Politika

"ŞEYTANLIK YAPMAYA GEREK YOK" BİTLİS (A.A)

11 Mayıs 2011 21:01

-"ŞEYTANLIK YAPMAYA GEREK YOK" BİTLİS (A.A) - 11.05.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Millet ne derse o olur. Bizim inancımız bu. Sandıkla gelen sandıkla gider. Darbe yapmaya, tuzak kurmaya, şeytanlık yapmaya gerek yok. Egemenlik milletindir'' dedi. Seçim çalışmaları kapsamında Bitlis'e gelen Arınç, sabah Bitlis Belediyesinde düzenlenen kahvaltıya katıldı. Ardından Hizan ilçesine hareket eden Bakan Arınç, Cumhuriyet Caddesinde, seçim otobüsünden halka seslendi. Milletin seçtiği siyasi partiye herkesin saygı göstermesi gerektiğini belirten Arınç, demokrasi birbirini sevmek, saygı göstermek, birbirini kabul etmek olduğunu söyledi. Arınç, ''Şiddet, dayatma korku, dükkanları zorla kapatmak, 'sandığa gidersen şöyle olur' demek demokrasi değildir. Bunun adı zorbalıktır'' dedi. Türkiye'nin güçlü iktidara ve istikrara ihtiyacının olduğunu belirten Arınç, bu topraklarda yaşayan herkesin birbirini kucaklaması ve kardeş olarak kabul etmesi gerektiğini kaydetti. Hizan'ın manevi yönüne değinen Bakan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hizan gibi beldelerin manevi hayatımıza ne kadar büyük iyilikler yaptığını biliyoruz. Bediüzzaman Saidi Nursi hazretlerinin bu topraklardan sadece Bitlis'e, Türkiye'ye değil, bütün dünyaya bir nur gibi nasıl yayıldığını biliyoruz. Onun bize gösterdiği kardeşliktir. Kelime-i tevhit inancıdır, ihlastır, samimiyettir. Biz bin yıldan beri kardeşiz. Bizi kardeş yapan sadece Müslümanlığımızdır. Yoksa laiklik falan değil. Laiklik 1937'den beri Anayasa'da var. Ama biz bu topraklar üzerinde Kürt'ü ile Türk'ü ile hamd olsun bin yıldan beri, birbirinin kucağında can veren kardeşleriz. Biz sadece kelime-i tullah için kelime-i tevhit için can veriyoruz. Buna inanmışız. Bu nedenle kavgaya gerek yok. Sadece Bediüzzaman Saidi Nursi değil ki bu topraklardan nice büyüklerimiz yetişmiş. Selahattin İnan, Zeynel Abidin İnan, Gaydalılar'dan ve onların emsali onlarca maneviyat büyüğümüzden Allah razı olsun. Ayrımcılık yapmayız ve hiçbir zaman yan gözle bakmayız.'' -''GAYDALI'YA SELAMIMI SÖYLEYİN'' Gençlerin iş yerinin damından Bitlis bağımsız milletvekili adayı Edip Safter Gaydalı'nın posterini açtığını gören Bakan Arınç, poster açan gençleri çıktıkları yerden düşmemeleri için uyardı. Safter Gaydalı'yı çok iyi tanıdığını belirten Bakan Arınç, şunları dile getirdi: ''Sağolun, onları gönlünüzde yaşatın. Fakat oradan düşmeyin. Gaydalı'ya selamlarımı söyleyin. Saygılarımı sunuyorum. Ben 40 yıldır siyasetin içindeyim. Kimin ne olduğunu az çok bilirim. Siyasette herkese saygı duymuş biriyim. Çünkü milletin oy verdiğine saygısızlık edemeyiz. Millet ne derse o olur. Bizim inancımız bu. Sandıkla gelen sandıkla gider. Darbe yapmaya, tuzak kurmaya, şeytanlık yapmaya gerek yok. Egemenlik milletindir. Türkiye'de siyaset yapmayı sadece belli kişilerin hakkı olarak görmüyoruz. Herkes siyaset yapmalı. Herkes siyasetinde özgür olmalı ve kimse kimseye zorbalık yapmamalı. Buranın belediye başkanı Saadet Partisinden bir arkadaşımız. Başımızın üstünde yeri var. Siz onu seçmişsiniz, belediye başkanımızdır. Bana düşen de belediye başkanına yardımcı olmaktır. Safter Gaydalı bakanlığında ve milletvekilinde saygı duyduğum biri. Aramızda bir sıkıntı yok. Kendisi güzel bir ailenin evladı.'' -''CHP'NİN BU TARAFLARDA GÖZÜ YOK, MHP BURALARI BİLMEZ'' - Hizan'dan sonra Tatvan ilçesine gelen Arınç, AK Parti Tatvan Seçim Koordinasyon Merkezi önünde halkı selamlayarak, bir konuşma yaptı. ''CHP'nin bu taraflarda gözü yok, MHP buraları ne bilir ne de yapar'' diyen Bakan Arınç, ''CHP'nin sadece günü birlik laflar ederek, ağzından küfürler saçarak konuştuğunu, MHP'nin bölgede yaşanan sorunları çözemeyeceğini'' kaydetti. Arınç, şunları ifade etti: ''Onlar yanan ateşe daha çok odun atmaya çok meraklılar. Onların ülkenin sorunlarını çözme gibi bir dertleri yok. Biz ülkenin insanına güveniyoruz. Terör, terörist istemiyoruz. Terörü ortaya çıkan sebeplerle mücadele edeceğiz. Açlık, fakirlik, yoksulluk, kendi kimliğini ifade edememe, haksızlık ve işkence görme gibi nedenlerle insanlar dağa çıkıyor. Bunları ortadan kaldırmazsanız, bütün bunları yaparsanız, insanlar dağa çıkar, insanlar isyan eder ve başka yere giderler. Bunları ortadan kaldıracağız. Devlet vatandaşına güvenecek ve onu birinci sınıf haklara kavuşturacak ki terörle mücadele etmiş olalım. Yoksa silahla mücadelenin sonu aynı bugünkü gibi olur. Üniversiteyi bitiren bir çocuk, iş bulamadığı için yarının endişesini taşıyorsa, dağa çıkıyorsa, bu yolları kapatacağız. O gencecik fidanlar dağa çıkmasın, Tatvan'da kalsın ve bu güzel insanlar arasında yaşasın. Bunları ancak biz yaparız.'' -''BİZ SADECE ALLAH'TAN KORKUYORUZ'' Milletle birlikte siyaset yaptıklarını, milletin desteğinden başka hiçbir desteği ve milletin gücünden başka hiçbir gücü kabul etmediklerini belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Eskiden hükümetler gelirdi ve biraz iş yapmaya çalışırdı. Ardından ordudan bir muhtıra ve darbe gelirdi. Darbe yaptık partiler kapandı ve meclis kapandı. Hükümeti bir mektup yazarak istifaya çağırırlardı. Başını kaldırır, gözünü seyreltir, başını yan tarafa çevirir, hükümet kaçar, başbakanlar ürperirdi. Böyle bir sivil siyaset ve böyle bir hükümet anlayışı olabilir mi? Millet seni kaç diye mi kork diye mi iktidar yaptı. Sen bu milletin emanetine sahip çıkmadıktan sonra niye iktidar oldun. Biz iktidar olduktan sonra, Balyozlar, Kafesler bilmem neler var... Ya meğerse AK Partini hükümetini beğenmemişler. Onu devirmek için ellerinden geleni yapmışlar. Ama biz korkmadık. Biz sadece Allah'tan korkuyoruz.'' -''SİYASETİMİ KÜRT KARDEŞLERİMLE YAPIYORUM'' ''Doğu ve Güneydoğu'da, Müslüman bir Kürt anne ve babanın çocuğu olsaydım bununla iftihar ederdim'' diyen Bakan Arınç, yıllardır siyaseti Kürtlerle yaptığını söyledi. ''Birilerinin soktuğu nifakla ülkeyi bir ateş deryasına döndüremeyeceklerini'' anlatan Arınç, şunları kaydetti: ''Allahım bizi Müslüman yarattı. Batıdaki siyaset biraz düşmanlık üzerine kurulduğu için, beni hep eleştirdiler. Çünkü ben siyasetimi yıllardır Kürt kardeşlerimle yapıyorum ve onlardan hiçbir kötülük görmedim. Burada ne kadar Bitlisli varsa, Manisa'da da o kadar Bitlisli var. O kadar Ağrılı, Siirtli, Hizanlı ve Mutkili var. Allah onlardan razı olsun. Onlar beni hiç bırakmadılar. Ben de onları bırakmadım. Ekmeğimi onlarla paylaştım. Bir yere işçi alınacaksa, onlara öncelik verdim.'' Seçime herkesin hazırlandığını ve bu yarıştan başarıyla çıkmanın herkesin gayesi olduğunu belirten  Arınç, AK Parti olarak yeni ve milletin huzuruna ilk defa çıkan bir parti olmadıklarını söyledi. Arınç, ''Bugüne kadar 2 genel seçim, 2 belediye ve 2 referandumdan yüzümüzün akıyla çıktık. Bitlis referandum yüzde 90'ları geçen oyuyla, tarihe altın harflerle yazıldı. Referandumda yüksek katılım sağlayan Bitlis halkına teşekkür ediyorum'' dedi. Tatvan'da konuşmasını tamamlayan Arınç, Kürtçe'yi çok fazla bilmediğini ancak meclis kürsüsünden söylediği Kürtçe sözler olduğunu anımsattı. ''Meclis kürsüsünde Kürtçe konuşan tek milletvekili benim. Bu sözü de anamdan ve babamdan biliyorum'' diyen Arınç, Kürtçe ''Allah sizden razı olsun'' ve ''Allah'a emanet olun'' diyerek sözlerini tamamladı. Başbakan Yardımcısı Arınç, daha sonra AK Parti Bitlis Milletvekili adayları ve partililerle Tatvan Kardelen Otel'de düzenlenen yemeğe katıldı. Arınç, Muş'a gitmek üzere Tatvan'dan ayrıldı.