-"KÜRT KÖKENLİ VATANDAŞLARIN EN YOĞUNLAŞTIĞI PARTİ AK PARTİ'DİR" VAN (A.A) - 23.08.2010 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''(Kürtlerin temsilcisi biziz). Bir parti böyle bir şey söylüyor. Sana kim böyle bir yetkiyi verdi ya? Bu bir ayrımcılıktır bir defa. Bugün benim Kürt kökenli vatandaşlarımın en yoğunlaştığı parti benim partimdir, AK Parti'dir'' dedi. Erdoğan, Partisince Beşyol Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu. Türkiye'nin 81 vilayetine hizmet ettiklerini dile getiren Erdoğan, köylerden mezralara kadar hizmet götürüldüğünü ifade etti. Kendi dönemlerinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine toplam 24.5 milyar TL'lik yatırım ödeneği tahsis ettiklerini, bunun yaklaşık yüzde 90'ını gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, GAP, KÖYDES ve BELDES gibi projelerde başarılı çalışmalar yapıldığını ifade etti. Erdoğan, Van'ın Erciş'in de Gevaş'ın da bilişim teknolojisi sınıflarının olmasını istediğini belirterek, ''Orada Kürt varmış, Türk varmış, şu varmış, bu varmış beni ilgilendirmiyor, vatandaşım var, insanım var. Onlara hizmet getirmek benim görevimdir'' dedi. -''KARDEŞLİK PEKİŞTİKÇE''- Erdoğan, açık konuşacağını, açık konuşmayı sevdiğini belirterek, şunları söyledi: ''(Kürtlerin temsilcisi biziz) bir parti böyle bir şey söylüyor. Sana kim böyle bir yetkiyi verdi ya? Bu bir ayrımcılıktır bir defa. Bugün benim Kürt kökenli vatandaşlarımın en yoğunlaştığı parti benim partimdir, AK Parti'dir. Kabinemde de benim Kürt kökenli vatandaşlarım var, GİK'de MYK'da da var, her yerde var. Çünkü bizde ayrımcılık yok. Tarihinde almadığı hizmeti Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu bu dönemde aldı mı? Alıyor mu? Şimdi 'biz Kürtlerin temsilcisiyiz' diyenler, ya siz ne verdiniz buralara söyler misiniz? Ne yaptınız? Ne yapacaksınız? Bundan sonra da yapacağınız bir şey yok zaten. Siz sadece ayırımcılık yaptınız, hala da ayrımcılık yapıyorsunuz. Baskı ile terör estirerek benim halkımın hakkı savunulmaz. Biz kardeşçe birlik içinde beraberlik içinde halkımıza hizmet edeceğiz. Ekonomik kalkınmanın demokratikleşmeyle, hak ve özgürlüklerle birlikte yürümesi gerektiğini çok iyi biliyoruz. Çünkü demokrasinin standartları yükseldikçe ekonomi kalkınır; ekonomi kalkındıkça hak ve özgürlükler daha ileriye gider. Ekonomi ileriye gittikçe, demokratik standartlar yükseldikçe, hak ve özgürlükler genişledikçe, yoksulluk biter, sömürü biter, istismar biter, terör biter. Kardeşlik pekiştikçe, dayanışmamız, birliğimiz, bütünlüğümüz daha da sağlamlaştıkça işte o zaman gençler kurtulur, işte o zaman anneler ağlamaz, işte o zaman ocaklar sönmez. 7.5 yıldır, bölgenin ekonomik kalkınması için yoğun mücadele verirken, demokratik hakların genişletilmesi için de samimi bir gayret içinde olduk. Hapishanedeki genç, görüş gününde annesiyle ana dilinde konuşamıyordu. Biz sağladık. Anadil üzerindeki yasakları kaldırdık. Anadilin öğrenilmesini ve kursların açılmasını serbest bıraktık. Üniversitelerimizde farklı dil ve lehçelerde enstitülerin kurulmasının önünü açtık. Farklı dil ve lehçelerde yayının, propagandanın önünü açtık.'' Olağanüstü hali kaldırdıklarını ifade eden Erdoğan, bugüne kadar gelen iktidarların bunu yapamadığını ifade etti. Erdoğan, terörün yaklaşık 30 yıldır yaşandığını anımsatarak, şunları kaydetti: ''Hükümet olarak, artık bu kirli oyunlara bir son vermenin zamanın geldiğini çok açık net biz söyledik. Bu kirli çarka, çomak sokmak istedik. Bu kirli düzen son bulsun, gençler ölmesin, analar ağlamasın dedik. Terör örgütü buna karşı çıkıyor. Çünkü istismar zeminini kaybediyor. Benim Kürt kökenli vatandaşımın duygularını istismar eden siyasetçiler buna karşı çıkıyor. Çünkü istismar zeminini kaybediyorlar. CHP buna karşı çıkıyor, MHP buna karşı çıkıyor, BDP karşı çıkıyor. Çünkü istismar zeminleri ayaklarının altından kayıp gidiyor. BDP, benim Kürt kökenli vatandaşlarımın hassasiyetlerini artık istismar edemeyeceği için sürece karşı çıkıyor. MHP, şehit cenazelerini istismar edemeyeceği için bu sürece karşı çıkıyor. CHP, kendisini inkar ediyor, hazırladığı raporlarla tartışıyor.'' -DİYARBAKIR HAPİSHANESİ- Başbakan Erdoğan, engellere rağmen milletin desteğiyle kardeşliği yücelteceklerini, dayanışmayı, birlik ve bütünlüğü en ileri seviyelere taşıyacaklarını ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu: ''İşte şu son aylarda görüyorsunuz, 12 Eylül darbesi bu ülkenin ufkunu kararttı. 12 Eylül darbesi, ülkenin tamamının olduğu gibi, Doğu'nun, Güneydoğu'nun üzerine de adeta kara bir bulut gibi çöktü. Ah şu Diyarbakır Hapishanesinin dili olsa da konuşsa, ah şu Van Hapishanesinin dili olsa da konuşsa. 12 Eylül'de gençlere nasıl işkence yaptılar, gençlere nasıl kan kusturuldu o duvarların dili olsa da anlatsa. Biz işte bugün 12 Eylül'le, 12 Eylül Anayasasıyla, 12 Eylül zihniyetiyle yüzleşiyoruz. Buna 'evet' mi? Türkiye'nin 81 vilayeti üretsin, Van üretsin, Van daha fazla ihracat yapsın, istihdam sağlasın istiyoruz. Van’ın gençleri artık sokaklarda, dağlarda değil, okullarda, üniversitelerde, fabrikalarda huzur içinde yaşama sarılsın istiyoruz. Anayasa değişikliği bu noktada çok önemli bir adımdır. Anayasa değişikliği Türkiye için önemli bir eşiktir. BDP ne yaptı gördünüz değil mi? Türkiye Büyük Millet Meclisinde ne yaptığını, neye karşı çıktığını, kiminle saf tuttuğunu gördünüz değil mi? CHP, MHP, BDP, Türkiye Komünist Partisi, İşçi Partisi, YARSAV, bir kısım medya, bu büyük değişimin karşısında durdular. Hadi hepsini anlıyoruz; CHP statükodan beslenir, MHP statükodan beslenir de yıllarca statükoyu eleştiren BDP niçin değişime karşı çıkıyor, niçin demokratikleşmeye destek vermiyor? Partisi defalarca kapatılan BDP, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kendi milletvekillerine baskı uyguladı, oy kabinine göndermedi. Bir taraftan partim kapatıldı diyorsun 5 kere, şimdi 6. defa kapatılmasının zeminini mi hazırlıyorsun? İşte onu zorlaştıracak olan oylamada niçin yoksun? Siyaseti dürüst yapacaksın. Bu işi ideolojisi olmaz.'' -''GÜLŞEN ORHAN'A ADETA TERÖR UYGULADILAR''- Erdoğan, BDP'nin kendi seçmeninin sandığa gitmesinden korktuğunu ve çekindiğini ifade etti. BDP'ye ''Neden korkuyorsun? Neden çekiniyorsun? Neden milletin hür iradesiyle karar vermesini engellemek istiyorsun? Neden milletin vicdanı üzerine ipotek koyuyorsun? Niçin boykot? Bu anlayışın neresinde demokrasi var?'' diye soran Erdoğan, ''Benim Van milletvekilime, hem de bir bayan milletvekilimize, Gülşen Orhan hanımefendiye, Van sokaklarında adeta terör uyguluyorlar. Niye? Anayasa değişikliğini anlatmasın, bırak anlatsın milleti aydınlatmasın diye sözlü saldırıda, fiili saldırıda bulunuyorlar. Bu mu demokratik anlayış, bu mu demokratik kültür?'' dedi. Erdoğan, şunlara işaret etti: ''Dün bu ülkede, gereksiz yere kasetler yasaklanıyordu, gazeteler, dergiler yasaklanıyordu, fikirlerin özgürce beyan edilmesi yasaklanıyordu. Biz bunların tamamına son verdik ama bugün de aynı baskıyı, aynı yasakçı zihniyeti, işte görüyorsunuz terör örgütü devam ettiriyor. Bakın sevgili Vanlılar, şu anda İstanbul'da Silivri'de çok önemli davalar görülüyor. O davaların iddianamelerini gördünüz değil mi? O iddianamelerde kimlerin kimlerle işbirliği yaptığını, ittifak yaptığını, elbirliği yaptığını görüyorsunuz değil mi? Terör örgütünün, Türkiye içinde kimlerle ortak hareket ettiğini gördünüz değil mi? Dörtyol'da ortaya çıkan kirli ilişkiler dikkatinizi çekiyor mu? Kandil ile MHP'nin, Kandil ile CHP'nin dilinin nasıl örtüştüğünü görüyorsunuz değil mi? Terör örgütü burada, dağlarda, güvenlik güçlerimize vuruyor, Ankara'da CHP, MHP hükümete vuruyor; terör örgütü Kandil'den iftira atıyor, MHP ve CHP terör örgütünün yalanlarına sımsıkıya sarılıyor. Biz artık bu kirli oyunu bozmak istiyoruz. Biz artık bu ülkeye, bu millete, çeteler yön vermesin, terör örgütü rota çizmesin istiyoruz. Buradan, Van'dan soruyorum; çetelerle mücadelede yanımızda mısınız? Karanlık örgütlerle mücadelemizde yanımızda mısınız? Kardeşlik mücadelemizde, birlik ve beraberlik mücadelemizde yanımızda mısınız? Van, kardeşliğe evet diyor mu? Van, aydınlık Türkiye’ye, ileri demokrasiye, özgürlüklere, hak ve özgürlüklerin daha ileri seviyelere ulaşmasına, 12 Eylül'de aydınlık bir Türkiye’ye 'evet' diyor mu?''