-"Türkiye, çok daha şeffaf, çok daha özgürlükçü" ANKARA (A.A) - 12.09.2011 - Adalet Bakanı Sadullah Ergin, ''Bugün itibarıyla Türkiye çok daha şeffaf, çok daha özgürlükçü bir mevzuata sahip olmakla birlikte; yapılacak daha çok işimiz, almamız gereken daha epeyce mesafemiz var'' dedi. Ergin, Rixos Otel'de düzenlenen ''Türkiye'de Yakalama ve Gözaltı Uygulamalarından Doğan Sorunlar ile Yargının Hızlandırılması, Etkinlik ve Verimliliğinin Artırılması Sempozyumu''nda, Türkiye'nin 2000'li yıllardan itibaren AB sürecinin etkisiyle ve iktidarın ileri demokrasi ve hukuk normunu hayata geçirme kararlılığıyla büyük ilerlemeler sağladığını söyledi. Anayasada yapılan değişikliklerle bir yandan temel hak ve özgürlükler alanının genişletildiğini, diğer yandan da sivil otoriterin üstünlüğüne dayanan demokratik hukuk devletinin güçlendirildiğini anlatan Ergin, sadece 2001-2005 döneminde anayasanın toplam 49 maddesinin değiştirildiğini belirtti. Demokrasi ve hukuk alanında yapılan çalışmaları ve yasal düzenlemeleri anlatan Sadullah Ergin, bu düzenlemeleri, vatandaşların daha kaliteli bir demokrasi ve hukuk düzenine sahip olması ve Türkiye'nin uluslararası arenada başının dik olmasını sağlamak amacıyla hayata geçirdiklerini ifade etti. Daha hızlı ve etkin yargılama yapılabilmesi için hakim ve savcı sayısının 2002 yılına oranla yüzde 26 artırıldığını anımsatan Adalet Bakanı Ergin, yardımcı personel ihtiyacının da önemli oranda giderildiğini söyledi. Anayasanın teminat altına alındığı temel hak ve özgürlüklerin somutlaştığı temel alanın, ceza mevzuatı ve bu mevzuatın uygulanması olduğunu dile getiren Ergin, ceza mevzuatının hazırlanmasında insanların temel hakları ihmal edilmeksizin suç ve suçlulukla etkin şekilde mücadele edilmesi konusunun dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Bakan Ergin, suç ve suçlularla mücadele edilirken insan temel hak ve özgürlüklerinin de mümkün olduğunca korunması gerektiğine işaret etti. Ceza mevzuatının hazırlanmasında temel ilkenin, insan hakları ihlal edilmeksizin maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve Cumhuriyet savcılarının gözetimi altında delilden, şüpheliye ulaşan bir sistemin kurulması olduğunu dile getiren Ergin, şöyle devam etti: ''Bu temel ilkenin uygulamaya doğru bir şekilde yansıtılabilmesi için suç ve suçlulukla mücadelede kişi hürriyeti ve güvenliği, özel hayatın gizliliği ve masumiyet karinesi gibi temel hak ve özgürlükler feda edilmemelidir. Söz konusu temel hak ve özgürlükler korunurken suç ve suçlulukla mücadeleden taviz de verilmemelidir. Bu mücadele yapılırken, üyesi bulunduğumuz uluslararası toplumun geliştirdiği ve bugün itibarıyla ulaşmış olduğu standardı oluşturan milletlerarası sözleşmeler ile Avrupa İnsana Hakları Mahkemesinin içtihatları dikkate alınmalıdır. Bugün itibarıyla Türkiye çok daha şeffaf, çok daha özgürlükçü bir mevzuata sahip olmakla birlikte; yapılacak daha çok işimiz, almamız gereken daha epeyce mesafemiz var. Vatandaşın yargıya güven duyabilmesi için sadece kanunların doğru uygulanması yetmez. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bir kararında ifade edildiği gibi adil olmak yeterli değil, adil olduğunuzun görülmesi de gereklidir.'' Bakan Ergin, soruşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi için kimi tedbirlere başvurmanın gerekli olduğunu, bu tedbirlere soruşturma ve kovuşturmanın selametini tehlikeye sokacak sonuçlardan korumak amacıyla başvurulduğunu söyledi.