Filistin halkı, bitmek bilmeyen savaş ve acılara en büyük ozanını kaybetmenin hüznünü de ekledi. Yalnız Filistin’in değil, Arap dünyasının yaşayan en büyük şairlerinden biri olan Mahmud Derviş, öldü.
Mahmud Derviş, uzun süredir kalp rahatsızlığı çekiyordu. Hatta geçen yıl düzenlenen Beyoğlu Şiir Festivali’nin Onur Konuğu olmasına rağmen, üçüncü kalp spazmını geçirdiği için gelememişti. Tedavi için ABD’ye giden şair, çarşamba günü Houston Memorial Hermann Hastanesi’nde başarılı olduğu söylenen bir açık kalp ameliyatı geçirdi. Ancak üç gün sonra, beklenmedik komplikasyonlar sonucu, yaşama veda etti. Şimdi Filistin, büyük şairinin cenazesini karşılamaya hazırlanıyor. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas şairin ölümünü, “Filistin halkı, Arap ve İslam dünyasına, barış ve özgürlük seven herkese Filistin’in yıldızının kaybolduğu haberini vermek, yüreğime ve ruhuma büyük bir acı vermektedir” sözleriyle duyurdu. Abbas, ülkede üç gün yas ilan etti. Derviş’in naaşının Salı günü Ramallah’ta olması bekleniyor.
Sürgünde geçen yaşam
Bir başka Filistinli şair Mahmut Derviş’i “Filistin halkının nefesi, sürgünün ve aidiyetin en önemli tanığı” diye tanımlıyor. Hakikaten Derviş, daha ilk gençlik yıllarında yazdığı ilk şiirlerinden itibaren, yarım asırlık edebiyat serüveni boyunca İsrail’e karşı özgürlüğünü arıyan Filistin’in yaşadığı savaşların, sürgünlerin, baskı ve cinayetlerin tanığı ve kurbanlarından biri oldu. Sayısı yirmiyi aşan şiir ve deneme kitaplarında ele aldığı pek çok tema içinde özellikle bu tanıklığıyla tanınan bir edebiyatçıydı. Arap şiirinin köklü geleneğinden beslenen epik yapıtlarıyla, kendi şiirini kuran Mahmud Derviş, tüm dünyada yirmiden fazla dile çevrildi ve aralarında 2003 Nazım Hikmet Ödülü’nün de bulunduğu pek çok ödüle değer bulundu.
Mahmud Derviş, 1941’de bugün İsrail sınırları içinde bulunan Akko kentinin köylerinden El-Berva’da doğdu. Köyünün 1948 Arap-İsrail savaşı sırasında saldırıya uğramasıyla, kendi topraklarından ayrılmanın acısını ilk yaşadığında yedi yaşındaydı. Çocuk yaşta şiir yazmaya başlayan Mahmud Derviş, ilk şiirlerini yayımladığı dönemde, El-Ard (Toprak) hareketinde de çalışmaya başlamıştı. Yıllarca gazetecilik yaptı, El İttihad gazetesi ile El Cedid dergisinin yazı işleri müdürlüklerini yaptı. Filistinliler’in yaşadığı zorlukları dizelerine taşıyan çağdaş Filistin şiirinin önde gelen temsilcisi olduğunda, şiirleri ve yazıları nedeniyle İsrail ordusu tarafından tutuklandı. 1970 yılında İsrail’den sürgün edildi ve yıllar boyu bir çok Avrupa ve Arap kentinde dolaşıp durdu.
Beyrut Kasidesi’yle ödül aldı
1982 Eylül’ünde Sabra-Şatilla kampında Filistinli mültecilere yönelik katliamın ardından Beyrut Kasidesi’ni yazmış ve bu kaside ile 1984’te de dönemin Sovyetler Birliği’nde Lenin ödülünü almıştı. Şairin Türkiye’de basılan şiir kitapları arasında Zeytin Yaprakları, Filistinli Sevgili, “Gecenin Sonu, Uzak Bir Sonbahar’ın Hafif Yağmuru, Celile’de Kuşlar Ölür, Düğünler, Uykudan Uyanıyor Sevgilim, Yedinci Deneme, Beyrut Kasidesi bulunuyor.
Mahmut Derviş, 1988’de Filistin’in bağımsızlık deklarasyonunun yazan kişiydi. Yıllarca Filistin Kurtuluş Örgütü’nün yönetiminde yer alan Derviş, bu görevinden 1993’te, Oslo anlaşmasını protesto etmek için ayrılmıştı. 1995’ten bu yana yaşamını Batı Şeria’daki Ramallah’ta sürdürüyordu. Filistin yönetimi, Mahmut Derviş’i, doğduğu köyde gömmek için İsrail Hükümeti’yle temasa geçileceğini bildirdi.
BEYRUT KASİDESİ
(...)
Ey kızım seviyorduk seni
Şimdi yüksek suskunluğu bekliyoruz
Huş ağacından süpürgeler taşıyoruz
Üstümüzde öfkeyse dağıtırız... dağıtırız
Ah ondan... ne diye avuçlamadık göbeğini ufkun
Her uzanışında ellerini
Bizi boğmaya yeltendiğinde
Beyrut yok
Sırtımız önümüz denizin sırları yok
Kanımızı yitirene kadar evet
Anıların sözcüklerini yitirene kadar
Ancak söylerim şimdi yok
O son bombardımanda yok
O yer çukurda başka bir şey kalmadı yok
O ruh içinde kalmadı yok
Beyrut yok
(...) Çev: Metin Fındıkçı