-"HERKES ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURABİLECEK" TBMM (A.A) - 11.01.2011 - Anayasa Mahkemesi'ne, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla herkes başvurabilecek. TBMM'ye sunulan Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usülleri Hakkında Kanun Tasarısı'na göre, mahkeme, görevlerini yerine getirirken ihtiyaç görülmesi halinde, hakim, savcı ve Sayıştay denetçileri ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan memur ve diğer kamu görevlisi statüsünde olanlar Mahkemede geçici olarak görevlendirilebilecek. Mahkeme Başkanlığında; kadroları karşılık gösterilmek suretiyle, sözleşmeli olarak basın müşaviri ve mütercim çalıştırılabilecek. Başkan, Mahkemenin ihtiyaç duyduğu alanlarda projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisi ve ihtisasını gerektiren işlerde hizmet alımı yoluyla yerli ve yabancı uzman çalıştırmaya yetkili olacak. Mahkemenin hizmet birimlerinde çalışan 657 sayılı Kanuna tabi personel, Adalet Bakanlığınca Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı kadrolarına atanabilecek. -İNCELEME VE YARGILAMA USULLERİ- Kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin, TBMM İçtüzüğünün veya bunların belirli madde ya da hükümlerinin esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Cumhurbaşkanı, iktidar ve anamuhalefet partisi Meclis grupları, TBMM üye tamsayısının en az beşte biri oranındaki üyeleri, doğrudan doğruya iptal davası açmaya yetkili olacak. İktidarda birden fazla siyasi partinin bulunması halinde, iktidar partilerinin dava açma hakkını en fazla üyeye sahip olan parti kullanacak. Anayasa değişikliklerinin, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM İçtüzüğünün şekil bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla iptal davası açmaya Cumhurbaşkanı veya TBMM üye tam sayısının en az beşte biri oranındaki milletvekilleri yetkili olacak. -ŞEKİL BAKIMINDAN İPTAL DAVASI VE SINIRI- Şekil bakımından denetim; Anayasa değişikliklerinde teklif çoğunluğuna, oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı; kanunların ve TBMM İçtüzüğünün son oylamasının öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; kanun hükmünde kararnamelerin ise yetki kanununda öngörülen süre içinde çıkarılıp çıkarılmadığı ile Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu üyelerinin imzalarının bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olacak. Anayasa değişikliklerine karşı iptal davaları yalnız şekil bakımından aykırılık iddiası ile açılabilecek. Şekil bozukluğuna dayanan iptal davaları Mahkeme tarafından öncelikle incelenerek karara bağlanacak. Şekil bozukluğuna dayanan Anayasaya aykırılık iddiası mahkemeler tarafından ileri sürülemeyecek. -İPTAL DAVASI AÇMA SÜRESİ- Esas bakımından iptal davası açma yetkisi Resmi Gazete'de yayımlandıkları tarihten başlayarak altmış gün; şekil bakımından iptal davası açma yetkisi ise Resmi Gazete'de yayımlandıkları tarihten başlayarak on gün sonra düşecek. İptal davası, siyasi parti gruplarının genel kurullarının, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile alacakları karar üzerine açılabilecek. Dava, TBMM üyeleri tarafından açıldığı takdirde dilekçede, kendilerine Mahkemece tebligat yapılmak üzere, iki üyenin adının gösterilmesi gerekecek. Mahkemece, başvuru dilekçesinde eksiklikler varsa kararla saptanarak onbeş günden az olmamak üzere verilecek süre içinde tamamlanması ilgililere tebliğ edilecek. Belirtilen süre içinde eksikliklerin tamamlanmaması halinde Genel Kurulca iptal davasının açılmamış sayılmasına karar verilecek. İptal davalarında Mahkemece esasın incelenmesine karar verilmesi halinde, dava dilekçesi ile ekleri TBMM ile Başbakanlığa gönderilecek ve bu makamlar, iptal davasıyla ilgili yazılı görüşlerini değerlendirilmek üzere Mahkemeye bildirebilecek. -İTİRAZ YOLU- Taraflarca ileri sürülen Anayasaya aykırılık iddiası davaya bakan mahkemece ciddi görülmezse bu konudaki talep, gerekçeleri de gösterilmek suretiyle reddedilecek. Bu husus esas hükümle birlikte temyiz konusu yapılabilecek. Evrakın kayda girişinden itibaren on gün içinde başvurunun yöntemine uygun olup olmadığı incelenecek. Açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz başvuruları, Mahkeme tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedilecek. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verecek ve açıklayacak. Bu süre içinde karar verilmezse ilgili mahkeme davayı yürürlükteki hükümlere göre sonuçlandıracak. Ancak Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse mahkeme buna uymak zorunda olacak. Mahkemenin verdiği ret kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamayacak. -ANAYASAYA AYKIRILIĞI İLERİ SÜRÜLEMEYECEK DÜZENLEMELER- Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar ile olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnameler aleyhine şekil ve esas bakımından iptal davası açılamaz ve mahkemeler tarafından Anayasaya aykırılık iddiası ileri sürülemeyecek. Ayrıca; Tevhidi Tedrisat Kanunu, Şapka İktisası Hakkında Kanun, Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Birtakım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun, Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen evlenme aktinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medeni nikah esası, Beynelmilel Erkamın Kabulü Hakkında Kanun, Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun, Efendi, Bey, Paşa gibi Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun ile Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanunun 7 Kasım 1982 gününde yürürlükte bulunan hükümlerinin Anayasaya aykırı olduğu iddia edilemeyecek. -BİREYSEL BAŞVURU HAKKI- Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilecek. İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ya da yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekecek. Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamayacak. Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilecek. Kamu tüzel kişileri bireysel başvuru yapamayacak. Özel hukuk tüzel kişileri yalnızca tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilecek. Yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan haklarla ilgili olarak yabancılar bireysel başvuru yapamayacak. -BİREYSEL BAŞVURU USULÜ- Bireysel başvurular, Kanunda ve İçtüzükte belirtilen şartlara uygun olarak doğrudan ya da mahkemeler veya yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılabilecek. Bireysel başvurular harca tabi olacak. Başvuru, kanun yollarını tüketen nihai işlemin başvurucuya tebliğ edildiği tarihten, kanun yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten başlayarak otuz gün içinde yapılması gerekecek. Mahkeme, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımayan ve esas hakkında karar verilmesini gerektirmeyen ve başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı başvuruları reddedebilecek. Kabul edilebilirlik şartlarını taşımadığına oybirliği ile karar verilen başvurular hakkında, kabul edilemezlik kararı verilecek. Kabul edilemezlik kararları kesin olacak. Komisyonlar ve Bölümler bireysel başvuruları incelerken her türlü araştırma ve incelemeyi yapabilecek, bilirkişi incelemesi ya da keşif yapılmasına karar verebilecek. Mahkeme, incelemesini dosya üzerinden yapmakla birlikte, gerekli görürse duruşma yapılmasına da karar verebilecek. Esas inceleme aşamasında, başvurucunun temel haklarının korunması için zorunlu gördükleri tedbirlere resen veya başvurucunun talebi üzerine karar verebilecek. Tedbire karar verilmesi halinde, esas hakkındaki kararın en geç altı ay içinde Resmi Gazete'de yayımlanması gerekecek aksi takdirde tedbir kararı kendiliğinden kalkacak. Bireysel başvuru ile ilgili maddeler 23 Ağustos 2012 tarihinde yürürlüğe girecek.