulduğu izlenimi yaratmak istemiyor gibi görünüyor. Politikacılar için böyle bir izlenim, Range’nin absürt soruşturmasını engellemek için hiçbir şey yapmamış olmaktan daha önemli. Ki tepkiler büyüyünceye kadar, soruşturma görmezden gelinmişti. Ancak şimdi basın özgürlüğünün koruyucusu profili çıkarmak gerekiyor ve bunun için de bir kurbana ihtiyaç var. “
Der Tagesspiegel gazetesinde de aynı konu ele alınıyor:
“AGİT’in basın özgürlüğü sorumlusu, Alman makamlarından gerçekten de haber alma ve medya özgürlüğüne saygının güvence altına alınmasını talep etti. Talebini de şöyle gerekçelendirdi. Medyanın görevi kamu yararı doğrultusunda haber yapmaktır. Alman makamlarının devlet sırlarına ihanet iddiasıyla açılan soruşturma vakalarına da mesafeli durması gerekiyor. Dışişleri Bakanlığı, Almanya’nın itabarının zarar görebileceği tehlikesini gayet iyi gördü. Zira gelecekte Türkiye ve Çin’le hukuk devleti diyaloglarında Bakanlığın kendini ortaya koyması gerekecek…“