-"PİSKÜVİT' DEMESİNİ DE BİLİRİZ" ÇORLU (A.A) - 11.05.2011 - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "ben yoksul çocuklarımızın anladığı dilden konuşuyorum. 'Piskövit' demesini de biliriz, 'pisküvit' demesini de biliriz. Ama Allah bize, 'şehide kelle' dedirtmesin" dedi. Bahçeli, Tekirdağ'ın Saray ve Çorlu ilçelerini ziyaretinde yaptığı konuşmada, Ak Parti'nin, bir yandan ileri demokrasi derken, öteki taraftan da yoksulun istismarına dayanarak bir paket demokrasisi uygulandığını ileri sürdü. Seçimlere az bir süre kala vatandaşlara bazı paket dağıtımlarının yapıldığını iddia eden Bahçeli, ''Yoksula verilmiş olan bu paketin kaynağı yine sizlerin vergilerinizdir. Bunlar sizlerin hakkınızdır. Sizlere gelmiş paketi boynu bükük olarak almayın. O sizin hakkınız, o sizin helaliniz. Başınızı dik tutun ve paketi alın. Evinize götürün yiyin, için ve çocuklarınız daha huzurlu olsun. Ama, bu paket ekonomisiyle paket demokrasisiyle de yaşanmaz. Bunun için Milliyetçi Hareket Partisi '' Al paketi vur tokadı'' diyor'' dedi. -HİLAL KART PROJESİ- Bahçeli, kendi iktidarları döneminde paketle aldatma, kandırma olmayacağını belirterek, şunları kaydetti: ''Bize, siz ne yapacaksınız diye sorulduğunda, ben milletime, ''Hilal Kart'' sözü veriyorum. Bu Hilal Kart, bir tüketici kredi kartı değildir. Bu Hilal Kartı, diğer kartlarla karıştırmayın. Banka kartı değildir, geri ödemesi yok, faizi yok. Dolayısıyla, faizlerin yığılmasıyla, kapınızı icra memurunun çalması yok. Bu Hilal Kart, sizin helaliniz ve hakkınızdır. Yoksula, yetime, öksüze, elden ayaktan düşmüşe, hastamıza, yaşlımıza, 65 yaşından yukarı olup emekliliği olmayan vatandaşlarımıza yani, öz ve öz bu milletin evladı olup yoksulluğa itilmiş olan vatandaşlarımızın hakkı olan bir kart olacaktır. Paket gözlemeyeceksiniz. Ama bu kartla istediğinizi aldığınız bir paket hazırlayabileceksiniz. Bu kartı aldığınız zaman, çarşıya pazara başınız dik olarak girerek istediklerinizi alacaksınız. Bu karta, devlet bütçesinden ayrılacak olan para devlet bankası aracılığıyla yatırılacak ve esnaftan yaptığınız alışverişlerde, nakit para ile alışveriş yapmış gibi sayılacak. Bu kart, yoksul için aş, esnaf için ise iş olacak.'' -''SEÇİMİN GÜVENLİĞİ SİYASİ İRADENİN ELİNDE''- 12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak olan genel seçimler için çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle devam etti: ''İmkanlarımız ölçüsünde zamanı iyi değerlendirerek illerimizi geziyoruz. Vatandaşlarımızın sorunlarını dinliyor ve Türkiye'nin sorunlarıyla yüz yüze geliyoruz. 12 Haziran seçimleri Türkiye'miz için bir dönüm noktası olacaktır. Değişik siyasi görüşten ve ideolojiden olabiliriz. Ama hepimiz bu ülkenin insanıyız. Eğer ülkede birlik, dirlik ve istikrar varsa, siyasi partilerin varlığı da anlam kazanır. Trakya'dan vatandaşlarıma sesleniyorum, eğer çok önemli bir işiniz yoksa, mutlaka 12 Haziran'da seçimlere katılınız. Güvenilir bir seçim olması da siyasi iradeye bağlıdır. İktidar, sağlıklı ve güvenli bir seçim ortamı yaratmalıdır. Son 9 yıldır ülkemiz sayısal bir çoğunlukla AKP tarafından yönetiliyor. Her şey çok güzel gidiyorsa, hayat standardımızı bu 9 yıl içinde yükseltebildiysek, o zaman Sayın Başbakanın dediği gibi ''durmak yok, yola devam'' diyerek üçüncü dönemde oy vererek iktidara getirmeliyiz. Ama bu 9 yıl içinde, işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk artmışsa, asayişsizlik varsa 12 Haziran seçimlerindeki fırsatı iyi değerlendirmelisiniz. Bizim yaptığımız tespitlere göre, AKP, ülkeyi bu süreçte iyi yönetememiştir. Ülkenin sorunlarını çözememiştir, yıpranmış ve yorulmuştur. Böyle bir tablo karşısında, bir iktidar değişikliği olması gerektiği kanaatindeyiz. Bu iktidar değişmeli ve milletimiz yeni bir iktidarın doğuşuna fırsat vermelidir. Bazı yerlere giderken, vatandaşlarımız yolumuzu keserek bizlere sarılarak bizi bu iktidardan kurtarın diyor.'' -İŞSİZLİK SORUNU- Türkiye'de, en önemli sorunun işsizlik olduğunu da ifade eden Bahçeli, bu durumun bir çözüme kazandırılması gerektiğini belirterek, ''Ülkemizde en önemli sorun işsizliktir. Mutlaka ve mutlaka işsizin sesine kulak vermek lazım. Yoksa işsizlik artar ve bir sosyal patlamanın kıvılcımı olur. Bu durum başka şeylere de yol açıyor. Büyük şehirlerde, çocuk yaşta suçlar artıyor. Gasp, yağma, yaralama ve benzeri olaylar gündelik olaylar şeklinde gelişirken, öte yandan da kadına şiddet artıyor. Ormanlık alanlarda, yol boylarında katledilmiş halde bulunan kadın cesetlerinin sayısı çoğaldı. İşsizlik ve yoksulluk, aile içi şiddete neden oluyor. Farklı suçlar ve cinayetler ortaya çıkıyor. Bu günkü iktidar bu sorunlarla uğraşmıyor. İktidar üçüncü dönem iktidara gelebilmek için devletin imkanlarıyla seçim mitingleri yapıyor. İktidar, korkuyor. Bir iktidar değişikliği olduğunda geride kalan 9 yılın hesabının kendisinden sorulacağını biliyor'' diye konuştu. -ORTADOĞUDAKİ GELİŞMELELER- AK Parti'nin, 9 yıllık iktidar süresi boyunca halkın sesine kulak asmadığını ve hep kendi bildiğini yaptığını öne süren Bahçeli, şunları kaydetti: ''İnsanlarımız 9 yıl önce Adalet ve Kalkınma Partisi'ne güvenerek, onları tek başına iktidar yapmıştır. Fakat onlar bunu anlayamayarak kerameti kendilerinde aramışlardır. Ortadoğu'daki gelişmeler, bulaşıcı bir hastalık gibidir. Aniden yaygınlaşıyor. Mısır, Yemen, Libya, Tunus, Suriye. Ama Türkiye'de, uzun zamandan bu yana bir ayaklanma provası içerisinde, Türkiye'yi bölmek isteyenlerin de ne gibi hareketler yaptığını biliyorsunuz. Bütün bunlarla, Türkiye geriliyor. Türkiye huzurlu ve rahat değil. İçten içe kaynıyor. Allah daha büyük tehlikelerden bu milleti ve bu ülkeyi korusun. Adalet ve Kalkınma Partisi iki dönem iktidar oluyor ve üç hükümet kuruyor. Böyle bir milletvekili sayısıyla tek başına iktidar olmuş bir partinin sizin gibi muhterem insanların karşı karşıya kaldığı sıkıntıları aşmada alamayacağı bir karar, çıkartamayacağı bir yasa, uygulayamayacağı bir sosyo ekonomik politika olamaz. Bunu yapmaya gücü vardır. Bu güce 9 yıldır sahip olmuştur. Sizlere buradan soruyorum. Recep Tayyip Erdoğan'ın toz pembe takdim ettiği bir Türkiye'mi doğru, yoksa bu meydanı dolduran vatandaşlarımızın yaşadığı hayat gerçeğimi doğru.'' Öte yandan, Bahçeli, Veliköy Belediyesi'ni ziyareti sırasında gazetecilerin YGS ile ilgili sorularını da yanıtladı. YGS'de öğrencilerin hala kafasında soru işaretlerinin bulunduğunu belirten Bahçeli, şunları aktardı: ''Bilinen bir gerçek var. YGS sınavında 1 milyon 700 bin öğrencimiz, şu an karamsarlık, kaygı ve endişe içerisindedir. Savcının almış olduğu takipsizlik kararı, sınavlarda tartışılan şifre ve sınavlara düşen gölgeyi ortadan kaldırmış değildir. Her genç, kafasında soru işareti ile geleceğe bakacaktır.'' ''Bazı konuşmalarının köşe yazarları tarafından eleştirdiği'' yönündeki soruya Bahçeli, ''Ben internette yaşananları yakınen takip ediyorum. Çok da memnun oluyorum. Yoksul olan insanlarımızın çocukları, köşe yazarlığı yapabilecek kadar kavramları diksiyona uygun bir şekilde söyleyemiyor. Ben yoksul çocuklarımızın anladığı dilden konuşuyorum. 'Piskövit' demesini de biliriz, 'pisküvit' demesini de biliriz. Ama Allah bize, 'şehide kelle' dedirtmesin'' diye yanıt verdi.