İzmir'in Çiğli İlçesi'nde, uyuduğu okul servisinde unutulunca havasızlıktan yaşamını yitiren 3 yaşındaki Alperen Şahin’in ölümüne, servis ve eğitim kurumları yönetmeliklerinde belirtilen 9 şarta uyulmaması nedeniyle olduğu ortaya çıktı.
Yönetmeliğe göre, rehber personel için 22 yaş ve en az lise mezunu olma şartı bulunduğu, ancak Doğan Haber Ajansı’nın aktardıklarına göre, Alperen’in bulunduğu servisin rehber personeli olan D.K.’nın 18 yaşında olduğu belirtildi.
Hürriyet gazetesinden Esra Ülkar ve Banu Şen’in haberine göre, uyulmayan 9 şart şöyle:
1-) Okulda kaydı yok: Minik Alperen’in okula kayıtlı olmadığı öğrenildi. Alperen Sakin, gittiği okulun öğrencisi değilmiş.
2-) Rehber personel 22 yaşını doldurmamış: Yönetmeliğe göre, rehber personel için 22 yaş ve en az lise mezunu olma şartı bulunuyor. Ancak Doğan Haber Ajansı’nın geçtiği bilgilere göre, Alperen’in bulunduğu servisin rehber personeli D.K. 18 yaşında.
3-) İzin belgesi bulunmuyor: İzmir Otobüsçüler ve Umum Servis Araçları İşletmecileri Esnaf Odası’ndan alınan bilgiye göre, araç için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden servis izin belgesi alınmamış. Bu araçların “Servis çekmeye uygundur” diye çalışma ruhsatı gibi bir belge alması gerekiyor, bu belge de yok.
4-) Mesleki yeterlilik belgesine sahip değil: Servis şoförünün ve rehber personelin, sorumlu ve yetkili olduğu hizmetin niteliklerini taşıması gerekiyor. Şoförlerin ise ‘Yurtiçi Yolcu Taşımacılığı Sürücü Mesleki Yeterlilik Belgesi’ne sahip olması şartı var. Ancak bu maddeler de ihlal edilmiş durumda.
5-) “Okul taşıtı” yazısı eksik: Okul servis araçlarının arkasında, ‘Okul Taşıtı’ yazısını kapsayan numunesine uygun renk, ebat ve şekilde reflektif (yansıtıcı) bir kuşak bulunmalı. Ancak aracın arkasında bu da yok.
6-) Cam görünür olmalı: İzmir Büyükşehir Belediyesi Servis Araçları Yönergesi’ne göre, servis araçlarında aracın camları, tekerlekleri, ön ve arka kısımları dışındaki bölümlerde toplam 2 metrekareyi geçmeyecek şekilde, ilan ve reklam vergisini yatırmak koşuluyla aracın trafik tescil belgesinde kayıtlı şirketin logo ve reklam amblemi bulundurulabilir. Bu araçta ise reklam, tüm camları kaplamış durumda, dolayısıyla araç içi görülemiyor.
7-) Yoklama yapılmadı: Millî Eğitim Bakanlığı’na (MEB) Okul Öncesi Eğitim Kurumları Yönetmeliği’ne göre, kayıtları yapılan çocukların kuruma günlük eğitimi aksatmayacak şekilde devam etmelerinin sağlanması esas. Çocuklar servisten indirilip okula alındığında yoklama yapılması gerekiyor. Ancak yoklama yapılmadığı için Alperen’in serviste unutulduğu anlaşılmadı.
8-) Gözetim tedbirleri alınmadı: MEB Okul Öncesi Eğitim Kurumları Yönetmeliği’ne göre, okul müdürü kurumda öğle yemeği saatlerinde çocukların düzenli olarak yemek yemelerini ve günlük eğitimin sona ermesinden velilerin çocuklarını teslim almalarına kadar geçen sürede okul-aile birliğiyle de işbirliği yaparak çocukların gözetimleriyle ilgili tedbirleri alır. Ancak olay, bu gözetim tedbirlerinin de alınmadığını gösteriyor.
9-) Araç kurumun üzerine kayıtlı değil: Aracın kurumun üzerine kayıtlı olması gerekiyor. İzmir Otobüsçüler ve Umum Servis Araçları İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Hasan Basri Bostancı, “Yaptığımız araştırmalara göre aracın okul taşıtı olmadığını, anaokulunun adına kayıtlı olmadığını öğrendik” dedi.
Müdür tutuklandı
Alperen’in ölümüyle ilgili soruşturma sürdürülürken, okulun sahibi Yurdagül İşgören dün gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen İşgören, mahkemece tutuklandı. Olaydan sonra gözaltına alınıp bırakılan, serviste görevli rehber personel D.K. tekrar gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen D.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Baro: Takipçisi olacağız
Öte yandan ‘taksirle ölüme sebebiyet verme’ ve ‘delil karartma’dan hakkında işlem yapılarak tutuklanan servis şoförü Tamer İşgören’in bu koşullarda alacağı ceza da tartışma konusu oldu. İzmir Barosu Genel Sekreteri ve Çocuk Hakları Merkezi’nden sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi İlke Erol Hürriyet’e yaptığı açıklamadan “Taksirle ölüme sebebiyet verme olabilecek en düşük ceza. İddianame hazırlanmadı. Şimdilik çok erken. Baro olarak savcılık aşamasından sonra müdahillik talebinde bulunacağız.. Bu olayın bu kadar basit olmadığını bir cinayet gibi olduğunu düşünüyorum. Büyük ve zincirleme ihmaller söz konusu. Bu davanın takipçisi olacağız” dedi.
Anneyi teselli ederken bir yandan kayıtları silmiş
Kreş yetkililerinin ilk andan itibaren gizlemeye çalıştığı gerçeği verdikleri doğru ifadelerle ortaya çıkaran öğretmenler konuştu. Öğretmen Arzu Gülmez, “Gerçeği anlatmasam vicdanım rahat etmezdi. Vicdanımın sesini dinledim” derken, Minik Alperen’in cansız bedenini servis minibüsünden çıkaran öğretmen Nurcan Altıok “Gerçeği anlatmamamız konusunda baskı yaptılar. Doğruyu söylesek bile çocuğun geri gelmeyeceğini ve bizim de hapse gireceğimizi söylediler. Ben sonra doğruyu söyledim. Arzu’ya da korkmamasını ve gerçeği anlatmasını istedim. Hatta bana olayı ‘sen üstlen’ dediler.” Öte yandan okulun sahibi Yurdagül İşgören, hastanede aileye çocuklarının uykuda öldüğünü söyleyince anne Buket Sakin, oğlunun son görüntülerini izlemek istedi. Ancak İşgören bir yandan aileye teselli ederken öte yandan okulu arayıp kamera kaydının çıkarılması talimatını verdi. Kamera kaydı, İşgören’in evinden çıktı” dedi.