Yaşam

"TÜBA'ya müdahale söz konusu değil" ANKARA (A.A)

25 Eylül 2011 13:14

-"TÜBA'ya müdahale söz konusu değil" ANKARA (A.A) - 25.09.2011 - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye Bilimler Akademisinin (TÜBA) yeniden yapılandırılmasına ilişkin eleştirilere karşılık, ''TÜBA'yı idare edecek konseyi asıl üyeler arasından kendileri seçecekler ve kendileri yönetecekler. Bizim oranın yönetimine müdahale etmemiz, oradaki bilimsel çalışmaları yönlendirip, şekillendirmemiz söz konusu olmayacak'' dedi. Bakan Ergün, TÜBA'nın bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yeniden yapılandırılmasına dönük eleştirilere yanıt verdi. Akademinin yaklaşık 20 yıl önce, bilim adamlarını onore etmek, belli bir düzeye gelmiş bilim adamlarını, onların araştırmalarını desteklemek, gençleri de bilim adamlığına teşvik etmek için bir KHK ile kurulduğunu anlatan Ergün, o dönemde Akademide Türkiye'deki üniversitelerde görev yapan profesör sayısının yüzde 2'si kadar asıl üye, maksimum bunun 3 katı kadar da asosiye üye (genç akademisyenler) olmasının hedeflendiğini söyledi. Değişiklikten önce TÜBA'da 60-70 kadar asıl üye, 17 de asosiye üye olduğunu, çok az sayıda ise şeref üyesi bulunduğunu gördüklerini belirten Ergün, ''Yani çok kısıtlı bir tablonun içinde kalınmış. Seçici davranılsın, ama çok çok çok seçici davranılmış'' dedi. Türkiye'de Akademi üyesi olabilecek, profesör unvanına sahip çok daha fazla insan bulunduğunu, ülkenin 20 yıl önceki Türkiye olmadığını, pek çok Türk bilim adamının dünyanın çeşitli yerlerinde görev yaptığını ifade eden Ergün, ''Dolayısıyla 20 yıl sonra aslında bir yeniden yapılandırma ihtiyacının var olduğunu gördük'' diye konuştu. İlk olarak ''asıl üyelik ve asosiye üyeliği zenginleştirmeyi, Akademinin kaynaklarını, imkanlarını artırmayı düşündüklerini anlatan Ergün, bir taraftan da TÜBA'ya temel bilimler konusunda enstitü kurma imkanı getirmeyi istediklerini anlattı. TÜBA'nın Enstitü kurma imkanının bulunmadığını sadece bilim adamlarının bireysel olarak çalışma yapma imkanının olduğunu ve bu bireysel çalışmaların desteklendiğini belirten Ergün, şöyle devam etti: ''Temel bilimler konusunda, hem sosyal bilimler hem fen bilimleri konusunda iyi bir noktada olursanız teknolojik araştırmalar konusunda ilerleyebilirsiniz. İyi matematikçileri, iyi fizikçileri olmayan bir ülkede iyi teknik araştırma da olmaz, iyi mühendisler de yetişmez. Fen bilimleri ve sosyal bilimler enstitülerini gerekirse TÜBİTAK bünyesinden TÜBA bünyesine aktarabilelim ve orada bireysel çalışmalar da yürüsün onları da destekleyelim ama enstitüler halinde organize çalışmalar da yapılabilsin dedik.'' Yeni yapısıyla TÜBA'nın biraz zenginleşmiş olacağını, bir anlamda yeni de bir rol üstleneceğini dile getiren Ergün, Akademinin üyelerinin 3'te 1'inin Bakanlar Kurulu, 3'te 1'inin YÖK Genel Kurulu ve diğer 3'te 1'inin de Akademinin kendisi tarafından seçileceğini hatırlattı. Akademinin kendisinin, Bakanlar Kurulunun ya da YÖK Genel Kurulunun seçeceği kişilerin birbirinden çok farklı olmayacağını, çünkü aranan kriterlerin belli olduğunu vurgulayan Ergün, ''yoldan geçen'' veya Profesör olmuş ama henüz aktivitesi bulunmayan, bilimsel çalışmalar konusunda henüz kendisini tam olarak ortaya çıkartamamış kişilerden üye atanmayacağının altını çizdi. -''TÜBA'yı biz idare edelim demiyoruz'' TÜBA'nın Başbakanlığa bağlı bir kuruluş olarak kurulduğunu, başkanının da TÜBA Genel Kurulunun belirlediği ismin Başbakan tarafından onaylanmasıyla atandığını anımsatan Ergün, değişiklik sonrasında Akademinin kendi bakanlığına bağlı kuruluş haline geldiğine, bundan böyle başkanının da üçlü kararname ile atanacağına dikkati çekti. ''Zaten burası hükümetten bağımsız bir yer değildi'' diyen Ergün, şunları kaydetti: ''TÜBA Başbakanlığın bağlı kuruluşuydu, kararnamede bir değişiklik yapılarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bağlı kuruluşu haline geldi. Bugün (hükümet TÜBA'yı kendisine bağlamış) diyenler oluyor. TÜBA baştan beri bizimle bağlantısız bir yapı değildiki. Başbakanlığa bağlı bir kuruluş, bakanlığa bağlı bir kuruluş haline geldi. Akademi'de başkan, asil üyeler arasında üçlü kararneme ile atanacak. TÜBA'yı idare edecek konseyi asil üyeler arasından kendileri seçecekler ve kendileri yönetecekler. Bizim oranın yönetimine müdahale etmemiz, oradaki bilimsel çalışmaları bizim yönlendirip, şekillendirmemiz söz konusu olmayacak. Dolayısıyla TÜBA akademik çalışmalarda özerkliğini ve özgür çalışma ortamını belki de eskisinden daha geniş bir alanda devam ettirecek. Çünkü aynı zamanda eskisinden daha fazla kaynağa sahip olacak.'' -''Acele tartışmalar''- Bu konudaki tartışma ve eleştirileri ''acele tartışmalar'' olarak niteleyen Ergün, seçilecek üyelerin yakında Akademiye geleceğini ve ortaya çıkan tabloyu görenlerin ''bizim düşündüğümüz gibi değilmiş'' diyeceklerini ifade etti. Ergün, amaçlarının eskisinden çok daha fazla bilim adamının, çok daha fazla alanda desteklenmesini sağlamak olduğunu, çünkü Türkiye'nin önümüzdeki süreçte daha fazla bilim adamına ve bilimsel araştırmaların çeşitlendirilmesine ihtiyacı olduğunu söyledi. Türkiye'nin zenginliğinin insanları olduğunu, hükümet olarak kendilerinin de ülkenin geleceğini düşünerek adım attıklarını dile getiren Ergün, ''Bilim adamlarının önünü açan, onları daha coşkulu bir şekilde çalışmaya sevk eden adımlar atacağız. Biz neden bilim adamlarının önüne duvar örelim? O zaman ülkenin önüne duvar örmüş oluruz'' diye konuştu. Bakan Ergün, söz konusu kararnamede ya da uygulamada bir değişikliğe gidilip gidilemeyeceğine ilişkin soruya karşılık da ''Bu sistemle çalışma başlasın eğer aksaklık olursa yani yeni uygulamalarda beklenmedik, akademik çerçevenin içine oturmayan, bilimler akademisinde olmaması gereken bir takım unsurlar ortaya çıkarsa elbette revize ederiz, revizyona kapalı değiliz, ama daha ne olacağını görmeden iyi niyetli bir girişimi acele tartışmalarla söndürmek de doğru değil'' dedi.