Politika

"BAŞÖRTÜSÜNE TAKILMAKLA CUMHURİYETÇİLİK OLMAZ" İSTANBUL (A.A)

30 Ekim 2010 20:01

-"BAŞÖRTÜSÜNE TAKILMAKLA CUMHURİYETÇİLİK OLMAZ" İSTANBUL (A.A) - 30.10.2010 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyeti dar kalıplar içerisine sığdırmak suretiyle, bir metrekarelik başörtüsüne takıp sallamak suretiyle Cumhuriyetçiliğin olmayacağını belirterek, ''Bilimde, sanatta bunu yapacaksın. Aklı, bilimi eğer bu yolda kullanıyorsan, gerçek Cumhuriyetçi sensin, eğer kullanmıyorsan kusura bakma. Sadece o zaman vitrine oynarsın. Biz vitrine oynayanlardan olmayacağız'' dedi. THY filosuna yeni katılan uçakların teslimi, THY Teknik A.Ş ve Amerikan menşeli motor üreticisi Pratt&Whitney'in ortaklığıyla kurulan Türk Motor Merkezi'nin açılışı dolayısıyla Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nda tören düzenlendi. İktidara geldikleri 2002 yılı sonunda, Türkiye'de ulaşılamayan yayla ve mezraların yanı sıra, ulaşılamayan, yolu kapalı olan ilçeler bulunduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hep örnek verilir. Van'ın Bahçesaray ilçesi ve bu ilçeden bir hanım kardeşimiz bizim milletvekilimiz. Burası, 11 ay dünyaya kapalı, Allah'a açık olurdu, 1 ay açık kalırdı. Açamazlardı o yolları. Bir gün televizyonda Van'ın Belediye Başkanı'nı dinliyordum. Az önce kullandığım o ifadelerle, 'Burası 11 ay dünyaya kapalı Allah'a açık' diyordu. Enteresandır. O ilçenin bayanları çok iyi satranç biliyorlar. Çünkü yapacakları başka şey yok. Orada satranç öğretmiş birisi.'' Erdoğan, ilk iş olarak oranın 42 kilometrelik yolunu yaptıklarını, çünkü iddialı olduklarını dile getirerek, ''(Bu ülkede benim halkımın ulaşamadığı, halkıma ulaşılamayan yer kalmayacak) dedik'' diye konuştu. Önceden Türkiye'nin birçok ilinde, hastaların kızaklar üzerinde il ve ilçe hastanelerine taşındığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin bir ucundan diğerine seyahat etmenin, örneğin; Edirne'den Kars'a, Tekirdağ'dan Hakkari'ye gitmenin günlerce süren son derece meşakkatli bir eziyet olduğunu hatırlattı.  ''Dedik ki (Yolun gitmediği yer kalmasın, yol medeniyettir, su medeniyettir). Onun için KÖYDES ve BELDES projelerini uygulamaya koyduk. Ulaşılamayan köy, ulaşılamayan belde kalmıyor, kalmayacak. Çalışmalarımız devam ediyor.'' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Biz şu anda, o hastalara ulaşabilmek için araçların gidemediği yerlere paletli ambulanslarla çıkıyoruz. 18 noktada ambulans helikopterler, bölge ambulansları olarak hizmet veriyorlar. İki tane de jet ambulans sipariş ettik, onlar da şu anda hizmet veriyor. Mesela bu sabah Gaziantep'te bir yavrumuz 25 gündür yoğun bakımda, elektrik çarpması neticesinde yatıyor. Bize bir mesaj geçildi. Onun üzerine aradım, dayısıyla konuştum, durumu anlattı. İrtibatları Ankara ile kurduk ve bu sabah jet ambulansla 11 yaşındaki o yavrumuzun şu ada Ankara'ya getirilmiş olması lazım.'' -''GEZDİKÇE ÇOK ŞEYLER ÖĞRENDİM''- Bir ülkenin ulaşım haritasının, aynı zamanda o ülkenin refah haritası, adalet haritası, aynı zamanda o ülkenin demokrasi haritası olduğunu belirten Erdoğan, ''Otoriter, baskıcı, yasakçı devlet anlayışı, vatandaşın seyahat etmesini istemez, bundan rahatsız olur. Zira, seyahat eden vatandaş, kıyas yapabilme kabiliyetine kavuşur. Hani en çok gören mi, gezen mi, okuyan mı meselesi var ya? İşte gezen az bilir diye bir şey yok. Ne kadar gezersen, en az okuyan kadar bilgi sahibi olursun. Çok önemli. Belediye başkanıydım, gezdikçe çok şeyler öğrendim ve öğrendiklerimi İstanbul'a taşıdım'' dedi. İstanbul'a yaptıklarının birçoğunun dünyanın değişik yerlerinde gördükleri olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Zira bilim, bizim  yitiğimizdir, nerede bulursak alırız. Bulduk, aldık, getirdik. Alıp getirmeye devam edeceğiz. Gelişmiş bir ülkeye gideceğiz, buradaki imkanlar bizde neden yok diye sorgulayacağız. 'Ben neden ülkemde bu fırsatlara, bu imkanlara sahip değilim?' diye kendimize sormaya başlayacağız'' diye konuştu. Açılışını yaptıkları motor fabrikasında bu motorun yapılması gerektiğini belirten Erdoğan, ''Bunu yaptığımız gün Türk Türklüğü ile övünsün'' dedi. -''BİZ MİLLETE OYNAYANLARDAN OLACAĞIZ''- Erdoğan, ''Cumhuriyeti böyle dar kalıplar içerisine sığdırmak suretiyle, bir metrekarelik başörtüsüne takıp sallamak suretiyle Cumhuriyetçilik olmaz. Bilimde sanatta bunu yapacaksın. Aklı bilimi eğer bu yolda kullanıyorsan, gerçek cumhuriyetçi sensin, eğer kullanmıyorsan kusura bakma. Sadece o zaman vitrine oynarsın. Biz vitrine oynayanlardan olmayacağız. Biz bu millete oynayanlardan olacağız. Bu ülkeye oynayanlardan olacağız, derdimiz bu'' dedi.