Jean-Claude Juncker başkanlığındaki yeni AB Komisyonu, dün (22.10.) AP'de yapılan oylamada onay aldı. Siyasi gözlemciler Juncker'in, selefi Portekizli politikacı Jose Manuel Barroso'dan pek çok sorunu ve krizi de devraldığı görüşünde. Bugünkü Alman gazetelerinin çoğunluğu yorumlarını AB Komisyonu’ndaki bu önemli devir-teslim konusuna ayırmış. Darmstädter Echo gazetesinde şu satırları okuyoruz:
“AB Komisyonu'nun Başkanı Juncker, Avrupa’ya inancı kalmayan vatandaşlara bu duyguyu yeniden kazandırma niyetinde. Bu, acilen gerekli ve Lüksemburglu politikacı kuşkusuz bunun üstesinden gelebilecek kapasitede. İcraat programının en önemli yapı taşını, daha fazla istihdam, daha fazla ekonomik büyüme ve rekabet gücünü artırmaya yönelik 300 milyar euro hacmindeki yatırımlar oluşturuyor. Noel'e kadar maddi kaynakların tam olarak nerelerden sağlanacağının belli olacağı açıklandı. Juncker, göreve aday olduğunda yaptığı konuşmasında, krizin üstesinden gelmek için alınacak önlemlere değinirken, mevcut durumu ‘uçarken yanmakta olan bir uçağın tamirine' benzetti. Bu durumda biz de hem Juncker'e, hem de AB içindeki herkese, uçağın çakılmaması temennisinde bulunmak isteriz.”
Aynı konudaki yorumunda Frankfurter Rundschau gazetesi de şu görüşlere yer veriyor:
“Çok cesaretli bir adam! Jose Manuel Barroso'nun hantal yıllarından sonra yeni AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker Avrupa'yı sallayıp kendine getirme niyetinde. Noel'e kadar 300 milyar euro hacminde bir yatırım paketini kamuoyuna sunmak istiyor. Bu, hırslı ama aynı zamanda da riskli bir girişim: Henüz paketin nasıl finanse edileceği belli değil. Önceki başkan Barroso bir teknokrattı, Juncker ise siyasî ağırlıklı bir başkan olmak istiyor. Şimdiye kadar nazik bir izlenim veren Juncker çok sert politikalar da izleyebilir.”
Süddeutsche Zeitung da Juncker'in seçimini yorum sütunlarına taşımış:
“Juncker, Barroso'dan daha güçlü bir politikacı. O, Başbakan Angela Merkel ve onun Avrupa başkentlerindeki diğer mevkîdaşlarına karşı daha kendine özgü bir duruş sergileyecek. Juncker Brüksel'de yeni, taze bir politikacı değil ama deneyimli, Avrupa yanlısı ve pragmatik bir politikacı. Ve Juncker üç kez onaydan geçerek meşruiyet kazandı: Avrupa seçimlerinde muhafazakar Avrupa Halk Partisi'nden adaylığını koyarak seçmenden oy aldı. Daha sonra AB devlet ve hükümet başkanları onu birliğin Komisyon Başkanlığı'na aday gösterdi ve en sonunda da Avrupa Parlamentosu komisyonu onayladı. Juncker Avrupa Parlamentosu'nda sosyalistler ile muhafazakarların oluşturuduğu büyük koalisyon tarafından destekleniyor. Bu da onun tek tek ülkelerin devlet ve hükümet başkanları karşısındaki pozisyonunu güçlendiriyor.”
Märkische Allgemeine adlı gazete ise yorumunda terör ve gençlik kapsamında internetin nasıl kötüye kullanıldığını konu ediyor ve tavsiyelerde bulunuyor:
“Batı, IŞİD ile mücadelesinde sadece askerî açıdan birtakım sorunlarla karşı karşıya gelmediğini artık anlamak zorunda. Barbarca bir askerî harekatın doğurduğu şaşkınlık bir yana, bazı gerçekler de kendini belli etti. IŞİD, internette sahnelediği mükemmel video stratejileri ile Kobani'deki insan kıyımını gençlere büyük bir macera etkinliği olarak pazarlamayı başarıyor. Politikacılar sadece savaş bölgelerinden dönenlerin kendi ülkelerinde bir güvenlik riski oluşturabilecekleri nedeniyle donanımlarını takviye etmek zorunda değiller. IŞİD'in internette neyin nasıl algılanması gerektiğine hükmeden tek merci olarak kalmasına izin vermek istenmiyorsa, karşı önlemler alınmalıdır. Gerekiyorsa YouTube ve diğer siteler üzerinden başlatılacak bir enformasyon taarruzu ile… .”