-"BEBEK İŞARET DİLİ" ANKARA (A.A) - 20.02.2011 - Uzmanlara göre anne ve babaların henüz konuşamayan bebeklerinin derdini anlayıp ağlama krizlerini önlemeleri hayal değil. Eğitim ve dil gelişimi alanlarında ABD ve Japonya'da öğrenim gören ve araştırmalar yürüten Yasemin Yusufoff'un kaleme aldığı ''Bebek İşaret Dili'' kitabında, ailelere minik yavrularıyla işaret dilini kullanarak daha kolay iletişim kurmaları için yol gösterici öneriler yer alıyor. Bebek işaret dilini ABD'de yıllardır anne ve babaların kullandığını, bunun uzmanlar tarafından ''bebek bezinden sonraki en önemli buluş'' olarak nitelendirildiğini belirten Yusufoff, ''Bebek işaret dili, bebekler akıcı konuşmaya başlamadan önce kendilerini ifade etmelerini sağlayan çok önemli bir araçtır. Bebeklere bu işaretleri öğretmek, baş baş yapmayı ya da öpücük göndermeyi öğretmek kadar kolay'' dedi. Bebek işaret dilinin konuşma dönemi öncesinde bebekle iletişim kurmanın basit ve doğal bir yolu olduğunu, bunun dil gelişiminin bir uzantısı olduğunu anlatan Yusufoff, işaret dilini kullanmanın, bebekler için emeklemek kadar doğal olduğunu söyledi. Yusufoff, bebek işaret diliyle ilgili şu bilgileri aktardı: ''Bebekler zaten 10-12 ay sırasında işaretleri kullanmaya başlar. Ayrıca, aileler de farkında olmasa bile günlük yaşamda sürekli bazı işaretleri kullanır. El kol hareketleri kullanılmadan yol tarif edilebilse de, bu tarif genelde eller kullanılarak yapılır. Bebek işaret dili de bu doğal yöntemin geliştirilmiş bir versiyonudur. Bu işaretler bebeğe baş-baş yapmak kadar kolay öğretilebilir.'' Bebeklerin bazı işaretleri kendiliğinden ürettiklerini, bunun da tamamen normal olduğunu belirten Yusufoff, ailelerin bu işaretleri değiştirmeden olduğu gibi kullanabileceklerini bildirdi. Yusufoff, ''Bebeğin kendisinin ürettiği işaretler onun için çok şey ifade eder. Bu nedenle aileler diğer işaretlerin yanında bunları da kullanabilirler'' diye konuştu. Ailelerin bebek işaret dilini kullanmak için geniş bir vakit ayırmalarına gerek olmadığını kaydeden Yusufoff, ''Ailelerin bebekleriyle konuşurken bu işaretleri de kullanmaları yeterlidir. Bebekler zaten zamanla bu işaretleri kavrayıp kullanmaya başlar'' şeklinde konuştu. Şimdi 2 yaşını geçen kızı Celine ile bebekliğinde işaret dilini kullanarak çok rahat iletişim kurabildiklerini anlatan Yusufoff, o dönemde yaşadığı deneyimleri şöyle aktardı: ''Kızım benden ilk defa 8 aylıkken işaret ile süt istedi. Gözlerimin içine baktı ve 'süt' işareti yaptı. Zaman içinde kullandığı işaretler arttı. 16 aylıkken 67 işaret yapabiliyor, 20 kelime söyleyebiliyordu. 20 aylıkken de 'lütfen' ve 'teşekkür ederim' gibi işaretlerin yer aldığı 90'dan fazla işareti kullanabiliyor, 63 kelimeyi söyleyebiliyordu. 22.5 aylık olduğunda kullandığı işaret ve kelimeler o kadar fazlaydı ki artık saymayı bıraktım. Konuşmaya başladığında ise işaret dilini kullanmayı bıraktı, ki bu zaten olması gereken şeydi. Şimdi hem İngilizce'yi hem de Türkçe'yi çok rahat konuşabiliyor. Bunda işaret dilini kullanmasının büyük etkisi var.'' -''6. AYDA BAŞLAMAK UYGUN''- İşaret diline 6. ayda başlanabileceğini, ancak basit bir kural olarak çevresindeki bir şeyleri işaret etmeye başlayan bebeklerin bunu kullanmaya hazır olduklarının söylenebileceğini bildiren Yusufoff, bebeklerin bu dönemde işaretleri daha iyi algıladıklarını ve el hareketlerinin daha koordineli olduğunu belirtti. Yusufoff, ''Bebekler işaret dilini hemen anlamaya başlasa da bunu uygulamaları birkaç ayı bulabilir. Hiç ummadığınız bir anda sizden işaret diliyle süt isteyebilir ya da bir şeyden korktuğunu anlatabilir. Yapılması gereken en önemli şey hem ailenin hem de bebeğin çevresindeki diğer kişilerin bu işaretleri devamlı kullanmasının sağlanmasıdır'' önerisini dile getirdi. Bu işaretleri kullanmanın çocukların zihinsel gelişimine de büyük katkısı olduğunu vurgulayan Yusufoff, bebek işaret dilinin yararları ile ilgili şunları söyledi: ''Bebek işaret dilini kullanan bebekler kullanmayanlara göre daha az ağlar, daha çabuk konuşur, zeka seviyeleri daha yüksek olur, daha çok kelime bilirler, kitaplara daha çok ilgi duyarlar. Bu da onların ilerde okul başarılarını olumlu etkiler. Ayrıca bu işaretler ebeveyn-çocuk bağını daha güçlendirir, sosyo-duygusal gelişimi destekler, özgüvenini artırır, bebeklerin çalışan annelerinden ayrılma stresini azaltır. Bu işaretleri öğrenen bebekler ellerini daha kolay ve iyi kullanır.'' Her sağlıklı bebeğin işaret dilini öğrenip uygulayabileceğini kaydeden Yusufoff, bebeklerin büyüdükçe kullanılan yeni işaretleri bile hemen öğrendiklerini söyledi. ''Bebek İşaret Dili'' kitabında bu işaretlerin ve anlamlarının ayrıntılı olarak yer aldığını bildiren Yusufoff, bu konuda ayrıca www.bebekuniversitesi.com.tr adresindeki internet sitesinden de bilgi edinilebileceğini sözlerine ekledi. -BEBEK İŞARET DİLİNİN 10 TEMEL KURALI- Yusufoff'un kitabına göre bebek işaret dilinin 10 temel kuralı şöyle: -Çocuğunuzla doğduğu andan itibaren bol bol konuşun. Tanıdık sesleri, özellikle de annesinin sesini duymak bebeği sakinleştirir, size bağlanmasını ve dile yatkınlaşmasını sağlar. Çocuğunuzla konuşurken göz teması kurup açık, anlaşılır ve tam cümleler kurun. -Bebeğiniz bir takım heceleri tekrarlamaya başladığında (babababa gibi) siz de onunla bunları tekrarlayın. Büyüdükçe çıkardığı başka sesleri de tekrarlayın, benzeyebilecekleri tam kelimelere çevirin ve ifade ettiği şeyleri ona gösterin, işaretleri de yapın. Zaman içinde sesler ve ifade ettiği kişi ve nesneler ile ilgili bağlantıyı çözecektir. -Çocuğunuzdan mükemmel işaretler beklemediğiniz gibi mükemmel sözcükler söylemesini de beklemeyin. Gereken motor ve ses kabiliyetler geliştikçe bunlar da gelişecektir. -Bebeğinizin bir şey söylemeye ya da işaret etmeye çalıştığını gördüğünüz zaman, bunu söyleyin ya da işaretini gösterin. Çünkü çocuklar bir şeyi ifade etmeden önce de pek çok şeyi bilirler. Yanlış ve hatalı sözcük ya da işaretlerden dolayı eleştirmeyin, sadece doğru kelimeyi söyleyin ve işareti yapın. -Bebeğin kelime dağarcığının artması için objeleri ince detayına kadar tarif edin. Kelimeleri sık sık tekrarlayın. Kısa cümleler kullanıp yeni kelimeleri yavaş yavaş ekleyin. Örneğin çocuğunuz ''araba'' diyor ya da araba işareti yapıyorsa ''Evet araba. Mavi bir araba. Bak arabanın siyah tekerlekleri var'' diye vurgular yapın. -Yaptığınız iş ya da yaşanan olaydan bahsedin. Bebek doğumundan itibaren bir sürü kelimeyle karşılaşırsa daha zengin bir kelime dağarcığı olur. Bunu yapmanın en iyi yolu kendinizi bir haber spikeri gibi düşünmektir. Örneğin, ''Şimdi alt bezini değiştirmek üzereyiz. Kirli alt bezini çöpe atıyoruz, şimdi de yenisini takıyoruz. Bu bezin üstündekiler ne? İnekler... Möö möö. Şimdi yeni bezi kapatıyoruz. Pantolonunu yukarıya çekiyoruz. Bez değiştirme işini tamamladık. Aferin bize.'' -Onunla bebekçe konuşmayın. Eğer bebeğiniz size suyu gösterip ''vu vu'' gibi bir şey söylüyorsa ona ''Su mu istiyorsun, al sana su'' gibi bir cevap verin. Onu mümkün olduğu kadar geniş bir kelime dağarcığı ile tanıştırıp zengin bir dil deneyimi yaşamasını sağlayın. Araba, otobüs, kamyon gibi araçlar için ''ranran'' gibi bir şey diyeceğinize ''araba'', ''otobüs'', ''kamyon'' kelimelerini kullanın. Çünkü bunları da ''ranran'' kadar kolay öğrenebilir. -Bebeğinizin telaffuzu ile dalga geçmeyin ve düzeltmeye kalkmayın. Bebeğinizin beyni muhteşemdir. Doğru telaffuzu zaten biliyordur ama uygulayabilmek için gerekli ince motor yetileri henüz gelişmemiştir. Bu mekanizmalar geliştikten sonra bunları doğru olarak telaffuz edecektir. -Bebeğinize hikayeler anlatın. Hikayeler anlatırken ilgili işaretleri de beraberinde yapın. Bu hem bebeğinizin işaretleri öğrenmesini sağlar, hem de daha canlı bir hikaye duyduğu ve gördüğü için daha fazla ilgi gösterir. Özellikle yoğun trafikte araçta bunalan çocukları eğlendirmek için hikaye anlatmak çok eğlenceli bir yoldur. Çok küçükler ne demek istediğinizi tam anlamasalar da sizi dinlerler. Büyükler ise neden bahsettiğinizi anlarlar ve kendilerini anlatılana kaptırırlar. -Bebeğinizi dinleyin. Sorular sorun ve cevap için bekleyin. Cevabınız bir gülümseme, ses ya da dokunuş olabilir. Bebeğinizin iletişim kurma gayretlerine mutlaka cevap verip ilgi gösterin. Gülümseyerek ya da sarılarak bebeğinize vereceğiniz bir onay, onu iletişim kurma konusunda cesaretlendirecektir. Bu aynı zamanda kendisini daha değerli hissetmesine yarayacak iletişimin yapısını anlamasını sağlayacaktır.