Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Patriot füzeleriyle İran arasında ilişki kurulmasın" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu CNN Türk'e konuştu. Hasan Cemal ile Cengiz Çandar'ın "Tecrübe Konuşuyor" programına katılan Davutoğlu, bölgede Avrupa Birliği benzeri bir yapının oluşmasını istediklerini söyledi. Patriot füzeleri konusunda da konuşan Bakan, "Patriot füzeleriyle İran arasında ilişki kurulmamasını istedi.
Demokratik açılım:
Davutoğlu, hükümetin başlattığı "demokratik açılım" projesiyle ilgili olarak, "Özgürlük alanını daraltarak birliktelik görüntüsü vermek yerine bunu genişleterek, vatandaşlık haklarının bütününü koruma altına alarak, devletin bu konuda halkına en geniş özgürlük alanı tanıdığı bir anlayışı harekete geçirmek gerekiyor" dedi.
Davutoğlu, "Kürt meselesi ya da terör meselesi olarak olayın yansıtılmasının ötesinde hangi kökenden gelirse gelsin bütün vatandaşlar arasında özgürlük alanını genişletecek, ait oldukları devletin vatandaşı olmanın gururunu onlara yaşatacak bir proje olmasını arzu ettiklerini" söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son kullandığı kavramla bu projeye "milli birlik hareketi" dediğini belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Biz öylesine ortak bir amaç etrafında bütünleşelim ki küçük kültürel farklılıklar, siyasi yaklaşım farklılıkları, ortak birlik bilincini zayıflatmasın. Güçlü bir aidiyet bilinci oluşturalım. Bizde Türk, Kürt, Arnavut, Boşnak, Kafkasya'dan gelmiş veya Balkanlar'dan, Kerkük'ten gelmiş apayrı insanların aynı apartmanda değişik katlarda yaşadığını görürsünüz, aile içinde evlilikler yaptıklarını görürsünüz. Bizde böyle bir ayrım göremezsiniz."
"Tarihdaşlık" kavramı
Kendisinin "tarihdaşlık" kavramını geliştirdiğini söyleyen ve bu coğrafyadaki bütün insanların ortak tarih anlayışına sahip olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Vatandaşlık aidiyet hissinin en güçlü şekle getirilmesidir, aidiyet hissinin güçlendirilmesi demokratikleşme, özgürlük alanlarının geliştirilmesiyle olur. Yani tek tip bir anlayışı geliştirelim herkes buna tabi olsun yaklaşımı aidiyet hissini geliştirmez. Aidiyet hissini geliştirecek olan en geniş özgürlük alanını tanımlayıp, bu özgürlük alanının, vatandaşlık bilinciyle devlete, aidiyet şeklinde bağlanmasıdır. İnsanların hür iradeleriyle, ait oldukları devlete, güçlü şekilde bağlanmalarından daha güçlü bir siyasi meşruiyet temeli yok. Dolayısıyla daha önce denenmiş yöntemlerden farklı olarak milli birlik projesiyle, demokratikleşme projesi arasındaki irtibat burada sağlanıyor."
"Türkiye'nin doğal seyri içinde atması gereken adımlar"
Milli birlik projesinin uygulama alanında önemli bir rolü olduğu yönündeki tespit üzerine Davutoğlu, "Demokratikleşme adımları Türkiye'nin doğal seyri içinde atması gereken adımlardır. İşin bir tarafında özgürlük diğer tarafında da terör var. Ancak güvenlik ve özgürlük alanı etnik kökeni, mezhebi ne olursa olsun bizim vatandaşlarımıza karşı olan bir borcumuz. Diğer tarafta da Türkiye'nin 30 yıldır kan kaybetmesine neden olan bir problemle karşı karşıyayız. Geldiğimiz noktada bunu çözmemiz lazım" dedi.
Sorunla doğrudan ilgili bölgede Türkiye, Suriye, İran ve Irak olduğunu ve üç ülkeyle de Türkiye'nin eskiden beri güvenlik bağlamında temaslarının mevcut olduğunu belirten Davutoğlu, kendisinin şu anda yürüttüğü temasların yeni başlamadığını kaydetti.
Suriye ile Türkiye'nin son dönemde çok yoğun güvenlik işbirliği mekanizmaları oluşturduğunu, Irak ile daha önce de işbirliği bulunduğunu ve yeni bir üçlü mekanizma geliştirdiklerini, Irak merkezi hükümetiyle ve kuzeydeki bölgesel yönetimle de yürütülen temaslar olduğunu söyledi. Davutoğlu, İran ile de aynı şekilde PKK-PJAK bağlamında bir ilişkinin mevcut olduğunu ifade etti.
"Bir paket yapılıp bu bitti denilemez"
Davutoğlu "demokratik açılım" ile ilgili şunları söyledi:
"İçerde demokratik açılım zaten kendi vatandaşlarıyla irtibatlarını güçlendiren bir şey olarak sürecek. Onun için Başbakanımız 'bu bir paket değil' diyor. Bir paket yapılıp bu bitti diye düşünülemez. Bu her dönemde yenilenen toplumsal sözleşmemiz olacak. Çevremizde terör üretmeyen, güvenlik sorunu üretmeyen bir coğrafya istiyoruz. Irak ve Suriye dost ve komşu ülke, ama aynı zamanda bizim bütün güney sınırımızı, bin kilometrelik sınırımızı güvenlik altına alıyoruz. Bunun üçüncü boyutu da AB içindeki unsurlardır. Türkiye'nin karşı karşıya geldiği güvenlik meselesi aynı zamanda AB'nin güvenlik meselesidir."
İran, Suriye, Irak, AB ve ABD'nin terör örgütü PKK'ya yönelik 'silahı bırak dağdan in" baskısı yapıp yapmadıklarının sorulması üzerine Davutoğlu, bu konuda ayrıntıya girmesinin mümkün olmayacağını, ancak ülkelerle ciddi bir işbirliği içinde olduklarını ifade etti.
Davutoğlu, Dağlıca baskının ardından Irak ile Türkiye arasında ve kuzey Irak ile Türkiye arasında ciddi bir kriz beklendiğini, ancak bu saldırılardan 4 ay sonra Irak ile bugün 18 bakanı bir araya getiren Irak ile Yüksek Stratejik İşbirliği Konseyi anlaşmasını imzaladıklarını söyleyerek, bunun Türkiye'nin diplomatik başarısı olduğunun altını çizdi.