Yaşam

22 Mart Dünya Su Günü: "Su yaşamdır, satılamaz"

1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 22 Mart tarihini "Dünya Su Günü" olarak ilan etti

22 Mart 2019 12:34

1993 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 22 Mart Dünya Su Günü'ne ilişkin TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu basın açıklaması yayımladı. "Su yaşamdır, satılamaz" başlıklı açıklamada ".Suyu ticari bir meta haline getirip para ile alınır satılır yapmak insanlık değerlerine aykırıdır" ifadelerine yer verildi. 

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan "Su yaşamdır, satılamaz" başlıklı basın açıklaması şöyle: 

"Su, insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir ve yerinin bir başka madde ile doldurulması mümkün değildir. Su gıda güvenliğinin ve gıda güvencesinin olmazsa olmaz koşullarından en önemlisidir. Yeterli ve güvenli suyun olmadığı koşullarda tarımsal üretimin yeterliliğinden, gıda güvencesi ve gıda güvenliğinden söz edilemez.

1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 22 Mart tarihini "Dünya Su Günü" olarak ilan etmiştir. Uluslararası Dünya Su Günü her yıl 22 Mart‘ta tatlı su kaynaklarının önemine dikkat çekmek ve tatlı su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine odaklanılmasını sağlamak amacıyla kutlanmaktadır. Birleşmiş Milletler-Su (UN-Water) tarafından organize edilen bu kutlamalar her yıl farklı bir tema ile gerçekleştirilmektedir. 2019 yılı Dünya Su Günü teması “Kimseyi Geride Bırakmamak” olarak belirlenmiştir. Yaşadığımız bu dünyanın gelecek kuşakların emaneti olduğunu düşünecek olursak herkesin üzerine çok büyük sorumluluk düştüğünü unutmamak gerekir. Hemen şimdi gerekli bilinci oluşturup önlem almadığımız takdirde, gelecek nesiller içilebilecek nitelikte, kaliteli ve sağlıklı suya ulaşma konusunda büyük sıkıntılar yaşayacaktır.

Su ile ilgili sorunlar her geçen gün artmakta ve boyutları da paralel olarak büyümektedir. Dünya‘da ve ülkemizde özellikle içilebilir su kaynakları hızla kirletilmekte, ticarileştirilmekte ve tüketilmektedir. Temiz su kaynaklarına ulaşmak giderek zorlaşmaktadır. Bu duruma başta iklim değişikliği ve kuraklık olmak üzere çarpık kentleşme, aşırı nüfus artışı, sera gazlarındaki artış, tarımda bilinçsiz su kullanımı ve kontrolsüz/kuralsız sanayileşme dünyayı giderek daha "susuz" hale getirmektedir. Ülkemiz suya ulaşma konusunda şanslı sayılmakla birlikte, 2030 yılında nüfusumuzun 100 milyona ulaşacağı, kişi başına düşen su miktarının 1100 m³‘e düşeceği öngörülmekte ve su temininde sorunlu ülkeler arasına gireceği tahmin edilmektedir. Bu anlamda suyun doğru yönetilmesi yaşamsal önem taşımaktadır.

HES‘ler ile sular özelleştirilmekte, tek bir dere üzerinde birçok HES yapılmakta, orada yaşayan diğer canlıların sudan yararlanma koşulları kısıtlanmakta, suyun öz niteliği değişmekte, içerisinde yararlı organizmalar bulunan, tarıma, hayvancılığa veya içme amacıyla kullanıma uygun olan "su varlıkları" giderek yok olmaktadır. Akarsularımızın HES şirketlerine verilerek özelleştirilmesine, akarsu havzalarında işletilen madenler ve sanayi tesislerinin, tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanımının su kaynaklarımızı kirleterek tahrip etmesine izin verilmemeli, bu yönde hızla önlemler alınmalıdır.

Kentlerde, belediyeler tarafından sağlanan şebeke suyu ülkemizde her zaman ücretlidir ve buna toplum öylesine alıştırılmıştır ki aksi düşünülmemiştir. Oysaki su haktır. Su tüm canlılarda olduğu gibi insan için de hava gibi, gıda gibi vazgeçilmez temel öğedir. Suyu ticari bir meta haline getirip para ile alınır satılır yapmak insanlık değerlerine aykırıdır. Tüm devletler, yerel yönetimler, insanın temel su ihtiyacını karşılayacak miktarda temiz suyu halka ücretsiz ulaştırmalıdır. Bu konuda ülkemizde olumlu bir örnek yaşanmış ve konuyla ilgili açılan davada verilen kararla; suyun insan hakkı olduğu, ticarileştirilemeyeceği mahkeme kararıyla tescillenmiştir. Öte yandan, belediye tarafından sağlanan şebeke suyuna güvensizlik nedeniyle, tüketiciler daha da fazla ücret ödemeyi göze alarak damacana veya pet şişelerde su tüketimine yönlendirilmekte, bu alandaki denetimlerin etkinliği de sorgulanmaktadır. İçme suları içinde konu uzmanlarının yer aldığı etkin denetim sağlanmalı, kontrolsüz satışlar engellenmelidir.

Artık Dünya Gıda Günlerinde dünyadaki bir milyar aç insandan, Dünya Su Günlerinde güvenli suya ulaşamayan insanlardan söz etmek istemiyoruz. Su konusunda tüm felaket senaryolarını durdurmaya yönelik politikaların geliştirildiği, herkesin güvenli ve temiz suya ücretsiz ulaşabileceği Dünya Su Günlerini kutlamak dileğiyle...

Bir kez daha yineliyoruz; temiz ve erişilebilir suya ulaşma bir insanlık hakkıdır.

Su Yaşamdır, Satılamaz!"