-"İKTİDARIMIZ DÜNYANIN DA GÜVENİNİ KAZANACAKTIR" ANKARA (A.A) - 09.06.2011 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Üçüncü dönem Türkiye'de halkının itimadına, güvenine mazhar olmuş bir AK Parti iktidarı dünyanın da güvenini kazanacaktır'' dedi. Erdoğan, CNN Türk Televizyonunun canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bingöl mitinginde alanda bulunanlara ''Diyarbakır'' diye seslendiğinin hatırlatıldığı Erdoğan, yorgunluğun ötesinde coşkunun kendisini Diyarbakır'a taşıdığını ifade etti ve gülümseyerek ''Bingöl'den doğru cevabı alamayınca, burada bir şey var. Sonradan fark ettim bir karışma olmuş'' dedi. Bir soru üzerine gerçekleştirdiği mitingleri değerlendiren Başbakan Erdoğan, ''Mutsuz olduğunuz bir miting'' sorusu üzerine ise Hakkari yanıtını verdi. Erdoğan, ''Hakkari'nin de nedenlerini zaten biliyorsunuz. Hakkari'de halk tehdit edilmemiş olsa, esnaf kepenkleri kapattırmamış olsa... Bugün de açıkladım, düşünün benim Hakkari'de merkez ilçe başkanım şu anda infaz edilme tehdidiyle karşı karşıya. Ama billboardlara baktığınız zaman bağımsız adaylar demokrasi ve özgürlük diyorlar. Nasıl demokrasi, nasıl özgürlük bu? Demokrasi ve özgürlükse bu demokratik mücadelede sizinle yarışın içerisinde olan bir siyasi partinin ilçe başkanına 'istifa et, etmediğin takdirde infaz' diyebilir misiniz?'' Daha önce benzer bir yaklaşımın Yüksekova'da yaşandığın AK Parti ilçe teşkilatına saldırı olduğunu belirten Erdoğan, ''tabela asamazsınız'' tehdidinde bulunulduğunu anlattı. Erdoğan, ''Er veya geç bu tabelalarımızı asacağız. Bu demokrasiyse, özgürlükse bu mücadelede biz ülkemizin hiçbir noktasını kalkıp da bu zorbalara bırakamayız. Bu mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz'' dedi. Erdoğan, katıldığı canlı yayınlarda kendisine soru soran gazetecilere yönelik eleştirilerde olduğu hatırlatılarak, ''(Muhalefet liderlerine sorduğunuz bu soruları bu tondan Sayın Başbakan'a da sorabilecek misiniz?) gibi vatandaşlardan gazetecilere eleştiriler geliyor. Vatandaşın aklındaki soru, size her soru sorulabilir mi?'' sözleri üzerine ''A'dan Z'ye'' karşılığını verdi. Daha önce seçimlerin ardından AK Parti genel merkezi balkonundan yaptığı ve ''balkon konuşması'' olarak bilinen açıklamaları hatırlatılarak, bu kez de seçimden galip çıkmaları halinde yapacağı bu balkon konuşmasınına ilişkin bugünden neler söyleyebileceği sorusunu yanıtlarken de Erdoğan, konuşmasının sürecin bir özeti olacağını ve Türkiye'nin geleceğine yönelik mesajları da içereceğini kaydetti. Konuşmasına ilişkin değerlendirmelerin son gün şekilleneceğini belirten Erdoğan, ''Bu konuşma ülkemizin geleceği için özgüveni daha da yükselten bir konuşma olacaktır'' dedi. Erdoğan, küresel açıdan düşünüldüğünde seçim sonucunun dünyaya hangi mesajları vereceğine ilişkin soruyu yanıtlarken de ''Üçüncü dönem Türkiye'de halkının itimadına, güvenine mazhar olmuş bir AK Parti iktidarı dünyanın da güvenini kazanacaktır. Halkının güvenini bir demokratik parlamenter sistem içerisinde kazanmış olan böyle bir iktidara dünyanın bakışı da farklıdır'' ifadesini kullandı. Seçim sonrası yapacağı ilk dış ziyaretin de sorulduğu Erdoğan, ''teamüller gereği bu ziyaretin Azerbaycan veya KKTC'ye gerçekleştirildiğini, bu doğrultuda değerlendirmenin yapılacağını'' söyledi. -''TAYYİP ERDOĞAN MÜTEVAZI BİR İNSANDIR''- Erdoğan, ''Gücün sizi yanlış yerlere sürükleyebileceğinden endişe duyuyor musunuz? Yanınızdakiler sizi uyarabiliyorlar mı?'' sorusunu yanıtlarken de ''Bizim gücümüz halktan, halkın teveccühünden geliyor. Şahsımdan kaynaklanan bir şey değil. Tayyip Erdoğan mütevazı bir insandır. Bunu çevremdeki arkadaşlarım da bilir'' dedi. Tevazunun kendisi için vazgeçilmez bir hassasiyet olduğunu ve buna uymaya çalıştığını belirten Erdoğan, gurur ve kibrin en nefret ettiği özellikler olduğunu vurguladı. Erdoğan, milletin gurur ve kibirle kendisine tepeden bakanlara arka arkaya iktidar olma görevi vermeyeceğini de belirtti. Başbakan Erdoğan, ''Pişmanlık duyduğunuz bir söz var mı? İki sözünüz özellikle 'Kadın mı, kız mı ben onu bilemem' ve 'Kimliğini bilmiyorum birisi ölmüş. Çok da üzerinde durmuyorum' iki ayrı konu için. Bunlardan herhangi biri için 'bu kadar da sert olmasaydım' dediniz mi?'' sorusunu yanıtlarken de şunları söyledi: ''Sertlik başka bir olay bir de seçilen kelimeler kavramlar bunlar çok farklı bir olay. Benim hitabet tarzım farklıdır. Birisi gümbür gümbür konuşur, birisi yumuşak tarzda konuşur. Benim konuşma tarzımda gümbür gümbür konuşma vardır. Ama seçilen kelimeler çok farklı. Kız veya kadın ifadesi noktasında kadın dersem kızsa hakaret telaki eder, kız dersen bunu bu şekilde de hakaret telaki edebilir. Kız mıdır kadın mıdır diye bunu söylemenin farklı yerlere çekilmesinin anlamı yok. Bunu farklı yerlere çekenler de bir art niyet var diye düşünüyorum ben.'' Diğer liderlerin şahsıyla alakalı hakaretlerinin gündeme getirilmediğini kaydeden Erdoğan, kendisinin seçtiği kelimelerde hakaret içerenler varsa bunlar için özür de dileyeceğini ifade etti. Erdoğan, ''Ama benim seçtiğim kelimelerde hakaret yok. Konuşma tonum, hitabetim sert olabilir ama o benim hitabetimin tarzıdır'' dedi. -''EMNİYET ZAAF GÖSTERDİ, BU ZAAFIN NETİCESİNDE BUNLAR PATLAK VERDİ''- Erdoğan, Hopa'daki olaylarda hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu'ya ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine de kendisine gelen bilgi ve belgelerde Lokumcu'nun olayların içerisinde olduğunun belgelendiğini söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu: ''(Sizi buralarda barındırmayacağız), (Sizi buralarda konuşturmayacağız) gibi bir çok belgeler de var. Emniyetin arşivlerinde olan şeyler bunlar. Taş atarken çekilmiş resimleri var. Biz bunları hiç görmüyoruz. Benim üzüldüğüm bir nokta var. Medya o şahsın üzerinde bu kadar dururken benim Servet'imin üzerinde neden durmuyor? Kaç kere yazıldı, söylendi, ekrana getirildi? Şu anda hala yoğun bakımda taşı hedef olarak aldı, otobüsten düştü. Benim otobüsümdeydi. Ben hedeftim. Benim önümdeki cama ufağı, sürücüme ise büyüğü geldi. Yüzü kan revan içinde kaldı. Bütün bunlar var ama bakıyorsunuz medyada yer almıyor. Biz bu ülkede bir siyasi partinin genel başkanıyız ve orada 10 bin kişiye bütün tedbirlerle hitap edebilmişiz. Ki yalnızca Hopa'nın içerisinde bizim yüzde 40 oyumuz var. Bakıyorsunuz orada aşırı bir terör estiren bir grup var. CHP'nin büyük bir pankartı, o pankartın yanında kendilerine ait pankartlar var. 'Tek yol sokak tek yol devrim'. Allah aşkına bu ülke bu hale gelecek mi? Buna karşı tabii Emniyet'in de gereken tedbirini alması lazım. Ne yazık ki orada Emniyet zaaf gösterdi bu zaafın neticesinde bunlar patlak verdi. Biz bunu süratle başarmamız, halletmemiz lazım. Bir seçim anında bu hoşgörüyü gösteremeyen insanlara karşı tabii ki tavrımız farklı olacak. Ben Apo'nun sözlerini açıkladım Bingöl'de. Ben inanıyorum ki benim Kürt kardeşlerim bu sözleri kahir ekseriyeti bilmiyor. Ama bilmeleri lazım. Kürtçe ezandan sonra bağımsız adayların bir çoğu tutuştu. 'Burada provokatif bir durum var' demeye başladı. Ne provokatif durumu var. Sizin genlerinizde var. Bir kısmının seçim bürolarından molotoflar çıkıyor, 'provokatif durum var' diyorlar. İlçe başkanı molotof dağıtır, provokatif olur. İlçe başkanın kendisi dağıtırken yakalanıyor. Durumu bu kadar basite indirgemeyin. Medyanın bu olaylar üzerinde bununla mücadeleye çok ciddi destek vermesi lazım. Ama bunlar böyle devamlı öne çıkartılmaya, palazlanmaya kalkarsa zaten terörün de terörizmin de en önemli şeyi, propagandasını yaptırmaktır. Bu vesile ile medyada bunların propagandasını yaparsa bunların önünü almak mümkün olmaz. Bu ülkenin birliğine bütünlüğüne zarar getirir.''