-"DÜNYANIN EN BÜYÜK KUR'AN-I KERİMİ"Nİ YAZACAK ANKARA (A.A) - 31.05.2011 - Başkentte görev yapan din görevlisi Recai Özsoy, kendi yazdığı ve 150 kilogram ağırlığında, açıldığında eni 3 metre, boyu 107 santimetre olan Kur'an-ı Kerimi tamamlamak üzere olduğunu belirterek, ''İnşallah Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeyi de planlıyorum'' dedi. Keçiören'de bir mescitte görev yapan Recai Özsoy, atölye olarak da kullandığı mescidin en alt katında, iki yıldır yazma çalışmalarını sürdürdüğü Kur'an-ı Kerim hakkında, bilgi verdi. Göreve başladığından bu yana, 25 yıldır güzel sanatlarla uğraştığını anlatan Özsoy, gördüğü bir rüyadan esinlenerek Kur'an-ı Kerim yazmayı düşündüğünü dile getirdi. Özsoy, ''Bu Kur'an-ı Kerim'in, ebatları bakımdan olabildiğince büyük olmasını istedim. Bugüne kadar belki hiç yapılmamış ebatta yazmayı planladım'' diye konuştu. Bunun için araştırma ve ön çalışma yaptığını ifade eden Özsoy, iki yıldır da eseri tamamlamaya çalıştığını kaydetti. Özsoy, ''Dünyanın En Büyük Kur'an-ı Kerim'i'' kategorisinde Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeyi hedeflediği Kur'an hakkında şu bilgileri verdi: ''Ebat olarak, bir sayfası 1,5 metre ile 107 santimetre arasında. Kur'an-ı Kerim açıldığında yaklaşık 3 metre kare ebadında. Bunu, ilk olarak gençlerin Kur'an-ı Kerime ilgilerini artırmak için yaptım. İkinci olarak, dinimizde Kur'an-ı Kerim'e, Kabe'ye ve anne yüzüne bakmak sevaptır. Bunu düşünerek, okumaktan ziyade seyretme amaçlı yaptım. İnsanların seyrederek aldığı sevaba ortak olmayı istedim. Bir diğer amacım da, Guinness Rekorlar Kitabı'na inşallah başvuracağım. Dünya çapında bu ebatlarda Kur'an-ı Kerim'in olmadığını kendi araştırmalarıma göre biliyorum. İnşallah Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeyi de planlıyorum. Tamamlandığında ağırlığı 150 kilonun üzerinde olacak. Kullandığımız malzemeler, gerek is mürekkebi gerek altın yaldız son derece kaliteli. Kağıdımız aynı şekilde birinci hamur kağıt. Özellikle seçtim. Dış kaplaması ceylan derisinden kaplanmıştır. Tezhip çalışmasının tamamı kendime aittir. Böyle bir özveriyle iki yıl gibi bir süre içinde sabırla bu eseri meydana getirdim. Gerek Diyanet İşleri Başkanlığı'nda gerekse de Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda bu Kur'an-ın değerlendirilmesini ve halka teşhir edilmesini istiyorum. Yetkililerin bu konuda gerekli şekilde bize yardımcı olacaklarına İnşallah inanıyorum.'' -''RESİM VE HÜSNÜ HAT SERGİSİ AÇMAYI PLANLIYORUM''- Özsoy, söz konusu çalışması sırasında kendisine çok yardımcı olduğunu dile getirdiği Keçiören Müftüsü Ahmet Durmuş'a da teşekkür etti. Tamamlamak üzere olduğu Kur'an-ı Kerim çalışması dışında resim de yaptığını aktaran Özsoy, ''Bugüne kadar çok resim yaptım, yaptığım resimleri bir gün bir yerlere koymaya çalışsam, aldıramazdım. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın portrelerini yaptım. Kendilerine takdim etmek için uygun zaman ve ortam bekliyorum. İnşallah ileriki dönemde hem hüsnü hat hem de resim sergisi açmayı planlıyorum'' şeklinde konuştu. Gazi Eğitim Enstitüsü Güzel Sanatlar Bölümü'nde eğitim aldığını, ancak 1983 yılında maddi imkansızlıklar nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığını ifade eden Özsoy, üniversite dışında özel dersler de aldığını kaydetti. Özsoy, ''Büyük Atatürk posterleri yaparken yardım edip, Cemil Karababa'nın tekniğini aldım. Gürcistanlı bir ressamdan bir yıl boyunca, bir tuval yapmaya başlayarak yardım aldım'' dedi. Bunların hep sanata duyduğu merak ve istekten kaynaklandığının altını çizen Özsoy, duygularını, ''Resmi o kadar çok seviyorum ki, yaptığım bir resmin karşısına otursam, saatlerce seyretsem bıkmam. O kadar sevgi olduğu için bırakamıyorsun. Bazen boyanın kokusunu, bazen görüntüdeki hazzı özlerim'' şeklinde dile getirdi.