Çocuk işçiliği, sosyal ve ekonomik açıdan çok önemli bir insan hakları sorunudur. Yapılan tahminlere göre bugün tüm dünyada 250 milyon kadar çocuk, yeterli eğitimden, sağlık hizmetlerinden ve temel özgürlüklerden yoksun biçimde çalışıyor. Kişisel açıdan bunun faturasını hiç kuşkusuz çocuklar ödüyor. Ancak durumdan aynı zamanda ülkeler de zarar görüyor. Çocuk işçiliğine son verilmesi için yapılacak işler, aynı zamanda ekonomik ve insani kalkınmaya da katkıda bulunacak sonuçlar barındırıyor.
ILO’nun 1973 tarih ve 138 sayılı Asgari Yaş Sözleşmesi, çocuk işçiliğinin etkili biçimde ortadan kaldırılmasını öngörüyor. Bu sözleşme, 1999 tarihinde kabul edilen 182 sayılı Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Önlenmesi Sözleşmesi ile daha da pekiştirilmiş.
Bu sözleşme, çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin hemen sona erdirilmesine yönelik ivedi önlemlerin alınmasını öngörüyor. “En kötü biçimler” kölelik ve zorla çalıştırmadan çocukların yasa dışı işlerde kullanılmalarına, çocukların sağlığı, güvenliği ve ahlaki değerleri açısından zararlı işlere dek geniş bir alana yayılıyor.
Dünya kamuoyu çocuk emeği istismarına karşı duyarlılığını geliştirirken, çocuk işçiliğini hedef alan hareket de, hızı ve yoğunluğu açısından küresel bir dava haline geliyor. Bu, siyasal sınırları, dilleri, kültürleri ve manevi gelenekleri aşan bir hareket. Sivil toplumun bütün kesimleri bir araya gelerek çalışma yaşamında çocuk sömürüsüne son verilmesi gerektiğini ilan ediyor.
ILO’nun Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Uluslararası Programı (IPEC) bugün tüm dünyada yürüttüğü 1.000 kadar programla çocukların çalıştırılmasına karşı alternatifler geliştirmeye çalışıyor.