Çocuk sahibi olmayı gereğinden fazla mı ertelediniz? Yalnız değilsiniz. Çoğu kadın kariyer nedeniyle çocuk sahibi olmayı erteliyor. Ancak nereye kadar? Geç kalmış olmamak ve kötü sürprizlerle karşılaşmamak için bu yazıyı okuyun. İşte biyolojik saatinizi yavaşlatarak doğurganlığınızı korumanın yolları…
Artık bir aile kurmak için hazırsınız. Ne var ki 20’li yaşların başında değilsiniz artık. Etrafınız tüp bebek hikâyeleriyle dolu ve siz de kendinizi şaşkın hissediyorsunuz. Uzmanlar doğal yollarla hamile kalmak için ortalama bir senelik süre biçiyorlar 30’lu yaşlardaki kadınlara...
Çünkü doğurganlık bu yaşlardan sonra azalıyor ve yumurta kalitesi düşüyor. Akıllıca olan bu sürece karar verdiğinizde doktora başvurmak; jinekolojik muayene ve testleri yaptırarak onun tavsiyelerini uygulamak. Bu aşamadan sonra bizim önerilerimiz de size yardımcı olabilir…
1. SAĞLIKLI BESLENİN
Üreme potansiyelinizi maksimum seviyeye çıkarmak için sağlıklı bir beslenme biçimini benimsemek önemli. Folik asit deposu yeşil yapraklı sebzeler, demir içeren kırmızı et, kalsiyum içeren süt ürünleri, çinkodan zengin kuşkonmaz ve lifli besinler doğurganlığı besliyor. Yeni araştırmalara göre az yağlı süt ürünleri yumurtlamaya zarar verebiliyor. Uzmanlar normal yağ oranı içeren süt ürünlerinin tüketilmesini öneriyorlar.
2. HAFİF EGZERSİZ
Yüzmek, temiz havada yürüyüş yapmak gibi vücudu zorlamayan egzersizler size iyi gelecek. Ancak her vaka kendine özgü olduğu için hamile kalmaya karar verdiğinizde durumunuzu öncelikle doktorunuza danışmalısınız.
3. BİLİNÇALTINI RAHATLATIN
Araştırmalar stresin yumurtlama ve döllenme süreçlerini olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. Ayrıca sürekli hamile kalıp kalmadığınızı merak ederek yaşamak bilinçaltınıza tam tersi sinyaller vermek anlamına gelebilir.
4. HAYAL EDİN
İngiliz terapistlere göre hamile kalıp kalmadığınızı merak edip, stres yapmak yerine bu süreci olmuş gibi gözünüzün önüne getirip, hayalinizde canlandırmak işe yarayabilir. Yaratıcı imgeleme adı verilen bu tekniği uygulamak için gözlerinizi kapatın ve hamile kaldığınızı, bebeğinizin içinizde sağlıklı şekilde büyüdüğünü hayal edin. Olmuş gibi o sevinci yaşayın ve kesinlikle olumsuz düşünmeyin. Bu spiritüel bakış açısının bilimsel karşılığına bakarsak bu sürecin, endorfin salgılatarak stres hormonlarının etkisini azalttığını görebilirsiniz.
5. GÜVENLİ SEKS YAPIN
Klamidya gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar üreme tüplerini etkileyerek döllenme açısından ciddi sorunlar yaratabilir. Güvenli seksi tercih ederek ve düzenli check-up yaptırarak doğurganlığınızı tehdit eden cinsel hastalıklardan korunabilirsiniz.
6. SİGARAYI BIRAKIN
Sigaranın doğurganlığa zarar verdiğine ilişkin 20’den fazla tıbbi çalışma mevcut. Sigara dumanında bulunan toksik elementler yumurtanın şekline, yumurtlama ve döllenme süreçlerine zarar veriyor. Araştırmalara göre sigara içenlerin hamile kalma ihtimali, içmeyenlere göre yüzde 40 daha az. Aynı zamanda düşük yapma riskleri de daha fazla. Ancak bıraktıktan üç ay sonra döllenme sürecinin normale döndüğü söylenebilir. Ayrıca sigara bağımlılığı erken menopoza da sebep olabiliyor.
7. TAMAMLAYICI TERAPİLERDEN YARARLANIN
Akupunkturun adet döngüsünü düzene sokmaya yardımcı olduğu konusunda bulgular mevcut. Fertility and Sterility dergisinde yayınlanan makaleye göre tüp bebek tedavisi sırasında akupunktur yaptıran çiftlerde hamile kalma oranında yüzde 50 artış olduğu saptanmış. Akupunktur yönteminin rahim bölgesini rahatlatarak döllenmeye hazırladığı düşünülüyor.
Aynı dergide yayınlanan bir başka çalışmada ise 5 hafta boyunca haftada iki kez akupunktur yaptıran erkeklerin sperm kalitelerinde belirgin şekilde artış saptandığı belirtiliyor. Hipnoz da hamilelik fikriyle ilgili duygusal problemleri aşmak amacıyla kullanılabiliyor. Yoga, meditasyon ve nefes terapisi ise hamile kalma sürecinde belirsizlikten kaynaklanan stresi azaltmak açısından faydalı.
- ALKOL VE KAHVEYE DİKKAT -
Türk-Alman Jinekoloji Derneği Başkanı Profesör Doktor Cihat Ünlü, hem kadınların hem de erkeklerin çok fazla sigara, kahve ve alkol tüketmelerinin doğurganlığı olumsuz etkilediğini belirtiyor. Prof. Dr. Cihan Ünlü bu konuda ayrıca şunları da hatırlatıyor:
“Unutmamanız gereken bir husus da farklı hastalıklar için kullanılan ilaçlara dikkat edilmesi. İlaçları kullanmadan önce mutlaka doktora danışmalı. Çünkü bazı ilaçlar erkeklerde sperm sayısını azaltabildiği gibi kadınların da doğurganlığını etkileyebilir. En önemli etkenlerden biri de bağımlılık yapan ilaçlar. Bu ilaçlara dikkat edilmeli ve bu maddelerin kullanımının üreme potansiyeli için oldukça tehlikeli olduğu unutulmamalı.”
Prof. Dr. Cihat Ünlü, erkeklerin başka kadınlarla ilişkiye girmesinin de, doğurganlığı olumsuz etkileyebileceğini anlatıyor. Böyle bir durumda erkek enfeksiyon kapıyor ve kadının da aynı enfeksiyonu almasına neden olarak kadının doğurganlık kapasitesine zarar verebiliyor.
(FORMSANTE - Esin Altuğ EĞRİLMEZ)