Yaşam

2008'de Türkiye'de eşcinsel olmak

LGBTT Hakları Platformu’nun raporuna göre Türkiye eşcinsellere geçen yıl da göz açtırmadı.

11 Şubat 2009 02:00

LGBTT Hakları Platformu’nun raporuna göre Türkiye eşcinsellere geçen yıl da göz açtırmadı: Zorla tedavi, nefret cinayetleri, askerlik raporu için eşcinselliği ispat mecburiyeti!

Türkiye’deki eşcinsellerin maruz kaldığı ayrımcılığı anlatan rapora göre, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 60. yılında, eşcinseller, cinsel kimlikleri nedeniyle öldürülüyor, aşağılanıyor, barınma hakları ellerinden alınıyor ve mahkemeye çıktıklarında adil yargılanmıyor.

Lezbiyen, gay, biseksüel, travesti ve transeksüellerin haklarını koruma amacıyla kurulmuş LGBTT Hakları Platformu’nun yayımladığı 2008’in ‘LGBTT Bireylerin İnsan Hakları Raporu’ndan bazı başlıklar şöyle:

* Eşcinselliğin bir hastalık olmadığı bilinmesine rağmen eşcinseller, kimi psikiyatristler tarafından ilaçlı tedaviye tabi tutuldu.

*Eşcinseller geçtiğimiz yıl da yasalarda henüz tanımlanmamış cinsel kimliği nedeniyle öldürme anlamına gelen ‘nefret cinayetleri’ne kurban gitti. Eğer nefret cinayeti yasalarda tanımlanırsa bu nedenle cinayet işleyenler çok daha ağır cezalar alacak.

* Büyük kentlerde emniyete bağlı, yankesicilik ve dolandırıcılık suçları ile mücadele için kurulan ‘balyoz timleri’ LGBTT’lere yönelk şiddetin kaynağı.

* Özellikle travesti ve transeksüeller, ev satın alma, kiralama gibi pazar ilişkilerinden dışlandı. İş bulamadığı için sokakta seks işçiliği yapmak zorunda kalan bireylerin evleri basıldı.

* Eşcinsel erkekler askerlik sırasında sorun yaşayacakları endişesiyle, onları askerlikten muaf tutacak raporu almak için askeri hastanelere başvurduklarında, eşcinsel olduklarını ispat etmeleri gerekiyor!

* Cezaevlerinde de eşcinsellere yönelik bir düzenleme olmadığından çoğu zaman kalacakları koğuşla ilgili sorun yaşandı. Çırılçıplak soyularak yapılan üst aramaları hemcinsleri olan gardiyanlarca yapıldı.

* TCK’ya göre ‘sevici’ diye nitelenen lezbiyen ya da biseksüel kadınlara çocuklarının velayeti verilmedi. Yargı önünde mağdur olacaklarını düşünen pek çok kadın, şikâyetçi olmaktan çekindi, hukuki yola başvurmadı.

* Eşcinsellik sıradışılaştırılıp magazin unsuru haline getirildiği müddetçe basında yer alabildi. Medya LGBTT bireylerin yaşadığı insan hakkı ihlallerini anlatmaktan çekindi.

* Cinsel kimlikleri nedeniyle ilticaya zorlanan mülteciler yerleştirildikleri pek çok uydu kentte ve yaşadıkları şehirlerde tacize ve şiddete uğradı, cinsel ilişkiye zorlandı.

* Eşcinsellik yasalar önünde ‘ahlaksızlık’ tehlikesi ile birlikte anıldığından yargılamalar adil yapılamadı.

Şahin: Ne ayrımcılığı?

LGBTT bireylere yönelik hak ihlalleri geçtiğimiz yıl Meclis’in de gündemine geldi. DTP milletvekili Sebahat Tuncel 16 Nisan 2008’de Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’e bir soru önergesiyle, “Cinsel ayrımcılığa uğrayan insanların sorunlarına dair Bakanlık bünyesindeki çalışmalar nedir?” diye sorunca, 19 Haziran 2008’de şu yanıt geldi “Ayrımcılığın her türü yasaklanmış olduğundan soru önergesinde belirtilen hususlarla ilgili olarak bakanlığımızda herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.”

(RADIKAL)