Gündem
BBC Türkçe

25 Mayıs'ta İrlanda'da yapılacak olan kürtaj referandumuyla ilgili bilinmesi gerekenler

İrlanda, Cuma günü kürtaj konusunu referanduma götürüyor. İrlandalılar 25 Mayıs'ta ülkede yıllardır tartışılan ve kürtajı yasaklayan yasal düzenlemenin kaldırılıp kaldırılmamasını oylayacak.

22 Mayıs 2018 13:12

İrlanda, Cuma günü kürtaj konusunu referanduma götürüyor. İrlandalılar 25 Mayıs'ta ülkede yıllardır tartışılan ve kürtajı yasaklayan yasal düzenlemenin kaldırılıp kaldırılmamasını oylayacak.

Söz konusu düzenlemeye göre kürtaj yasağını ihlâl edenlere 14 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor.

Katolik kilisesinin güçlü olduğu İrlanda, diğer Avrupa ülkelerine kıyasla fazlasıyla katı bulunan kürtaj yasası nedenyile kadın haklarını ihlâl etmekle suçlanıyor.

Kürtaj yasağının sürmesi gerektiğini savunanlarsa, doğmamış bebeklerin 'kutsal yaşam hakkının' korunması gerektiğini söylüyor.

1983'ten bu yana yürürlükte olan anayasadaki 8. değişiklik maddesine göre, İrlanda'da kürtaja sadece doğrudan gebelikle bağlantılı hayati bir tehlike söz konusuysa izin veriliyor.

Ensest veya tecavüz sonucu oluşan gebelik durumlarında dahi kürtaj yasak. Fetal büyüme bozuklukları tespit edilse dahi kürtaja izin verilmiyor.

Anne ve bebeğin yaşam hakkının eşit derecede korunduğu iddia edilen söz konusu düzenlemede şu ifadeler yer alıyor:

İrlanda halkına referandumda 'gebeliğin sonlandırılmasına ilişkin anayasaya eklenen 8. değişiklik maddesinde değişiklik isteyip istemedikleri' sorulacak.

'Evet' oyları kazanırsa, 12 haftaya kadar olan hamileliklerde kürtaj yasağı kalkacak.

12 haftadan 24 haftaya kadar olan gebeliklerde yapılan başvurularda ise, annenin ya da fetüsün hayati tehlikesi olması şartı aranacak.

İrlanda, söz konusu kürtaj yasası nedeniyle Avrupa'nın sık sık tepkisini çekiyor ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal etmekle suçlanıyor.

Nüfusunun büyük çoğunluğu Katolik olan ülkede kilise, kürtaj konusunda çok net kırmızı çizgilere sahip.

Referanduma kadar uzanan kürtaj tartışması esasen 6 yıl önce alevlenmişti. 17 haftalık hamile Savita Halappanavar'ın ağrıları ve düşük yapacağı endişesiyle yaptığı kürtaj başvurusu reddildi ve kadın kısa süre sonra hayatını kaybetti.

Kocası, kürtaj taleplerinin "İrlanda'nın Katolik bir ülke olduğu ve ceninin kalbinin hala attığı" söylenerek geri çevrildiğini anlattı. Yapılan otopside kadının ölüm sebebi, kan zehirlenmesi olarak belirlendi.

Kadınlar Parlamento binasının önünde toplantı ve yasanın değiştirilmesi çağrısında bulundu. Kürtaj yaptıramayan kadınların intihar ettiği haberleri ile hükümetin üzerindeki baskı da büyüdü.

Birleşmiş Milletler (BM) ise "ayrımcı ve acımasız" olarak niteledikleri uygulamanın değiştirilmesi için ağırlığını asıl olarak 2016 yılında koydu. Kürtaj için başka bir ülkeye seyahat etmek zorunda kalan Amanda Mellet adlı İrlandalı kadının davası bunda rol oynadı.

Ülkesinden uzakta kürtaj olan kadına, hastane yetkilileri ölü fetüsten kalanları orada bırakmak dışında bir seçenek tanınmadı. Üç hafta sonra ise anne, yakılan fetüsün küllerini kargoyla gönderilen bir kutuda buldu. BM'ye yaptığı şikayet sonucu İrlanda kadına tazminat ödemek zorunda kaldı. Bu da referandum çağrılarını cesaretlendirdi.

Hükümet tarafından kurulmuş olan özerk Yurttaş Meclisi'nde yapılan oylamada, yasa değişikliği isteyenler çoğunlukta çıktı ve hükümet, 2017'de kürtajı oylamak için referanduma gidileceğini duyurdu.

Son 35 yılda kürtaj konusunda 6 farklı referandum yapıldı ama geçmiştekiler hep halihazırdaki yasada küçük ve sınırlı bir gruba yönelik değişiklikleri oyladı.

Kadınların protestoları sonucu yasa "kadının hayatının tehlikede olduğu durumlarda" kürtajı serbest hale getirdi ama değişiklik birçok kişiyi tatmin etmedi. Bazılarına göreyse bu değişiklik zaten gereğinden fazlaydı.

Bu referandum ise farklı. İrlanda halkı ya "herkes için kürtaj özgürlüğü" diyecek ya da statükonun devamına onay verecek.

İrlanda kamuoyunda, kürtaj konusunda derin bir ayrışma söz konusu.

Referandumda 'Hayır' diyecek olanlar, doğmamış bebeğin 'kutsal yaşam hakkının korunması gerektiğini' savunuyor. Bazıları kadınların aslında kürtaj istemediğini, başka seçenekleri olmadığı düşüncesiyle gebeliklerine son verdiklerini düşünüyor.

Yasanın iptalini isteyenler ise, kadın hakları ihlali diye niteledikleri uygulamanın İrlanda için bir utanç kaynağı olduğu görüşünde.

Bazı siyasiler ve hak savunucuları, özellikle tecavüz sonucu yaşanan hamileliklerde kürtaj yasağının "yeniden travma" yarattığını vurguluyorlar. Talepleri, yasal bir mazeret sunmak zorunda kalmadan kürtaj yaptırabilmeleri.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir