Süddeutsche Zeitung, yorumunda şu satırlara yer veriyor:
“Şu an öncelikli olarak yapılması gereken, saldırgan eylemler için kullanabileceği tüm bahaneleri Moskova’nın elinden almak ve Rusya’nın haklı çıkarlarının ciddiye alındığını göstermektir. Ukrayna hükümeti, bölgelerin yetkilerini artıran ve Rus dilini daha güçlü bir şekilde dikkate alan bir anayasa reformuna imza attı. Bunlar bir an önce uygulamaya konmalı. Ukrayna hükümetinin ayrıca ülkedeki aşırı sağcı gruplara karşı mücadelede en azından ciddi bir denemede bulunması gerekiyor.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung ise yorumunda Cenevre’de varılan uzlaşmanın zaaflarını irdeliyor:
“Moskova’dan gelen yeni tehditler ve Ukrayna’nın doğusundaki Slavyansk’taki çatışma, Cenevre bildirisinin zayıf yönlerini gözler önüne seriyor. Bu bildiri, şimdiye kadar yaşananları, yani Kırım’ın ilhakını görmezden gelmekle kalmıyor, aynı zamanda Moskova’ya Ukrayna’ya daha fazla zarar verecek yollar bulmada geniş yorumlama imkanları sunuyor. Avrupalılar ve Amerikalılar, kendisini bekleyenler konusunda Putin’i merakta bıraksalardı bunun önüne geçebilirlerdi. Ama Avrupalılar bunun için en güçlü aracı kullanmayacaklarını önceden belli ettikleri için hareket alanlarını da daraltmış oldular. Ne yapılacağını Batı Kremlin’e değil, ‘askerî seçenekler'i elinde bulunduran Kremlin Batı’ya gösteriyor. Putin, Rus birliklerinin Ukrayna’nın doğu sınırına ilerlediğini şimdi itiraf etti."
Neue Osnabrücker Zeitung da yorumunda Cenevre uzlaşmasını konu alıyor:
“Söylemesi yapmasından kolay. Ukrayna’daki durumu yatıştırmak üzere Cenevre’de alınan kararların hayata geçirilmesinin zorluğu ortaya çıktı. Çeşitli ulusal ve uluslararası çıkar grupları arasında derin bir güvensizlik var. Bir de üzerine Slavyansk’taki gibi çatışmalar yaşanması, anında kanlı olaylarla geriye dönülmesi tehlikesini beraberinde getiriyor. Ama buna rağmen Ukrayna’nın yeniden başlangıç için bir fırsata ihtiyacı var. Bunun için sadece ülkedeki milislerin silahsızlandırılması değil, aynı zamanda dışarıdan müdahalenin sona erdirilmesi gerekiyor. Tansiyonun düşürülmesi, Rusya’da devletin yönlendirdiği medyanın yaptığı propagandadan vazgeçilmesi anlamına da geliyor. Barış sadece silahların yok olması demek değil.”
Die Welt gazetesinin yorumunda ise şu satırları okuyoruz:
“Rusya’nın Cenevre’de varılan anlaşmaya uymayı aklının ucundan bile geçirmediği artık iyice belli oldu. Rozetsiz ‘yeşil adamcıklar’ Ukrayna’nın doğusunda eskisi gibi faaliyetlerine devam ediyor. Moskova ise Kiev’deki hükümeti Cenevre’deki uzlaşmaya uymamakla suçlamayı tercih ediyor. Moskova’nın aylardır söylediği yalanların ardından gerçeklerin toptan çarpıtılması artık neredeyse alışıldık bir hal aldı. Putin’in propaganda savaşı, örtülü askerî operasyonlar, hızlı siyasî manevralar ve Batı kamuoyunu etkileme becerisinin bir karışımıyla Batı’yı aylardır oyalayıp durmasına her makyavelist şapka çıkaracaktır. Putin, Avrupa’yı ve Avrupa’nın çatışmalar karşısındaki çekingenliğini, Avrupa’nın kendisinden daha iyi görebiliyor.”