Deutsche Welle: Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin genel başkan yardımcılarından Aleksander Gauland 'Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung' gazetesine verdiği mülakatta, insanların Jerome Boateng'in komşusu olmak istemediklerini söyledi. Bu ifadede ne kadar gerçek payı var?
Daniel Bartel: "Almanya'da ırkçılık olduğu, siyahilerin, göçmenlerin ve yabancıların komşusu olmak istemeyenlerin bulunduğu bir gerçektir. Ten rengi gibi faktörler öne çıkarılır. Ancak ne kadar yaygın olduğu kolay söylenemez."
Deutsche Welle: Komşulukta ayrımcılık nasıl yapılıyor?
Daniel Bartel: "Hakaretler, kırıcı espriler, posta kutularına yapılan karalamalar, ev sahibine yapılan, 'çok gürültü çıkarıyorlar', 'daireleri kokuyor' gibi haksız şikayetler. Ya da polis çağırmalar. Ev, yalnız kalınabilen mahrem bir yerdir. Bu gibi girişimler güven ve huzuru bozmak için yapılır. Yetişkinler kadar çocuklar arasında da düşmanlık yaratılır."
Deutsche Welle: Ev sahibi neler yapabilir?
Daniel Bartel: "Kiracılığın bütün safhalarında görülebilir. Kiracı başvurduğunda, evi gezmesi için davet edip etmemekte ve kiracıdan talep edilen belgelerde ayrımcılığın izlerini görebilirsiniz. Kira kontratları da farklı olabiliyor. Berlinli bir ev sahibi yabancı ve Müslümanların kiralarına zam yapmış, Almanların kirası ise değişmemişti. Amacı yabancıları apartmandan kaçırtıp daireleri yeniden kiraya verebilmekti. Ayrımcılık kira kontratının herhangi bir nedenle sona erdirilmesinde de ortaya çıkabiliyor."
Deutsche Welle: Konut piyasasında etnik olanın dışında daha ne gibi ayrımcılık yapılıyor?
Daniel Bartel: "Dini aidiyet ya da çocuk sayısı rol oynayabiliyor. Psikolojik bozukluğu olanlar ve bedensel özürlüler de ayrımcılığa uğratılıyor. Eşitlik yasasına aykırı olmasına rağmen gelir durumu ve sosyal statü de ayrımcılık nedeni olabiliyor."
Deutsche Welle: Yasadaki ev sahibine ayrımcılık imkanı tanıyan istisnai maddeler hangileri?
Daniel Bartel: "Ev sahibi evini kiralayacağı kimseyi seçme hakkına sahiptir. Ancak köken, cinsiyet, cinsi kimlik, din, özürlü olma ve yaş kriter olamaz. Yasada bu açıkça belirtilmiştir. Ev sahibi ile kiracı aynı yerde oturuyorsa, istisna yapılabilir. Ayrıca kiracıların sosyal bakımdan dengeli bir görünüm arz edip, çeşitlilik ve yaşanabilirlik özelliği olması için seçim yapabilmek de ev sahibinin hakkıdır. Bu istisna, homojenliği kaldırmak amacıyla düşünülmüştü ama göçmenlere karşı ayrımcılıkta kullanılabiliyor. Benim açımdan doğru olmayan üçüncü bir kısıtlama daha var ki, o da şu: 50 ve daha az ev ya da daire kiralayanlar ırkçı nedenler dışında ayrımcılık yasağı kapsamına girmiyor."
Deutsche Welle: Almanya'da başka nasıl ayrımcılık yapılıyor?
Daniel Bartel: "Her alanda…. Sosyal ilişkilerde, alışverişte, hizmetlerde, diskoteklerde, işte ve sağlık alanında. HIV virüsü taşıyanların tedavi edilmediğine ya da sadece belli saatlerde muayenehaneye gidebildiğine dair bilgiler var. Telefonla randevu almak isteyen mülteciler geri çevrilebiliyor. Özürlü hamilenin kadın hastalıkları uzmanına engele takılmadan ulaşabilmesi gerekirken birçok muayenehanenin buna imkan tanımaması kabul edilebilir bir durum değildir."
Deutsche Welle: Ayrımcılığın doğrudan ilgilendirdiği kişilerin yasal hakları nelerdir?
Daniel Bartel: "Yasalar onların tarafında. Yeterli ipucu varsa mahkemeye başvurabilirler. Dava açmak masraflı olduğundan tahminen ancak yüzde biri yargıya başvuruyor. Zaman ve enerji gerektirdiği ya da somut delil olmadığı için bundan vazgeçenler çoğunlukta. Ayrımcılık çoğu zaman açıkça yapılmıyor. Ev sahibi, kiralık dairesi olduğu halde, 'kusura bakmayın, kiralık yerimiz yok', deyip işin içinden çıkabiliyor. Ayrımcılık yapıldığını kanıtlamak kolay olmuyor."
Daniel Bartel, Almanya Ayrımcılıkla Mücadele Birliği'nin (advd) genel müdürlüğünü yapıyor. Advd, Almanya genelindeki, bağımsız ayrımcılıkla mücadele ofislerinin çatı örgütü konumunda. Bartel, aynı zamanda Saksonya ofisinde danışman olarak görevli.