-"İNSAN KEMAL'İN YÜREĞİNDEKİ SERİNLİĞİ GETİRDİM" MANİSA (A.A) - 06.09.2010 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sıcak havada miting yaptığı zaman soğuk hava püskürten, gül suyu püskürten makineler getirdiğini savunarak, ''Ama bizim böyle olanaklarımız yok. Size, insan Kemal'in yüreğindeki serinliği getirdim ben'' dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin Manisa Sultan Meydanı'ndaki ''hayır'' mitinginde halka hitap etti. ''Başbakan Kemal'' sloganlarıyla karşılanan Kılıçdaroğlu, vatandaşın desteğiyle ''yalana ve talana son vereceklerini belirterek'', Manisa'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Manisa'ya daha önce grup başkan vekili, bürokrat ve vatandaş olarak geldiğini, şimdiyse CHP Genel Başkanı olarak burada bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Destek verirseniz inşallah, bir daha Manisa'ya başbakan olarak geleceğiz ve Manisa'nın tarihini değiştireceğiz'' dedi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Biliyorsunuz Recep Bey böyle sıcaklarda miting yaptığı zaman makineler getiriyor, soğuk hava püskürten, gül suyu püskürten. Ama bizim öyle olanaklarımız yok. Size insan Kemal'in yüreğindeki serinliği getirdim ben. Manisa'yı biliyorsunuz, sadece Türkiye'de değil, dünyada da üzümün başkentidir. Manisa üzümü dendiği zaman akan sular durur. Ben şimdi soruyorum, çiftçi hayatından memnun mu, memur hayatından memnun mu, esnaf hayatından memnun mu, sanayici hayatından memnun mu, emekliler hayatından memnun mu?'' -''YAN GELİP YATTILAR''- İktidarın 8 yıldır ''yan gelip yattığını'' öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Yedin, yedin doymadın, hala mı doymadın? Çünkü biz diyoruz ki her ürünün arkasında bir alın teri vardır. Eğer çiftçi sabahın köründe tarlaya gidiyorsa, emek harcıyorsa, bir alın teri, emek vardır. Eğer çiftçiyi siz ürettiği için cezalandırırsanız, dünyanın en pahalı mazotunu, gübresini, elektriğini çitçiye satıp, ürününü aynı değerde almazsanız, çiftçimiz bir süre sonra, 'Artık bir şey yapamıyorum, üretemiyorum' der. 'Alın terimin değeri kalmadı' diyor. Bunu Recep Bey duyar mı, duyabilir mi? Recep Bey duyamaz, onun derdi başka. Onun derdi çiftçi değil, onun derdi üretici, esnaf değil. Referanduma getirdiği anayasa değişikliği. Bu anayasa değişikliği çiftçinin derdine, emeklinin derdine derman mı? İşçinin derdini çözüyor mu, esnafın derdini çözüyor mu? Peki bu anayasa değişikliği kimin derdini çözüyor? Recep Bey'in derdini çözüyor. Recep Bey ne diyordu, 'Ben cumhurbaşkanı atarım, meclis başkanı atarım, vali, kaymakam atarım, emniyet müdürlerini atarım, defterdarları atarım ama hakim atayamıyorum' diyor. Şimdi 'Bana yetki verin' diyor, 'Ben yargıçları da tayin edeceğim' diyor. Buna izin verecek misiniz? Siz izin vermiyorsunuz, bu ülkenin dürüst insanları izin vermiyor. Gönlü demokrasiden yana olanlar izin vermiyor, ama kulakları duymayan AB yetkilileri, 'Ne iyi yapıyorsun' diyor, onları da kınıyoruz buradan.''