-"Ne barışa hizmet ediyor, ne demokrasiye" İSTANBUL (A.A) - 18.08.2011 - Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Maalesef bugün Meclis'e dahi girmeyi reddeden bir siyasi parti var. Adına 'Barış ve Demokrasi' denmesine rağmen ne barışa hizmet ediyor, ne demokrasiye. O partideki siyasileri de hatalarından bir an evvel dönmeye ve bu ülkenin mayasıyla, tutkalıyla oynanmayacağını anlamaya buradan, Kadıköy'den çağırıyoruz'' dedi. Bağış, AK Parti Kadıköy İlçe Başkanlığınca, TCDD Fenerbahçe Sosyal Tesislerinde düzenlenen iftar yemeğine katıldı. Burada konuşan Egemen Bağış, terörü kınadığını belirterek, şunları söyledi: ''Maalesef terör belası, ramazanın merhamet ortamını kana bulayıp, bu ülkenin huzurunu kaçırabileceğini zannediyor. Ama biz inadına 'kardeşlik' diyeceğiz. İnadına 'birlik ve beraberlik' diyeceğiz. Bu ülkenin bütün farklı unsurlarıyla bu ülkenin güçlenmesi için çalışmaya devam edeceğiz. İçimiz yanıyor. Ama sayın Başbakanımızın dün söylediği gibi, artık sözün bittiği noktadayız. Artık söz değil, eylemlerimiz konuşuyor. Körpecik gençlerimize, kardeşlerimize şu mübarek günlerde kurşun sıkmaya kalkan zihniyet iki cihanda da bunun karşılığını fazlasıyla mutlaka görecektir. Gün, birbirimize kenetlenme günüdür, dayanışma günüdür. Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle, Lazıyla, Abazasıyla, Boşnağıyla, Zazasıyla, bütün farklı etnik unsurlarıyla, farklı inanç gruplarıyla, farklı siyasi görüşleriyle, farklı yaşam tercihleriyle birbirimize güç vermemizin öneminin her zamankinden daha fazla belirgin olduğu bir dönemdeyiz.'' Hep beraber el ele vererek bu zorlukları da aşacaklarını dile getiren Bağış, ''Güvenlik güçlerimize sahip çıkacağız ve eminim ki şehitlerimizin kanlarıyla suladıkları bu vatana hep beraber sahip çıkacağız. Çünkü bizim hayalini kurduğumuz Türkiye, dünyanın en güçlü 10 ülkesinden biri olan Türkiye'dir'' dedi. ''Biz, kedisi rahatsız olmasın diye hırkasını kesen bir anlayışın çocuklarıyız'' diyen Bağış, bu terör konusunun herkesin içini yaktığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Maalesef bugün Meclis'e dahi girmeyi reddeden bir siyasi parti var. Adına 'Barış ve Demokrasi' denmesine rağmen ne barışa hizmet ediyor, ne demokrasiye. Arkadaşlar, eğer bir ülkede bir siyesi düşünce milletin oylarıyla o ülkenin meclisinde temsil edilebilecek noktaya gelmişse, o ülkenin meclisinde söz hakkı olabilecek, her konuyu gündeme getirebilecek imkana kavuşmuşsa, onun o temsil ettiği meclisin emrindeki orduya kurşun sıkması, kendi varlığıyla tezat oluşturmasıdır. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir mantıksızlık olamaz. Onun için o partideki siyasileri de hatalarından bir an evvel dönmeye ve bu ülkenin mayasıyla, tutkalıyla oynanmayacağını anlamaya buradan, Kadıköy'den çağırıyoruz.'' Bağış, bu ülkenin bütün farklılıklarıyla çok büyük bir zenginliği temsil ettiğini herkesin bilmesi gerektiğini vurgulayarak, ''Bakın, eğer bugün dünyanın önden gelen güçleri Somali'deki açlığa duyarsız kalırken, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'nın çağrısıyla, sanatçısıyla, sporcusuyla, iş dünyasıyla, iktidarıyla, muhalefetiyle, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla hep beraber Afrika'nın derdine derman olabiliyorsak, demek ki biz gerçekten büyük bir milletiz'' diye konuştu. -Yeni anayasa- Yeni anayasa konusunun, Türkiye'nin gelecek dönemde de en önemli konularından biri olduğunu belirten Bağış, çünkü bugünkü anayasanın 1980 darbesinden sonra yazılmış ve defalarca değişmiş olmasına rağmen, hala askeri ruh taşıyan, askeri bir anayasa olduğunu dile getirdi. Askeri bir anayasayla asgari bir demokrasi olacağını kaydeden Bağış, şöyle devam etti: ''Ama bu ülke ileri demokrasi istiyor. Bu ülkede herkesin dilediğince yaşayabileceği, birbirini kucaklayabileceği, hiç kimsenin bir diğerinin hayat tarzına karışmadığı bir dönemi hep beraber gerçekleştirebiliriz. Bu ülkede, başörtülü de bizim kardeşimiz, mini etekli de bizim kardeşimiz. Şerbet içen de bizim kardeşimiz, rakı içen de bizim kardeşimiz. Bin yıldır bu topraklarda biz birbirimizi değiştirmedik, bu saatten sonra da değiştirmeyeceğiz. Eğer Somali denince hepimizin yüreği acıyorsa, eğer bugün Hakkari'den, Güneydoğu'dan bir şehit haberi geldiğinde hepimizin içi cız ediyorsa işte bizi millet yapan ortak değer budur. Onun için bu ülkeye hep beraber sahip çıkacağız. Onu gerçekleştirecek, bu ülkenin bütün vatandaşlarını eşit birer birey olarak kucaklayacak bir anayasaya kavuşmamızın zamanı geldi.'' Artık milletin iradesiyle seçilmiş sivil parlamentonun, milletvekillerinin kaleme aldığı bir anayasayla yönetilmenin Türkiye'nin hakkı olduğunu vurgulayan Bağış, o zaman AB sürecinde de çok önemli mesafe kaydedileceğini dile getirdi. -Somali'deki açlık- Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı Somali ziyaretine de değinerek, şöyle devam etti: ''Başbakanımız oraya turistik bir gezi yapmak için gitmiyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yardımlarını intikal ettirmek, ama daha da önemlisi, dünya kamuoyunun dikkatini Somali'ye çekmek için gidiyor. Bugün bolluk içerisinde yaşayan insanların Somali'deki açlığa duyarsız kalmalarının ne kadar abes olduğunu bütün dünyanın gözünün önüne sermek için gidiyor. Madem ki bizim inancımızda 'komşusu açken tok yatan bizden değildir' zihniyeti var. Madem ki ramazanın asıl kelime anlamı 'ateşi yutan' demektir, o zaman orayı yakıp kavuran ateşi hep beraber yutmamız lazım. Oradaki insanlara da hep beraber sahip çıkmamız lazım.'' Ünlü bir film yönetmeninin, ''Dünyanın her bir yerinde Afrika dahil anneler çocuklarına, 'tabağındakini bitir' diyemedikten sonra, bütün tabakları kırasım geliyor'' dediğini ve bu cümleden çok etkilendiğini dile getiren Bağış, ''Bizler çocuklarımıza 'yavrum tabağındakini bitir, kalmasın' derken, Afrika'da anneler, çocuklarının gözlerinin önünde eriyip gitmelerine maalesef şahitlik etmek zorunda kalıyorlar. Bugün bu drama seyirci kalmaya hiçbirimizin hakkı yok. Böyle bir lüksümüz yok. Bizim değerlerimiz de, bizim kültürümüz de, bizim ecdadımız da bize bunu öğretmedi'' şeklinde konuştu. Bağış, konuşmasının ardından cep telefonuyla ''5601''e mesaj atarak, Somali'ye yardım kampanyasına katıldı. Bağış, iftara katılanlardan da mesaj atmalarını istedi. 5 lira ile hiç kimsenin fakirleşmeyeceğini, ama Afrika'da bir ailenin bir gün doyacağını belirten Bağış, ''Bir paket makarnayla hiçbirimiz çok ciddi bir ekonomik zarara uğramayız. Ama bir aile bir gün altı çocuğu ile birlikte yaşayabilecek. Bu bizim insanlık görevimiz'' dedi.