-"Öncelikli konu yeni anayasa" TBMM (A.A) - 03.10.2011 - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yeni anayasa konusunda, ''Süreye yönelik olarak söylenen her konuyu, temenni olarak kabul etmek lazım. Yeni anayasa ihtiyacı öncelikli bir konudur. İşin tabiatı gereği ne kadar sürede bitirilmesi gerekiyorsa, o kadar sürede bitirelim'' dedi. Çiçek, yenilenen basın toplantı salonunu hizmete açtıktan sonra Parlamento Muhabirleri Derneği'ni (PMD) ziyaret etti. PMD Başkanı Göksel Bozkurt ile birlikte, yeni yasama yılının başlaması dolayısıyla pasta kesen Çiçek, dileğinin ''yeni anayasa'' olduğunu belirtti. Pasta üzerindeki mumları üflemeyi tercih etmediğini ifade eden Çiçek, ''Önümüz aydınlık olsun. Dileğim yeni anayasa. Bu kadar zamandır konuşulan, bu kadar zamandır tartışılan ama yürürlükte kalmayı başarmış tek anayasa bizimdir. Artık bu işin sonlandırılması gerekiyor. Umarım; yeni dönemde hep beraber milletimizle, partilerimizle ve sürece katkı verecek tüm kurum, kuruluş ve şahıslarla birlikte yeni anayasayı milletimize armağan ederiz'' diye konuştu. Bir gazetecinin ''2012 Anayasası mı olacak?'' sorusuna, Çiçik, şu cevabı verdi: ''Süreyi soruyorsun. Süreye yönelik olarak söylenen her konuyu temenni olarak kabul etmek lazım. Hakikaten yeni anayasa ihtiyacı öncelikli bir konudur. Böylesine bir ihtiyaç çok açık, net ortaya çıktıysa... Hani bizde bir atasözü var: 'Hayır uzayınca şerre dönüşür.' Hayır işiyse bunu çok uzatmamak lazım. İşin tabiatı gereği ne kadar sürede bitirilmesi gerekiyorsa, o kadar sürede bitirelim. Acele etmeyelim ama işi de çok çok uzun zamana bırakmayalım. Bunun süresi zaten çalışmalarla ortaya çıkacaktır. Komisyonda bunun usul, esas ve süresi de dahil hepsini konuşur, bir değerlendirme yaparız.'' Çiçek, ''Komisyon başkanı siz mi olacaksınız? Muhalefetin komisyona teknik destek talebi de vardı, Anayasa hukukçularının komisyona dahil edilmesini istiyorlardı'' sorusuna karşılık, şöyle konuştu: ''Ben bu konularla ilgili komisyonu bağlayıcı herhangi bir açıklama yapmadım. Buna yönelik sorularınız olursa komisyona saygımdan dolayı net bir şey söylemem, olsa olsa temennidir. Geçmiş uygulamalarda komisyona TBMM Başkanı başkanlık etmiş, hemen akabinde de Meclis başkanvekillerinden biri ya da komisyon içinden biri başkanlık etmiş. Bunların hepsi komisyon içinde konuşulacaktır. Meclis Başkanı için bu işe başkanlık yapması hiç şüphesiz onur vericidir. Ama Meclis Başkanı'nın başkaca görevleri de vardır. Bu görevler, çalışmaları aksatır mı, aksatmaz mı, işi uzatır mı, uzatmaz mı hepsini komisyonda konuşacağız. Usule ve esasa ilişkin neyi sorarsanız onu söyleyeceğim. Daha işin başında yanlış bir değerlendirmeye sebebiyet verir düşüncesiyle bu sorulara cevap veremezsem yanlış anlamayın.'' -''Komisyonun adı...''- Bir gazetecinin ''Komisyonun adı Uzlaşma mı, Hazırlık Komisyonu mu diyeceğiz?'' sorusu üzerine Çiçek, 1990'lı yıllarda geçmişte komisyon kurulduğunu, önce adına uyum, sonra uzlaşma komisyonu denildiğini hatırlattı. Çiçek, ''Komisyon kendisine bir isim belirler mi yoksa kamuoyu olarak siz mi algılarsınız... Geçmişte bir kısım çalışmalarda kanun tasarısının başlığı başka, sizin taktığınız isim başkaydı. Mesela bizim mevzuatımızda hiçbir zaman Pişmanlık Yasası yoktur. Bu isimde hiçbir yasa yoktur ama siz o yasanın içeriğine bakarak bundan şöyle bir sonuç çıkıyor düşüncesiyle adını öyle koymuşsunuz. Ben isim koymadım, ben sadece komisyonunun yapacağı işi esas alarak öyle bir ifade kullandım. Çalışmayı mümkün olduğu kadar uzlaşarak yapacağız'' diye konuştu. Çiçek, ilk toplantı için çağrıyı ne zaman yapacağı sorusuna da ''Olabildiğince kısa sürede...Bu işi daha fazla uzatmak istemiyoruz. Bir an evvel işin içine girilsin. Ben her işi uzlaşarak götürmekten yanayım'' karşılığını verdi. -''Neyi, nasıl yapmalıyım''- Çiçek, bir gazetecinin, 19 Eylül'de yapılan toplantıyla ilgili akademisyenlerin tüm maddelerin değişebileceği yönünde görüş belirttiğini söylemesi üzerine, şunları söyledi: ''Bizim davet ettiğimiz herkes kendi fikrini çok açık şekilde söyledi. O türlü telaffuz eden de var, bu türlü değerlendirme yapanlar da var. O toplantı benim anayasa konusunda katıldığım en verimli toplantıydı. Çünkü, ilk defa anayasa hukukçuları bir araya geliyor. Birbirlerini belki kitaplarından tanıyorlar ama bazıları ilk defa bir araya geliyor. Orada önemli bir anektod vardı; 'daha evvel biz anayasa hukukçuları darbeden sonra askeri uçakla toplantı yapmak üzere davet edilirdik, ilk defa sivil bir Meclis Başkanı bizi bir araya getiriyor, davet ediyor' memnuniyetlerini ifade etmişlerdir. Bu da anayasa ve TBMM açısından Türkiye'nin demokratik olgunluğu açısından nereye geldiğimizi gösteriyor. O toplantı genel olarak usule ilişkindi. O toplantının özünde şu var; kamuoyunda genel bir uzlaşma var, bu iş Meclis Başkanı'nın başkanlığında yürüsün. Bu işin merkezi TBMM olsun. Böylesine ağır bir yük karşısında Meclis Başkanı olarak ben neyi, nasıl yapmalıyım, işe nereden başlarsam en az hatayla bu işi götürürüm. Ben de bunun arayışı içindeyim. Dolayısıyla daha çok kendimin ve Başkanlık olarak bizim bu konuda en az hatayla bu işi götürebilmemiz için bir arama toplantısı olarak da düşünebilirsiniz. O toplantıyı öyle kabul edelim.'' Çiçek, Komisyonun hangi mekanda toplanacağı sorusuna gülerek ''Hiçbir yer olmazsa benim odam olur. Yeter ki biz bu işi yapalım'' karşılığını verdi. Bir başka gazetecinin, ''Meclis başlarken de bazı krizleri o odada çözmüştünüz. Orada bir sihir var herhalde...'' demesi üzerine Çiçek, ''Bu iş tatlıya bağlansın ben çadırda bile oturmaya razıyım'' dedi.