Handelsblatt gazetesi, pazar günü seçimlerin yapılacağı Yunanistan'a dair bir yoruma yer veriyor. Gazetedeki yorumda, ülkenin içinde bulunduğu mali kriz ele alınıyor:
“Euro ülkesinin vatandaşları gerçekten de karizmatik sol politikacı Alexis Tsipras'ı yeni hükümetin zirvesine mi taşıyacak? Durum endişe verici. Yunanistan şu anda uçurumun kenarında. Yanlış yöne doğru atılan bir adım veya bir sendeleme düşmeye neden olacak. Üstelik borçların yeniden yapılandırılması gibi de radikal bir adıma da gerek olmadan. Ülke o kadar ucu ucuna finanse edilmiş durumda ki, hükümet çabucak kurulmaz, AB ve Uluslararası Para Fonu'undan Euro Kurtarma Paketi'nin uzatılması için onay alınmazsa, devlet birkaç hafta içinde likidite ihtiyacı yaşayacak. “
Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi ise aylardır ülkenin doğusunda çatışmaların sürdüğü Ukrayna'ya dair bir değerlendirmeye yer veriyor. Yorum şöyle:
“Ukraynalılar haklılıkla, savaşı başlatanın kendileri olmadığı konusunda ısrar edebilirler. Aynı zamanda Minsk Protokolü'nün sadece ateşkesi öngörmediğini, Rus ayrılıkçılar tarafından ihlal edilen uzlaşmaları da kapsadığına da dikkat çekebilirler. Ancak silahların susmadığı her yeni gün onlar da haksızlığa daha fazla karışıyor. Savaş Ukrayna'ya sadece maddi anlamda zarar vermiyor. Ülkenin savaşılmayan diğer büyük bölümü üzerinde de etki gösteriyor. Militarizmin etkisinin arttığı bir Ukrayna siyaseti ile kurulmaya çalışılan sivil, demokratik devlet birbiriyle pek anlaşamıyor. Ve oluşan ‘vatansever birlik' de Ukrayna'da Maidan'dan öncesindeki gibi yaşamak isteyen güçlere koruma sağlıyor.”
Avrupa Merkez Bankası'nın yeni para politikası önlemleri de basında geniş yer buldu. Basında, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'nin düzenlediği basın toplantısındaki açıklamalarına dair değerlendirmelere yer veriliyor. Draghi, tahvil alım programının başlatılacağını ve tarihin en düşük seviyesinde bulunan gösterge faiz oranının da değiştirilmeyeceğini duyurdu. Der Tagesspiegel gazetesinin konuya dair yorumu şöyle:
“Artık parayla zaman kazanmak mümkün değil. Avrupa Merkez Bankası’nın yıllardır finans piyasalarını ucuz parayla doldurmasına rağmen, belki de tam da bu nedenle Euro krizi yok olmadı. Acil yapısal reformlara gidilmedi. Fransa ayağını yorganına göre uzatmıyor, İtalya ise yüksek işsizlik ve korkunç miktardaki kamu borcuna karşı mücadele veriyor. Buna rağmen 10 yıllık devlet tahvillerinin faizi 1,59 oranında. Bu gülünç ve sağlıksız.”
Stuttgarter Zeitung gazetesi de aynı konuya dair bir yoruma yer veriyor:
“En azından şimdiki dönem için Avrupa Merkez Bankası'nın kararı yanlış. Çünkü temel varsayımlar doğru değil ve Merkez Bankası bu önlemle, şu zamanda son kurşununu da harcamış oldu. Bu işin geri planında var olan risk, Avrupa Merkez Bankası'nın işin yükünü vergi mükelleflerine sırtlattıracak olması. Hiç sorumluca bir davranış değil.”