-"DEMOKRASİ BÜYÜYECEK" ANKARA (A.A) - 18.07.2011 - Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Ne milli birlik ve beraberlik projemizden vazgeçeceğiz ne terörle mücadeleden vazgeçeceğiz ne de demokratikleşme ve özgürlükler konusunda atacağımız adımlardan vazgeçeceğiz'' dedi. Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Toplantıda, Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) bölge kalkınma idaresi başkanlığının kuruluşunu düzenleyen kararnamenin ele alındığını belirterek, kararnamenin üzerinde görüşülerek, kabul edilmesinin kararlaştırıldığını bildirdi. Yeni CIA Başkanı Orgeneral David H. Petraeus'un Türkiye ziyareti hatırlatılarak, terörle mücadele konusunun CIA Başkanıyla görüşmelerde gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin soru üzerine Arınç, Bakanlar Kurulunun toplantısında bu konunun gündeme gelmediğini söyledi. Türkiye'nin dinamik bir ülke olduğunu ve her zaman farklı görevlerde bulunan kişilerin işbirliği veya müzakere noktasında muhataplarınca davet edilebileceğini belirten Arınç, ''Ben CIA Başkanının Türkiye'yi ziyaretinin ne amaçlı olduğunu ve kimlerle görüşme yapacağını bilmiyorum. Bu hükümet konusu da değil'' dedi. -BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN KKTC ZİYARETİ- Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın KKTC'ye yapacağı ziyaret ve KKTC'den Rum kesimine elektrik verilmesi konuları hatırlatılarak, ''Eski Rum kesimi başkanının oğlu bugün 'Türklerden elektrik almak kepazeliktir' şeklinde bir açıklaması vardı. Buna bir yorumunuz olacak mı?'' sorusuna ''Yorumumuz olmaz. Ya karanlıkta kalmayı tercih edecekler ya elektrik alacaklar. Bunlar konuşulacak konular değil'' karşılığını verdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni hükümetin kurulmasının ardından Kıbrıs barış harekatının da yıl dönümüne denk gelmesi nedeniyle ilk yurt dışı ziyaretini KKTC'ye yapacağını anımsatan Arınç, ''Bu önemli bir ziyarettir. Kaldı ki geçtiğimiz günlerde de KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu, Türkiye'ye gelmişti. Ve Güney kesimi ile yapılan görüşmeler konusunda bilgi paylaşımında bulunmuştu. Şimdi bu güzel harekatın yıl dönümünde sayın başbakanımızın güçlü bir heyetle Kıbrıs'a gidecek olmasını hepimiz çok önemsiyoruz. Ama bu elektrik alma verme konularını ayrı bir kenara koymak gerekiyor'' diye konuştu. -MECLİS TV- Arınç, Meclis TV'nin yayınlarını sınırlandırıldığı ve ''muhalefettin sesinin kısıldığı'' şeklinde gelen eleştirilerin sorulması üzerine, ''Nasıl kısılabilir? Oktay Vural'ı düşünün... Hangi ses kısılıyor? Bizim sesimiz kısıldı'' dedi. Geçmişten 1994-1995'lerden bu yana TRT-3'ün meclis faaliyetlerinin yansıtılabileceği bir kanal olarak kanuna girdiğini ifade eden Bakan Arınç, meclis başkanı olduğunda AK Parti ve CHP gruplarının mecliste yer aldığını ve parti grup toplantılarının özet olarak verildiğini anlattı. Kendilerini grup toplantılarının çok önemli mesajlar verilmesi nedeniyle tamamını verdiklerini anlatan Arınç, şöyle konuştu: ''Daha sonra meclis yayınları da TRT ile yapılan protokolün aksine canlı olarak verilmeye başlandı. Bu TRT açısından çok büyük bir külfettir. Ve geçmişten bu yana TRT ile yapılan protokollere de aykırı bir durumdur. Ama fiili bir durum olarak geldi. Ben meclis başkanlığımın son dönemine doğru bunun yanlış olduğunu düşündüm. Ama onu yeni haliyle yürürlüğe sokmak bana nasip olmadı. Benden sonra gelen arkadaşlarımız da mevcut haliyle devam ettirdiler. Ama bu mevcut haliyle devam etmek, ilgili ilgisiz, bütün kanun tekliflerinin görüşülmesini, saat 1.00'den ertesi gün saat 13.00'e kadar vermek TRT için büyük bir mali külfet ve yayın akışı içinde de önlenemez bir durum. Dolayısıyla bugün yapılan doğrudur. Zannediyorum ki TRT ve meclis başkanlığı bu konuda geçmişten bu yana bütün uygulamaları ortaya koydu. TRT-3 bizim aynı zamanda spor kanalımızdır... Meclis çalışması kaçta başlayacak kaçta bitecek belli olmuyor. Danışma kurulu kararıyla bakıyorsunuz çalışma saat 11.00'de de başlayabilir. Bizim eski protokolumuzda çalışma saatleri iç tüzükteki gibidir... 15.00-19.00 arası diyor... 11.00'de başlıyor, ne zaman biteceği belli değil. Bazen sabaha kadar sürüyor. İlgili ilgisiz her şeyin TRT-3'ten verilmesi bizim için yönetilemez bir durum olduğu ortaya çıktı. Dolayısıyla meclis başkanlığı da eski protokollere uygun olarak 15.00-19.00 saatleri arasında verme kararını doğru verilmiş bir karar olarak görüyorum. 4 saatlik bir çalışma süresi muhalefet için de değerlendirilebilecek bir süredir eğer yeterince ve yerince kullanabilirlerse... Dolasıyla ben burada muhalefetin söz hakkını kısıtlama veya bunu bir fikir ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması olarak görmüyorum. Zaten böyleydi. Sonra fiili olarak değişmişti. Şimdi tekrar aslına dönüyor. Mesela grup toplantılarını 15.00'ten önce olduğu için isteyen özel kanal, zannediyorum meclis başkanlığını izni ile buna izin ve imkan verilecektir. Görev size düşüyor. Hoşunuza giden bütün konuşmaları yayınlayabilirsiniz.''