Gündem
BBC Türkçe

30 Eylül 2016 İngiltere Basın Özeti

Economist'ten Türkiye'deki darbe girişiminin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki değişiklikleri inceleyen makale, Financial Times'a konuşan uzman: Cumhurbaşkanı Erdoğan kriz moduna bağımlı hale geldi ve Halep için Suriye'de görülmemiş insani felaket uy

30 Eylül 2016 09:04

Economist dergisi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yapılan değişiklikleri inceleyen bir yazıya yer veriyor.

Yazıya Teğmen Mehmet Çelebi'nin yaşadıklarını anlatarak başlayan dergi "Çelebi bir helikopterin kokpitine yıllardır oturmadı ama Türk ordusu isterse bir anda yeniden oturmaya hazır" diyor. Dergi, umut vaat eden bir helikopter pilotu olan Çelebi'nin, telefonuna radikal İslamcılar'ın numaralarını yükleyen polisler tarafından tezgâha getirilip, 16 yıl hapis cezasına mahkûm olduğunu söylüyor.

Economist, Çelebi'nin bir yıl sonra "Gülen cemaatine yakın savcılar tarafından uydurma suçlarla hapse atılan yüzlerce laik subayla birlikte bir ay sonra salıverildiğini" belirtiyor. Yazı şöyle devam ediyor;

"Gülencilerin liderliğinde olduğuna inanılan ordunun bir kesimi tarafından düzenlendiğine inanılan darbe girişiminden sonra roller değişti. Bugün Gülen'in bürokrasideki takipçileri bir zamanlar hamileri olan, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından ayrım gözetilmeden tasfiye ediliyor. Aralarında hâkimler, savcılar ve öğretmenlerin bulunduğu 70 bin memur bazen en az kanıtlarla görevden atıldı ya da uzaklaştırıldı. 100'den fazla gazeteci de dâhil, 32 bin kişi hapiste. Tasfiyeler NATO'nun en büyük ikinci ordusunu, IŞİD ve Kürt militanları sürmek için Suriyeli isyancıların yanında savaşmaları gereken bir zamanda karışıklık içinde bıraktı."

Amiral ve generallerin neredeyse yarısının da aralarında bulunduğu beş bir askerin görevden alındığını veya gözaltına alındığını söyleyen Economist Hava Kuvvetleri'nin 265 pilotunu kaybettiğini ve şu anda pilottan çok avcı uçağı bulunduğunu belirtiyor. Dergi uzmanların yeni pilotlar yetiştirmenin on yıl süreceğini söylediğini, Savunma Bakanlığı'nın ise üç yılda bu işin yapılabileceğini belirttiğini aktarıyor.

Economist, "270 kişinin ölümüyle sonuçlanan kaotik geceye rağmen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe girişiminin ordudaki küçük bir hizbin işi olduğunu ısrarla söylemesi sayesinde, ordunun şöhretinin az zarar gördüğünü" belirtiyor.

Dergi, Ağustos'ta yapılan bir ankete göre silahlı kuvvetlere güvenin yüzde 66 düzeyinde olduğuna ve yılbaşında bu oranın yüzde 78 olarak ölçüldüğünü aktarıyor.

Yazıda görüşlerine yer verilen uzman Hasan Selim Özertem, Teğmen Mehmet Çelebi gibi tutuklanan ve Gülencilerin rütbe olarak yükseldiğini gören laik subayların, tasfiyelerin orduyu daha şeffaf hale getireceğini umduğunu söylüyor ve "Ancak korku da var" diye de ekliyor.

Yazı şöyle devam ediyor;

"Görevden alınan generallerin birçoğunun yerine yenileri atandı. Hava Kuvvetleri topyekun bir savaş olmaması durumunda durumla başa çıkabilir. Çelebi'yle birlikte ordudan atılan az sayıda pilot göreve iade edildi. Suriye'deki başarılı operasyon ordunun kendine güvenini arttırdı ve Erdoğan IŞİD'le savaşmak için daha da güneye inebileceğini söylüyor. Daha büyük bir zorluk, cumhurbaşkanı ve başbakanın komutanlara emir vermesinin önünü açan kanun hükmünde kararname. Askeri okullar hükümetin kontrolündeki ulusal savunma üniversitesinin önünü açmak için kapatıldı. İki bakanlık, savunma ve içişleri ordunun farklı güçlerini kontrol ediyor. Askeri atamaların yapıldığı toplantılarda bakanların sayısı, generalleri geçecek. EDAM adlı düşünce kuruluşundan Doruk Ergin, bunların ordunun yapısında ülkenin kuruluşundan bu yana yapılan en büyük değişiklikler olabileceğini söylüyor."

Economist "Bu değişikliklerin çok geç kalmış olabileceğini ve ordunun Doruk Ergün'ün ifadesiyle, hükümetleri devirmek için "hukuk dışı haktan" yararlandığını ve dört kez de bunu yaptığını söylüyor.

Yazı şöyle sona eriyor;

"AK Parti'nin 2002'de iktidara gelmesinden bu yana istediği sivil denetim bunun tekrarlanmasını önleyebilir. Kadir Has Üniversitesi Profesörü Soli Özel 'Ordu nihayet, yapısından Prusya ekolünü çıkartıyor' diyor. Emekli askerleri kaygılandıransa, yeni önlemlerin hükümetin emir komuta zincirini by pass etmesi ve karar verilmesinde kafa karışıklığına yol açabilme ihtimali. Emekli Tuğgeneral Oktay Bingöl "Bu savaşma kabiliyetini erozyona uğratır" diyor. Doruk Ergün sindirilmiş generallerin önemli konuları Erdoğan ve bakanlarına götürebileceğini söylüyor. Ama birçok Türk için, çekingen bir ordu, sadık olmayan bir ordudan daha iyi"

Financial Times dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muhtarlara yaptığı konuşmada, "olağanüstü hali süresiz uzatma işareti vermesiyle" lira-dolar paritesinde üç liralık psikolojik sınırın aşıldığını yazıyor. Gazete "Ülkenin olağanüstü halin uzatılmasını destekleyeceğine inanıyorum. Bir yıl bile Türkiye için yeterli olmayabilir" sözlerini taşıyor sayfalarına.

Haberde görüşlerine yer verilen Avrasya Grubu analisti Mujtaba Rahman "Bu gelişmeler, hükümetin günlük faaliyetleri yönetmek için giderek 'kriz moduna' giderek daha bağımlı hale geldi. Olağanüstü hal Erdoğan'a daha fazla yetki verse de, buna bağımlılığı tehditlere açık olduğunu hissettiğini gösteriyor. Erdoğan uygulamadaki güçlerini kaybederse kazanacaklarının, kaybedeceklerinden daha fazla olduğunu hesaplıyor" diyor.

Guardian'da Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinatörü Stephen O'Brien'ın Halep'teki durum konusunda yaptığı uyarıya yer veriliyor.

O'Brien'ın BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı açıklamada, Halep'in Suriye'de beş yıldır devam eden iç savaşta daha önce görülmemiş bir insani felaketle yüz yüze olduğunu söylediği belirtiliyor.

O'Brien "Açık konuşayım. Doğu Halep bu dakika itibariyle uçurumun kenarında. Çoktan, Suriye'nin hiç bir yerinde tanık olmadığımız, amansız ve acımasız bir insani felaket boşluğuna korkunç bir şekilde yuvarlanıyor. Suriye kanıyor. Vatandaşları ölüyor. Hepimiz yardım çığlıklarını duyuyoruz" diyor.

Guardian'ın başyazılarından birinde de, Halep'te vurulan hastaneler konu ediliyor ve bu saldırılara derhal son verilmesi çağrısı yapılıyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;

"Suriye'de saldırılar rutin ve açık bir şekilde kasti. Esad rejiumi ve müttefiklerinin hesaplayarak sağlık sistemini vurduğuna pek şüphe yok. Bu pervasız ve kasti eylemler savaş suçu olabilir. Ancak Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü'nün Afganistan ve Yemen'deki hastanelerinin koordinatlarını bunları korumak için paylaşmaya devam ederken, Suriye'de bu koordinatları gizli tutması önemli."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir