Kürt siyasi hareketinin haberlerini veren ANF sitesinde dün (14 Ağustos 2015) “Bir sürecin anatomisi; İmralı masasını kim devirdi?” başlıklı bir yazı dizisi başladı. Gazeteci Amed Dicle’nin imzasını taşıyan dizide özellikle İmralı’da yapılan görüşmelere de atıfta bulunan yeni ve önemli iddialar yer alıyor. Bunların en dikkat çekenlerinden biri; 2014 Nevruzu öncesi AKP’den bir “üst düzey bakanın” İmralı’ya giderek Öcalan ile görüştüğü iddiası...
Bugüne kadar Ada’daki görüşmelerin, “devlet” diye anılan “MİT” ve “Kamu Güvenliği Müsteşarlığı” ile HDP heyeti tarafından yürütüldüğü biliniyordu. Cumhuriyet'te yer alan habere göre, görüşmelere hükümet adına katılan üst düzey yetkilinin, güvenlikle ilgili bir bakan olduğu tahmin ediliyor.
'Öcalan’la görüştü'
Dizide o bölüm şöyle anlatılıyor:
“Eylül ve ekim aylarındaki (2013) görüşmede ‘süreç artık yeni formatta devam’ etmeli diyen Öcalan, 2014 Nevrozuna kadar müzakerelerin başlaması ve adım atılması için değerlendirmelerde bulundu. Sürecin artık istediği gibi gitmeyeceğini gören hükümet, rutin devlet heyeti dışında, İmralı adasına üst düzey bir siyasi yetkilisini göndererek, gereken siyasi ve yasal adımların atacağına dair taahhütte bulundu. Abdullah Öcalan, AKP hükümetinin üst düzey siyasi temsilcisinin girişimine anlam vererek, bahar aylarında müzakere süreci başlayacağını bekliyordu.”
Dizi, dönemin DTK Eşbaşkanı Mardin Milletvekili Ahmet Türk ve BDP’li Ayla Akat Ata’nın 3 Ocak 2013 tarihinde İmralı adasına giderek Öcalan ile görüşmesiyle başlıyor. Dizide “sağlam kaynağın verdiği bilgiye göre” Öcalan ikiliye şunu söylüyor:
“Bu süreç Özal, Erbakan ve Ecevit döneminden bu yana devam ediyor. Yirmi yıldır uğraşıyoruz. Son iki buçuk yılda kesildi. Beni 14 yıldır çürütmek için uğraştılar. İmha temelli geldiler, gelecekler de. Bu süreci sabote etmek isteyenler de olacak. (Bu cümleden tam bir hafta sonra Sakine Cansız ve arkadaşları Paris’te katledildi). Burada her toplantı yapıldığında gerilla kayıpları bildiriliyor. Böyle mesaj veriyorlar. Tabii heyetle (devlet heyeti) yaptığımız görüşmeler önemlidir. Sürecin bundan sonraki gidişatına ilişkin bir mektup yazacağım. Mektubu hazırlarken, bir yöntem önereceğim. Gerillanın çatışmasızlık ortamına girmesi için parlamentoda kanunla kurulacak bir komisyon gerekiyor. ‘Hakikat Komisyonu’ denebilir, ‘Uzlaşma veya Yüzleşme Komisyonu’ da denilebilir. Gerillanın çekilmesi halinde halka yönelik şiddeti engellemek amacıyla kurulacak Barış Konseyi gereklidir.”
Görüşme kaydedildi
Yine diziye göre “Tüm konuşmalar devlet görevlileri tarafından kaydediliyor. Yani, gerek devlet heyetinin ayrı ve gerekse HDP heyetinin İmralı’da yaptığı yüzlerce görüşme devletin arşivinde mevcut”
İşte müzakerelerin kronolojisi
‘Şubat 2013 öcalan eylem planı sundu’
- Öcalan, 13 Şubat 2013 tarihinde üç aşamalı eylem planını devlet heyetine sundu. Bu eylem planı aynı zamanda Kandil’e de gönderilecekti. Öcalan’ın el yazısıyla hazırladığı 22 sayfalık ‘Demokratik Barışın Eylem Planı’ belgesinin birinci aşaması 7, ikinci aşaması 5, üçüncü aşaması 7 maddeden oluşuyordu. Öcalan, birinci aşamada, tarafların sürecin selameti için kullanacakları dilin önemine dikkat çekiyor ve şöyle diyordu:
“Taraflar arasında ana ilkelerde anlaşılmak kaydıyla en geç Haziran 2013’e kadar çatışma alanlarından anlamlı bir geri çekilme hedeflenmektedir. Çekilmenin önündeki engellerin kaldırılması ve yasal boşlukların giderilmesi acilen sağlanmalıdır.”
Öcalan, vatandaşlık tanımının etnik ve dinsel bağlamdan ayrıştırılmasını istiyor ve “kimliklerin özgürce ifade edilmesi ve yaşatılması garanti altına alınmalıdır” diyordu.
Mart 2013 hükümet 'adım atacağız' dedi
Habere göre İmralı’da devlet adına görüşmelerde bulunan heyet, bu taslağı kabul ederek, gereken adımların atılacağına dair taahhütte bulundu. KCK yönetiminin de bazı kaygılarla birlikte taslağa olumlu cevap vermesi üzerine, Öcalan, Nevruz 2013’teki mektubuyla ‘geri çekilme çağrısı’ yaptı.
‘Eylül 2013 müzakere süreci başlıyor’
- 15 Eylül 2013’te Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan İmralı’ya gitti. Öcalan şöyle dedi: “Artık bu sürece müzakere süreci diyeceğiz. Hükümete bağlı, yazılı ve sözlü olarak ilettim. Eğer kabul ederlerse ekim ayıyla birlikte müzakere sürecini başlatacağız.”
Öcalan, KCK’nin geri çekilme kararını ise şu cümlelerle onayladı: “AKP oyalamayı seviyor. Bana göre Kandil neyi varsa 1 Haziran’a kadar bitecekti. Önderlik olarak ben böyle öngörmüştüm. Ama Kandil’in de haklı gerekçeleri var. Pusulama yaptılar, karakol yaptılar, köylü katliamları yaptılar, geri çekilme için yasa çıkarmadılar. Askeri amaçlı barajlar yaptılar. Kandil haklı olarak tedbir aldı.”
Yazı dizisine göre Öcalan, bu noktada, devleti temsil eden yetkiliye dönerek şöyle dedi:
“Sayın yetkili, ben (çekilme) 1 Haziran’da derken yasa çıkarılır, kamyonlarla bir aylık yolu 12 saatte giderler diye düşündüm. TV’lere çıkıp ‘Yok, Apo 1 Haziran demişti, örgüt dinlemedi’ diyorlar. Bunlar kanat takıp mı gidecekti? Nasıl gidecekler? Hükümet akıllı olsaydı, 1 Haziran’da biterdi.”
‘Ekim 2013 ve bakan devreye giriyor’
- Eylül ve ekim aylarındaki görüşmede “Süreç artık yeni formatta devam etmeli” diyen Öcalan, 2014 Nevruzuna kadar müzakerelerin başlaması ve adım atılması için değerlendirmelerde bulundu. Sürecin artık istediği gibi gitmeyeceğini gören hükümet, rutin devlet heyeti dışında, İmralı adasına üst düzey bir siyasi yetkilisini göndererek, gereken siyasi ve yasal adımların atacağına dair taahhütte bulundu.
Öcalan, bu girişime anlam vererek, bahar aylarında müzakere sürecinin başlamasını bekliyordu. Bunun için tüm detaylar konuşuldu ve İmralı’dan dönen söz konusu bakan, üyesi olduğu hükümete, Öcalan’ın barış için gösterdiği gayretin önemine dikkat çekti.