Politika

"Bu yasa durdukça asker el koyar"

Süleyman Demirel, darbe tartışmalarında TSK İç Hizmet Kanunu'na dikkat çekti. "TSK bu yasaya göre resen el koyabilir" dedi.

15 Mart 2009 02:00

Asker istediği zaman darbe yapabilir mi? Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bu soruya bir şartla "evet" diyor:  “TSK İç Hizmet Kanunu bu şekliyle kaldığı sürece asker el koyar.”


TSK’nın 211 sayılı İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci Maddesi’nde “Türkiye Cumhuriyetini korumak ve kollamak”, 85/1 Maddesi’nde ise “Vazifesi Türk yurdu ve Cumhuriyetini iç ve dışa karşı korumak” deniliyor.

Askerin 60 darbesini, 71 müdahalesini ve 80 darbesini bu maddelere göre yaptığını söyleyen Demirel, “Türkiye’de Türkiye’nin güvenliğinden resen Türk Silahlı Kuvvetleri sorumludur. Atatürk 1935’te Cumhuriyeti askere emanet etmiş. Bu İç Hizmet Kanunu mevcut olduğu sürece askere, “sen niçin bu işe karışıyorsun” demek mümkün değildir. Zaten kimse de onu tartışmıyor” diyor.

“Laiklik elden gidiyor diyerek resen el koyar”

Demirel şöyle devam ediyor: “Büyük bir tartışmadır bu, ben bu tartışmayı vaktiyle yaptım ama hiç bir tane adam bulamadım beni takip edecek. Ben size bir soru sorayım: Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğinden kim sorumlu? Hükümet nerede? Hükümet görevlendirmedi, ne olacak? Bu madde durduğu sürece Türk Silahlı Kuvvetleri hükümete de parlamentoya da sormadan “laiklik elden gidiyor” diyerek resen el koyar.”

“Bozulursa asker düzeltir”

Vatan gazetesinde 6 gün süren ve 28 Şubat sürecinin ele alındığı Süleyman Demirel söyleşi dizisinde, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı, halkın askere bakışını da yorumladı. Şunları söylüyor:

“Türkiye’de askerin durumunu iyi anlamak lazım. Bugün askere karşı birçok sataşmalar, şunlar bunlar yapılıyor ya... Bunların çoğu Türkiye’de askerin kanuni, hukuki, tarihi rolünü, yetkilerini, görevlerini hiç bilmiyor. Ordumuz milli ordumuzdur, eşraf ordusu değildir. Halkın içinden gelen ve halkla beraber yaşayan bir ordu. Onun içindir ki siyaseten söylüyorum; Türkiye sakinse bu insanlar da sakindir. Ülkede sükûnet yoksa bu rahatsızlıklar evvela basında görülüyor, sonra halkın içinde görülüyor. Halk başlıyor konuşmaya. Bu bu rahatsızlıklar askere de intikal ediyor. Bir yerden sonra “Asker ne duruyor, niçin duruyor” diye askere tazyik oluyor. Şuna alışmıştır Türkiye; bozulursa asker gelir düzeltir. Bu yüzden de Türkiye’de halkın rejime olan sahipliğinde gevşeklik vardır: “Nasılsa bir şey olmaz, isteyen istediği kadar orasından burasından çeksin. İş kâfi derecede bozulursa asker gelip düzeltir.”