-"Atatürk, çağını aşan bir lider, büyük bir deha" ANKARA (A.A) - 10.11.2011 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Atatürk'ün, çağını aşan bir lider, büyük bir deha, gerçekçi bir devlet adamı ve komutan olarak yaptıkları, başarıları, fikirleri, her şart altında muhafaza ettiği barışçı kimliği, yenilikçi ve reformist kişiliğiyle insanlığın saygısını kazandığını belirterek, ''İnsanlık Atatürk'ün eserine, gerçekleştirdiği dönüşümlere, ülkenin kurtuluşu ve milletimizin yücelmesi için verdiği mücadeleye büyük bir hayranlık duymaktadır'' dedi. Gül, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Milli Kütüphane Konferans Salonu'nda düzenlenen Atatürk'ü anma töreninde, toplumların liderlerini, yetiştirdiği büyük devlet adamlarını farklı törenlerle andıklarını, kendilerine borçlu oldukları sevgi ve saygıyı farklı yollarla dile getirdiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu: ''Bizim toplumumuz da Atatürk'ü şükranla yad ederken, 10 Kasım'ları ona olan bağlılığını ve eserini ilelebet payidar kılma kararlılığını gösterme açısından bir vesile olarak görmektedir. Aynı zamanda Cumhuriyeti muazzam başarılarla 88. yılına ulaştırmanın kıvancı ve mutluluğunu da yaşamaktadır.'' Atatürk'ün, çağını aşan bir lider, büyük bir deha, gerçekçi bir devlet adamı ve komutan olarak yaptıkları, başarıları, fikirleri, her şart altında muhafaza ettiği barışçı kimliği, yenilikçi ve reformist kişiliğiyle insanlığın saygısını kazandığını vurgulayan Gül, ''İnsanlık, Atatürk'ün eserine, gerçekleştirdiği dönüşümlere, ülkenin kurtuluşu ve milletimizin yücelmesi için verdiği mücadeleye büyük bir hayranlık duymaktadır. Mustafa Kemal gerek savaş yıllarında, gerek savaş sonrasındaki adımlarıyla milli egemenlik ilkesine dayanan, gücünü milletten alan modern Türkiye'nin temellerini atmıştır'' dedi. Atatürk'ün, fikri ve kurumsal manada yeni bir devletin kurulması için çalışmalarını yürütürken bir bakıma geleceğin Türkiye'sini de planladığını belirten Gül, şunları kaydetti: ''Atatürk'ün kararlılığı, gerçekleştirdiği reformları meşru bir temele oturtmaya çalışması, onun devlet adamı ve liderlik vasfının yanı sıra milletimize duyduğu güveni de ortaya koymaktadır. TBMM'nin savaş yıllarında açılması onun bu yönünün somut tezahüründen başka bir şey değildir. Mustafa Kemal 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesini rejimin temel ilkesi haline getirirken milletimizin egemenlik haklarını da TBMM'de toplamıştır. Atatürk'ün yaşadığı dönemin şartları ve dünyanın istikameti düşünüldüğünde Türkiye'nin genç bir ülke olarak demokrasiye uzanan yolu açması elbette ki üzerinde önemle durulması gereken bir husustur. Dolayısıyla Atatürk'ün zamanının liderlerinden ayrılan farkı esas burada aramak gerektiği kanaatindeyim. Atatürk'ün vefatının ardından da aynı şuurla ilerlemesine devam eden Türkiye onun ideallerine her geçen gün daha da yaklaşmanın gururu içindedir. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki elde ettiğimiz kazanımlarla ülke ve millet olarak tabii ki parlak bir geleceğe umutla bakıyoruz.'' Türkiye'nin modernleşme çabalarının son yıllarda gerçekleştirilen köklü ve reformlarla daha da ivme ve etkinlik kazandığının, Türkiye'nin önemli bir değişim ve dönüşüm sürecine girdiğinin tartışma götürmez bir gerçek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti: ''Halkın serbestleşme ve değişim taleplerini karşılamayı amaçlayan cesur adımlar ülkenin önünü açmıştır. Dünyada krizlerin yaşandığı bir dönemde ekonomimiz kırılganlıklara karşı daha dayanıklı hale gelmiş, rekabet gücü yüksek bir yapıya kavuşmuştur. Bunun altını özellikle çizmek isterim, ekonomik gücün ülkenin itibarıyla doğrudan bağlantılı olduğu göz önüne alınırsa bu söylediklerim daha iyi anlaşılacaktır.''