İade ve Karşılıklı Yardımlaşma Anlaşması'nın 25. maddesi uyarınca 6 Kasım 2001'de Fethullah Gülen'in ABD'de ifadesi alındığını hatırlatan Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, Gülen'in örgüt üyeliği iddiasını reddettiğini yazdı. Öztürk, "Sizin bilginiz çerçevesinde, sizin adınıza herhangi bir örgüt kuruldu mu?" sorusunun yöneltilen Gülen'in "Böyle bir örgütle hiçbir ilişkim yok. Zaten böyle bir örgütün varlığından da haberim yok" dediğini ifade etti.
Saygı Öztürk'ün Sözcü'de yayımlanan yazısı şöyle:
Teröristbaşı Feto, ‘laik düzeni yıkmak' iddiasıyla hakkında açılan davada yargılandı. İddianamede FETÖ'nün yapısı anlatılıyordu. Gülen, savunmasını firar ettiği ABD'de yaptı. Yemin altında konuştu ama her şeyi yalanladı
Fetullah Gülen'in Ankara DGM'de davasının devam ettiği günlerde ifadesi alınmak istendi. Türkiye ile ABD arasındaki İade ve Karşılıklı Yardımlaşma Anlaşması'nın 25. maddesi uyarınca 6 Kasım 2001 tarihinde ifadesi alındı. İfade alınırken New Jersey Eyaleti Noteri Mary Ann Adams ve Gülen'in iki avukatı da hazır bulunuyordu. İfade alınırken resmi tercümanın yanı sıra, tercümelerde bir hata olmaması için kendi tercümanı Rüştü Kalyoncu da duruyordu.
Hâkim yemin ettirdi
Bu arada bir teybe de ifadelerini kaydediyorlardı. Gülen, sözlü ifadesini okuduktan sonra altına şu notu düşüp imzaladı: “Ben Fetullah Gülen, 6 Kasım 2001 Salı günü alınan ifademi okudum ve aşağıdaki değişiklikleri yaparak imzaladım.” Hakim, ifade almaya başlarken, Feto'ya doğru söyleyeceğine ilişkin yemin ettirdi. Gülen, “Söyleyeceğim her şeyin doğru olduğu konusunda Allah huzurunda, şerefim üzerine ant içerim” dedi. Sorgucu, haklarını anımsattıktan sonra sorular teker teker yöneltildi.
Soru: Türkiye'deki laik yönetim yapısını, İslamcı bir yönetimle değiştirmeyi savunmak ve istemekle suçlanıyorsunuz. Size bu suçlamaları içeren bir metin verildi mi?
Cevap: Evet, avukatıma verildi. Ben de hakkımdaki suçlamaları okudum.
Soru: Herhangi bir örgüte üye misiniz?
Cevap: Hiçbir örgüte, hiçbir zaman üye olmadım.
Soru: Sizin bilginiz çerçevesinde, sizin adınıza herhangi bir örgüt kuruldu mu?
Cevap: Böyle bir örgütle hiçbir ilişkim yok. Zaten böyle bir örgütün varlığından da haberim yok.
Soru: Peki yönetimdeki bazı kişileri değiştirmeye çalıştınız mı?
Cevap: Bunu, rüyalarımda bile görmedim. 25 yaşındayken, parlamento üyesi olma teklifi kapıma, ayağıma geldi. Ben bu görev yerine Allah'a yakın olmayı seçtim.
Gülen konuşmasının devamını getirecekti. Yanındaki özel tercümanı Rüştü Kalyoncu “bunların kayıtlara geçmemesini” ve o an çalışmakta olan teybin kapatılmasını istedi. Türkiye'den gönderilen soruları Fetullah Gülen şöyle cevaplandırdı:
Soru: Yönetimin laik yapısını değiştirmeye çalıştınız mı?
Cevap: Hiçbir zaman böyle bir eğilimim olmadı. Hiç böyle bir şey düşünmedim.
Soru: Kaydedilmiş bu konuşmalarınızın herhangi birinde, Türkiye'deki laik yönetimin değişmesini savundunuz mu?
Cevap: Bu anlama gelebilecek hiçbir kelime sarf etmedim. Çünkü 40 yıldır vaaz veriyorum.
Feto, DGM'ye gönderilmek üzere 56 sayfalık yazılı savunma yaptı.
Soru: Sizin adınıza Türkiye veya başka ülkelerde okullar açıldı mı?
Cevap: Benim adıma açılmadı. Nerelerde okul açtıklarını ise bilmiyorum.
Deneyimli hâkim sorularını yöneltmişti. Verilen cevaplar kendisini tatmin etmemişti. Biliyordu ama yapacağı da başka bir şey yoktu. Teyp kapatıldı. Ara verildi. Feto, avukatlarıyla ve tercümanıyla birlikte, sorulara verdiği cevapları değerlendirdi. Türkiye'ye gönderilmek üzere 56 sayfalık yazılı ifade verdi. Ve ifade noterin içeri alınmasıyla son buluyor. Ancak Gülen'in verdiği bu ek belgenin ne olduğu belirtilmiyor.
56 sayfalık savunma
Gülen, yargılandığı DGM'ye gönderdiği 56 sayfalık savunma metninde suçlamaları reddediyordu. Gülen savunmasında “iddialar içinde montaj, değiştirme ve çıkarmalar” olduğunu ileri sürerek, televizyonlarda kendi sesinden ve görüntüsünden yayınlanan ve dinleyenlerin tepkisini çeken, dahası bu görüntü ve konuşmaları ile hakkında dava açılmasına neden olan hemen her şeyin “düzmece” olduğunu ileri sürüyordu.
2000'de hazırlanan iddianamede, oluşturduğu ekiplerle köy ve semtleri dolaşıp zeki ve becerikli öğrencileri seçerek sağladığı imkânlarla kendisine bağladığı; sanığın düşüncelerinin, öğrencilere ev, okul ve kamplarda beyin yıkama metotlarıyla öğretildiği yazıyordu.
Ayrıca; şeriat düzeni hedefine ulaşmak için özellikle gençlik kesimini sabırlı bir yöntemle kendisine bağlamayı hedefleyen bir strateji takip ederek bunlar aracılığıyla toplumun bütününe hâkim olmayı ve diğer yönden yürütme ve yasama erklerini hedefi doğrultusunda kullanmayı amaçlayan bir politika izlediği; bu amaçla yurtiçi faaliyetlerinden olarak 88 vakıf, 20 dernek, 128 özel okul, 218 şirket, 129 dershane ve 500 öğrenci yurdunun yanı sıra 17 yayın organı, gazete, televizyon istasyonu, ulusal bazda yayın yapan iki radyo istasyonu, faizsiz finans kurumu ve bir sigorta şirketini denetim altında bulundurduğu iddiaları yer aldı.
Fetullah Gülen, okulları için “Buralarda yapılacak araştırma ve incelemelerde, şahsımın herhangi bir okul ya da eğitim kuruluşuna sahip olmadığı ortaya çıkacaktır” diyor ve ekliyordu: “Bir medya grubunun, finans, sigorta vs. gibi ticari şirketlerin sahibi olduğum şeklindeki iddiaların hiçbiri doğru değildir. Toplumda bazı insanların tavsiye ve düşüncelerime daha fazla itibar edip, o yönde faaliyet göstermesi, benim ne onlarla ne de onların kurdukları ticari, mali kuruluşlarla hususi bir alakamın bulunduğu manasına gelmez.”
Eğitim alanında zaman zaman devletten de ileri imkânlara sahip olduğu, önünde tek engel olarak gördüğü Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızma politikasını sessiz ve derinden devam ettirdiği, subay ve astsubay çocuklarını kendi okullarına ve dershanelerine kaydettirmeye, böylece yetiştirilen çocukları askeri okullara sokmaya çalıştığı yönündeki iddialara ise tam bir yalanlama geldi: “Bu iddialar tamamen geçersiz ve dayanaksız olduğu gibi, bunlar bizzat mahkemelerce tekzip edilmiştir. Bu iddialar konusunda gösterilebilecek somut tek bir örnek var mıdır?”
Devlette ihtiyaç duyulacak bürokrat kadroları yetiştirme çabası içinde bulunduğu, bu doğrultuda yurtdışında altı üniversite ve yüksek okul, 236 lise, iki ilkokul, sekiz yabancı dil ve bilgisayar merkezi, üniversiteye hazırlık kursları ve öğrenci yurtlarını faaliyete geçirdiği yolundaki iddialara da Feto, bu okulların da yine kendisine ait olmadığını söyledi.
İddianamede, ilk etapta devlete karşı savaş vererek hedeflere ulaşmanın yıpratıcı olacağını teşhis eden sanığın mevcut sistemi yıkma yerine devlet modeline uygun bir örgütlenmeyle devlete alternatif bir sistem kurmayı hedeflediği, bu nedenle tüm devlet organlarında, yerel yönetimlerde, sivil sektörde örgütlediği tüm kadrolara orta vadede yandaşlarının getirilmesi veya bu kadroları işgal edenlerin kendisine bağlanmasını hedeflediği; uzun vadede ise tam bir kontrol sağlayabilmek amacıyla eğitim sektöründe yoğun bir faaliyet göstererek teşkilatlanma ve kadrolaşmayı yaygınlaştırmayı amaçladığı belirtiliyordu.
Gülen, Atatürk hakkında olumsuz düşünce ve davranışları bulunduğu yolundaki suçlamaları da “çarpıtılmış' iddialar olarak değerlendiriyor.