T24- 'Ermeni Soykırımı'nın yıldönümü 24 Nisan günü Batman’ın Kozluk ilçesindeki jandarma karakolunda hayatını kaybeden Ermeni er Sevag Şahin Balıkçı, Feriköy Surp Vartanants Kilisesi’nde düzenlenen cenaze töreninin ardından Şişli Ermeni mezarlığında toprağa verildi. Cenazeye Devlet Bakanı ve baş müzakereci Egemen Bağış, Hrant Dink’in eşi Rakel Dink de katıldı. Anne Balıkçı, "Ölümün şakalaşmadan ötürü meydana geldiğine inanmıyorum. Sevag’ın şehit olduğunu kabul etmiyoruz’’ dedi.
Zeynep Kuray'ın Fırat Haber Ajansı'nda yayımlanan (27 Nisan 2011) haberi şöyle:
Cenaze törenine Devlet Bakanı ve baş müzakereci Egemen Bağış, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile Türk ordusundan 30 asker katıldı.
Ölümüyle Ermeni toplumunu yasa boğan Sevag için Feriköy Kilisesinde yapılan cenaze törenine Hrant Dink’in eşi Rakel Dink de katıldı.
Ermeni Patriklik Kilisesi Ruhani Meclis Başkanı Tatul Anuşyan’ın başkanlığında yapılan törene, Sevag’ın naşının Türk bayrağı sarılı olması ve askeri yetkililerin törene katılması Ermeni Cemaatinde tepkiye yol açtı.
Törende vaaz veren Anuşyan “Sevag Paskalya günü öldü. Paskalya Diriliş anlamına gelir. Sevag’ın acısı, birbirimizi tanıma, düşmanlıkları ortadan kaldırma ümidi verdi. Sevag’ın acısı yeni bir başlangıç olsun. Devletimizin her kademesine, Genelkurmaya, Egemen Bağışa, Sevag’ın silah arkadaşlarına ve sivil toplum örgütlerine bu acı günümüze yanımızda olduğu için Patrikhane adına, cemaat adına teşekkür ediyorum” ifadeleri rahatsızlığa yol açtı.
ANF’ye konuşan Anne Ani Balıkçı, ‘’Oğlum silahları sevmezdi. Ölümünün şakalaşmadan ötürü meydana geldiğine inanmıyorum. Sevag’ın şehit olduğunu kabul etmiyoruz’’ dedi.
Aile kapsamlı araştırma istiyor
Acılı aileye bilgi veren askeri yetkililer, Sevag Şahin Balıkçı’nın kaza kurşunu sonucu hayatını kaybettiğini iddia etti. Ölümü ailesine olaydan yaklaşık beş saat sonra bildirilen Balıkçı'nın ailesi kapsamlı bir araştırma istiyor.
Bir binbaşının ölüm haberi verdiğini söyleyen Anne Balıkçı, ‘’Öldüreni içeri aldıklarını söylediler. Olay incelemenin devam ettiğini, vuran çocuğun tutuklandığını belirtiler. İşte kazayla vuran çocuğun Sevag’ın arkadaşı olduğunu söyledi. Bir gün evel çiğköfte yapmış yemişler hepsi. Bunu da dün buraya naşı getiren astsubayları anlattı. Ölmeseydi 20 gün sonra tezkeresini alacaktı. Keşke Paskalya için gelseydi yavrum en azından kurtulurdu’’ diye konuştu.
‘Şehit olduğunu kabul etmiyoruz’
Oğlunun silahları sevmediğini, bir karıncayı bile inceltemeyeceğini söyleyen Anne Balıkçı şöyle dedi: ‘’Hümanist bir çocuktu. Sakin ve sessiz kimseye zararı dokunmamıştır bugüne kadar. Öyle silahlarla şakalaşacak bir çocuk değildi. Şakalaşarak öldüğüne inanmıyorum. Öyle ki eline silah verdiklerinde beni arayarak, ‘Ne yapacağım mama elime tüfek verdiler’ diye beni aradı. Olayın araştırılmasını istiyorum. Sevag’ın şehit olduğunu kabul etmiyoruz. Bu ölümü kabullenemiyoruz.”
Açık ihmal var
Oğlunun ölümde açık bir ihmal olduğunu kaydeden Anne Balıkçı, ‘’Başlarında nöbetçi astsubay görevini ihmal etti. Çiti yapanları korumak için koymuşlar başlarına. Ama nedense bu olaydan haberi yok’’ dedi.
Detaylı bilgi almak için Pazartesi günü Batman Jandarma Komutanlığına gideceklerini söyleyen Anne, olayın detaylı bir şekilde araştırılmasını sağlayacaklarını söyledi.
Nişanlısına, ailesine kavuşacaktı, olmadı
Sevag’ın 7.5 aylık prematüre bir bebek olarak doğduğunu ailesinin zorluklar içinde büyüttüğünü belirten Sevag’ın eniştesi Şant Özder ise şunları anlattı:
‘’Askerliğe gitmeden önce çok sıkıntılıydı. Gitmek istemiyordu bana sürekli ‘Orası nasıl, çok baskı var mı?’ diye sürekli benden referans alırdı. Herkes de olduğu gibi emir altında alınmanın sıkıntısını yaşıyordu. Nitekim gitti ve askerliğin bitmesine tam 20 gün kalmıştı ki, nişanlısına, ailesine, bizlere kavuşacaktı olmadı.
Sanatçı ruhlu bir gençti. Yıldız Teknik Üniversitesi Seramik bölümünü başarıyla tamamladı. tasarımlarıyla ve yaratıcı eserleriyle birçok ödül almıştı. Askerlikten geldiği zaman muhtemelen kendi branşında iş yapacaktı. ‘’
24 Nisan Ermeni soykırım yıldönümünde olayın meydana gelmesi konusunda ise Özder, ‘’Şu anda hiçbir spekülasyon yapmak istemiyoruz. Biliyorsunuz 24 Nisan Ermeni soykırımı günü olay meydana geldiği için zaten herkes den bir ses çıkıyor ancak beklemeyi ve olayı iyice araştırdıktan sonra bu konuda daha net bir açıklama yapmayı tercih ediyorum’’ dedi.
Jandarma basını hedef aldı
Jandarma Komutanlığı ise Ermeni gencin ölüm nedenini açıklayacağına basını hedef aldı ve olayın kaza kurşunu sonucu olduğunu bildirdi.
Basını yanlış haber ve yorum yaptığını iddia eden Jandarma Komutanlığı açıklamasında, ‘’Yapılan soruşturma sonucunda, Kozluk Sulh Ceza Mahkemesi tarafından, olayda kasıt görülmemesi üzerine ölüme sebebiyet veren J.Eri, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır. Aile ile varılan mutakabat doğrultusunda, önümüzdeki günlerde, ailenin, olayın vuku bulduğu karakolda misafir edilmesi ve vefat eden erimizin komutanları ve arkadaşları ile baş başa görüştürülmesi planlanmıştır. Vefat eden erimizin, karakolda vukubulan bir başka olay nedeniyle suçlanması, bu yüzden şikâyet dilekçesi vermesi, gördüğü baskı sonucu dilekçesini geri alması, Paskalya Yortusu nedeniyle izinli gönderilmemesi gibi hususlar gerçeği yansıtmamaktadır’’ dedi.