İngiltere gazetelerinde bugün, İşçi Partisi milletvekili Jo Cox'un 16 Haziran'da öldürülmesiyle ilgili davanın sonucuyla ilgili haber ve analizler öne çıkıyor.
Londra'daki Old Bailey Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, 53 yaşındaki Thomas Mair, Cox'u öldürmekten ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
53 yaşındaki bahçıvan Mair, Brexit sürecinde İngiltere'nin AB'de kalması için kampanya yürüten milletvekili Cox'u, "Önce İngiltere" diye bağırarak öldürmüştü.
Yargıç Alan Wilkie, jürinin kararını açıklarken, Mair'in cinayeti işlemekteki motivasyonunun vatan sevgisi değil, Nazilere duyduğu hayranlık olduğunu söyledi.
Daily Telegraph haberi, 'Neo-Nazi tehdidine dikkat çeken terör eylemi' başlığıyla veriyor.
Times 'Milletvekilinin katilinin ölümü ardından aşırı sağ uyarısı' başlığıyla verdiği haberinde Mair'in Nazi hayranı olmasından hareketle İngiltere'deki aşırı sağcıların olası saldırılarına dikkat çekiyor.
Times, göçmen karşıtı siyasi hareketler tarafından göçmenler üzerinden yürütülen tartışmaların özellikle bu görüşteki insanları tek kişilik saldırılara itebileceğini yazıyor.
Gazete, polis verilerinin ülkedeki aşırı sağın nefret suçlarının artışını ortaya koyduğunu belirtiyor.
Times, emniyet yetkilileri ve uzmanların ülkedeki, beyazların üstünlüğünü savunan aşırı sağcı grupların eylemlerinin daha fazla şiddet olayını ortaya çıkarabileceğine dair uyarıda bulunduğunu bildiriyor.
Gazete, "Kraliyet Birleşik Hizmetleri Ensititüsü tarafından yayımlanan bir araştırma ülkedeki aşırı sağcı yalnız eylemcilerin dinci gericilerle hemen hemen aynı olduğunu ortaya koyuyor" diye yazıyor.
Guardian'da İngiltere merkezli uluslararası seyahat acentesi Thomas Cook'un 2015-2016 mali yılıyla ilgili açıklamasının ayrıntılarını aktarıyor.
Buna göre Thomas Cook geçen yıl Türkiye'ye talebin düşmesi nedeniyle büyük ciro kaybı yaşadı ancak bunun önemli bir bölümünü İspanya'ya odaklanarak telafi etti.
Hem Avrupa'daki saldırılar hem de Türkiye'deki siyasi gelişmeler nedeniyle cirosu 7.8 milyar Sterlin oldu.
Şirketin toplam kârında 50 milyon Sterlinlik düşüş oldu.
Guardian bu nedenle şirketin beş yıl içinde ilk kâr payı dağıtımına gittiğini ve bunun da oranının yüzde 7 olduğunu yazıyor.
Avusturya'da cumhurbaşkanlığı seçimlerine kısa bir süre kala İngiliz gazetelerinde, seçimlerle ilgili analizler de artmaya başladı.
Aşırı sağcı Özgürlük Partisi'nin cumhurbaşkanı adayı Norbert Hofer, Yeşiller partisinin adayı Alexander Van der Bellen karşında Nisan ayındaki birinci turu kazanmış ancak Mayıs ayındaki ikinci turda yaklaşık 31 bin oyla kaybetmişti.
Özgürlük Partisi 8 Haziran'da seçimlerde "büyük usulsüzlükler" yapıldığı gerekçesiyle sonuca itiraz etmişti.
Bunun üzerine seçimlerin yenilenmesine karar verilmişti.
4 Aralık'ta gerçekleştirilecek ve aşırı sağcı siyasetçi Norbert Hofer'ın favori adaylarından olduğu seçimle ilgili olarak Financial Times'ın Avrupa editörü Tony Barber bir analiz kaleme almış.
Barber yazısında Hofer'ın seçimleri kazanmasının, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da ilk kez bir aşırı sağcı liderin devlet başkanlığı koltuğuna oturacağı anlamına geleceğini yazıyor.
Barber, Avrupa'nın 508 milyon nüfusa, Avusturya'nın ise 8.5 milyon nüfusa sahip olduğunu, ancak Hofer'ın seçimden zaferle çıkmasının Avrupa'yı siyasi olarak ciddi anlamda etkileyebileceğini belirtiyor.
Özetle şunları yazıyor Barber: "Eğer Avusturya Hofer'ı seçerse, Fransa'yı gelecek Mayıs ayındaki seçimlerde Marine Le Pen'i seçmekten kim alıkoyacaktır? İtalya ve Hollanda'daki kurulu düzen karşıtı güçlerin ilerleyişini kim durduracaktır? Macaristan, Polonya ve Slovakya'da siyaset halihazırda illiberalizm, İslamafobi ve göçmen karşıtı milliyetçiliğin etkisi altında".
İngiltere'nin AB'den ayrılma kararını ve ABD'nin yeni başkanı seçilen Donald Trump'ın Avrupa'nın güvenliğiyle ilgili taahhütlere uyup uymamaya dair şüphelerin de bunlara eklendiğinde, Avrupa'nın zor bir durumda olduğunu belirtiyor Barber.
