Politika

"TÜRKİYE'NİN DE AB'NİN DE KAZANMASI LAZIM" ANKARA (A.A)

26 Nisan 2011 21:04

-"TÜRKİYE'NİN DE AB'NİN DE KAZANMASI LAZIM" ANKARA (A.A) - 26.04.2011 - Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Biz, 'AB hem bizim yararımızadır hem de AB üyesi ülkelerinin yarınadır' diye karşılıklı menfaat ilişkilerini hesaba katarak bu süreci götürüyoruz. İki tarafın da kazanması lazım. Bir tarafın kazanıp, bir tarafın kaybettiği bir süreç, bizim lehimize olmaz'' dedi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin yaptığı açıklamada, gündemlerindeki konular hakkında bilgi verdi. Merkez Bankası Başkanlığına yeni gelen Erdem Başçı'nın bilgi sunduğunu ifade ederek, toplantıda küresel kriz sonrasındaki toparlanma, kriz sonrasında para politikaları, uygulanan politikaların sonuçları ve gelecek dönemdeki küresel risklerle ilgili ayrıntılı bir analiz yaptıklarını anlatan Çiçek, Türkiye'nin krizin etkilerini ''az çok hissetmiş'' bir ülke olduğunu söyledi.  Çiçek, ''2008, 2009 ve 2010 yıllarında hükümetin aldığı tedbirler var, MB'nin aldığı tedbirler var. Bu tedbirlerin sonucunda bugünkü sunumun sonuçlarına baktığımızda önemli bir mesafe kat edildiği iyileşme noktasında rakamlarla ortaya çıkmış bulunmaktadır'' dedi. Faizlerin düşmesi, enflasyonun düşmesi, büyümenin devam etmesi, işsizlik rakamlarındaki azalma gibi bütün bu olumlu gelişmelerin, iyileşme sürecinin Türkiye için memnuniyet verici bir şekilde sürdüğünü ifade eden Çiçek, şöyle devam etti: ''Ancak bunun bizi rehavete kaptırmaması lazım. Onun için de alınan tedbirlerin kararlılıkla sürdürülmesi, özellikle mali disiplinin sürdürülmesi gelmektedir. Özel kesim borcunun daha kontrollü ve sağlıklı şekilde artmasının sağlanması gerekmektedir. Yapısal reformlara önümüzdeki dönemde de en başta enerji yatırımları olmak üzere devam etmesi gerekmektedir. Ayrıca dünyadaki gelişmelerin de yakından takip edilmesi burada ifade edilmiştir. Küresel riskler olarak üzerinde durduğumuz konu şudur; bunlardan bir tanesi tüm dünya ekonomisini etkileyen ABD, AB ve Japonya'nın kamu borcu problemidir. Çünkü oralardaki her olumsuz gelişme bizimki gibi ülkelere de ister istemez olumsuz bir kısım etkiler meydana getirmektedir. Buradaki politikaların Türkiye tarafından da yakından takip edilmesi gerekmektedir.  İkincisi gelecek dönemle ilgili olarak jeopolitik riskler olarak görüyoruz. Bunlar Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yaşanan problemler. Bunların olumsuz bir çok yansımalarının olduğu, olacağı tecrübeyle sabittir. Özellikle petrol fiyatları bu gelişmelerden etkileniyor bu da ister istemez Türkiye'nin açığını artıran önemli faktörlerden bir tanesidir. Ama bütün bunlara rağmen aldığımız tedbirlerin seçime bakmaksızın kararlılıkla sürdürülmesi ve mali disiplinin yine hassasiyetle sürdürülmesi en önemli tedbir olarak gözükmektedir.'' -AB- AB konusunun Bakanlar Kurulu'nu değişmez gündem maddesi olduğunu anımsatan Bakan Çiçek, rekabet politikalarıyla ilgili bir kısım tartışmaların bu süreçte yapıldığını, bu faslın açılması gerektiğini belirterek, ancak halen Türkiye'nin yapacağı bir kısım faaliyetler, yatırımların rekabete dayalı güçlü bir ekonomiye kazanabilmek açısından Türkiye'nin önüne çıkarılan bir kısım sıkıntılar bulunduğunu söyledi. Çiçek, bunların aşılması halinde bu faslın da açılabileceğini düşündüklerini belirterek, ''Neticede biz, 'AB hem bizim yararımızadır hem de AB üyesi ülkelerinin yarınadır' diye karşılıklı menfaat ilişkilerini hesaba katarak bu süreci götürüyoruz. İki tarafın da kazanması lazım. Bir tarafın kazanıp, bir tarafın kaybettiği bir süreç, bizim lehimize olmaz. onun için rekabet politikaları Türkiye'nin bir kısım sanayi çabaları açısından ekonomisi daha güçlü hale getirebilmesi bakımından ileri sürelen hususlar var. Onları aşmaya çalışıyoruz'' dedi. -SEÇİM GÜVENLİĞİ- Bakan Çiçek, toplantıda ayrıca seçim güvenliği konusunu ele aldıklarını bildirdi. Türkiye'de seçim takviminin işlediğini anımsatan Bakan Çiçek, Anayasa'nın 79. maddesine göre seçimlerin yönetimi ve denetiminin yargı yoluyla yapıldığını belirterek, ''Bu sorumluluğun gereği olarak dürüst bir seçimin, güvenli bir seçimin yapılabilmesi için gerekli iş ve işlemlerin yapılması, bununla ilgili itirazların karara bağlanması YSK'nın görevidir'' dedi. Çiçek, şöyle devam etti: ''YSK, 6'sı Yargıtay'dan, 5'i de Danıştay'dan olmak üzere 7'si asil, 4'ü yedek olmak üzere 11 yüksek yargıç tarafından sürdürülmektedir. Son yaşadığımız sıkıntı sebebiyle zaman zaman bize 'siz de oraya işte niye atadınız, filan gibi' serzenişler oldu. Herkes bilmelidir ki hükümetler ile YSK arasında hiçbir ilişki yoktur. Dolayısıyla seçimin, düzgün düzenli ve güvenli bir seçim olabilmesi noktasında denetimi de yönetimi de YSK'ya yani yargıya aittir. Ancak seçim güvenliğini sağlanması konusunda hükümet olarak biz üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Oy kullanımında vatandaşın sandık başına gitmesinde ve 24. defa sandık başına gidecek vatandaşımız, bundan önce alınmış ne tedbir varsa onları güncelleştirerek 12 Haziran'da başarıyla seçimin gerçekleşmesi noktasında İçişleri Bakanlığının yaptığı çalışmalar var. İçiişleri Bakanımız bu konuyla ilgili etraflı bilgi vermiştir. Bakanlar Kurulunda daha çok seçim güvenliği ağırlıklı bir toplantı yapmış olduk.''