Ekonomi

200 baz puanlık faiz indirimi: Kış vatandaş için de, Merkez Bankası için de, iktidar için de zor geçecek

21 Ekim 2021 16:36

Merkez Bankası bir kez daha beklenmeyeni yapıp piyasaları ters köşeye yatırmayı başardı. Yoksa Külliye mi demeli?

Merkez Bankası’nın bugünkü faiz toplantısı (Resmi adıyla Para Politikası Kurulu) öncesinde piyasanın beklentisi 50 baz puanlık indirimdi. Gerek Anadolu Ajansı gerek BloombergHT’nin anketine katılan ekonomistler ve yatırım kuruluşlarının medyan beklentisi bu yönde şekillenmişti.

Biraz daha karamsar olanlar 100 baz puan indirim yapılacağını öngörüyordu. Ben de onlar arasındaydım, Merkez Bankası’nın geçen ayki 100 baz puanlık indiriminin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı memnun etmeye yetmeyeceğini, Para Politikası Kurulu’ndaki son görevden almaların da “kallavi” denebilecek bir indirime hazırlık olduğunu düşünmüştüm.

Merkez Bankası hepimizi yanıltarak 200 baz puanlık bir indirim yaptı. (Bununla birlikte 200 baz puanlık indirimi tahmin edenlerin bulunduğunu da belirteyim. Eski Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Şenol Babuşçu dün Twtter’da 100-200 baz puan arasında bir indirim beklediğini belirtmişti örneğin.)

Piyasalar neden yine yanıldı? Çünkü enflasyon yüzde 20’ye dayanmışken ve önümüzdeki kış aylarında daha da yükseleceği aşikarken Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 16’ya çekemeyeceğini, zira bunu yaparsa doların alıp başını gideceğini düşündü. Haklıydı. Ama Türkiye’nin rasyonel analizle kavranamayacak bir ülke olduğu gerçeğini göz ardı etti.

Merkez Bankası enflasyondaki yükselişi umursamayarak, bildiğini okudu. Bildiği ne? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yüksek faiz enflasyonun sonucu değil nedeni” düşüncesi. Bunun yanında bir de “Faiz bütün kötülüklerin anasıdır” düşüncesi var tabii.

Nitekim Servet Yıldırım, Dünya’da bugün yayınlanan yazısında biraz da ironik biçimde, “Merkez Bankası’nın bugünkü para politikası kurulu toplantısında nasıl bir karar alacağını bilmiyorum ama hangi kararı alması gerektiği konusunda ikna olmaya başladım. Banka’nın bugün açıklayacağı ve belki de uzun süre tartışılacak olan kararı faiz indirimi olmalıdır. Hem de öyle çeyrek ya da yarım puan değil, en az bir puan indirmelidir” diyerek gerekçesini şöyle açıklamıştı: “Türkiye ‘Faiz enflasyonun sebebi mi, yoksa sonucu mu?’ tartışması ile çok vakit kaybetti. Bize aynı zamanda enerji de kaybettiren bu 19 yıllık tartışma bir an önce sonlandırılmalıdır. Gördüğüm kadarıyla bunun yolu da enflasyon yüksek seyrederken ekonomiyi bir faiz indirim sürecine sokmaktan geçiyor. Böylece ‘Faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ teorisi test edilme imkânı bulacaktır. Bu sürecin sonucunda TL daha fazla değer yitirecek, enflasyon düşmeyip belki daha da artacaktır. Ancak bu konu yıllardır tartışılıyor. Bu tartışma Türkiye ekonomisine bir şey kazandırmıyor.”

Servet Yıldırım’ın dediği gerçekleşir ve faizin enflasyonun nedeni değil sonucu olduğunu nihayet anlar mıyız dersiniz? Keşke….

200 baz puanlık indirimin bir başka (Yani faizin enflasyonun sonucu değil nedeni olduğu yönündeki ısrardan başka) gerekçesi bana kalırsa, geçen ay gerçekleşen 100 baz puanlık faiz indiriminin bankaların kredi faizlerini yerinden kıpırdatamamış olması. Geçen ayki indirimde sonra ticari kredi faizleri sadece 0.3 puan düşerek hepi topu yüzde 21.3’ten yüzde 21.0’a geriledi. Başta müteahhitler, faizin indirilmesini isteyenlerin muratlarının gerçekleşmesi için daha kallavi bir faiz indiriminin gerektiği ortadaydı. Önümüzdeki dönemde bankaları kredi faizlerini düşürmeye zorlamak için finansal zaptiye önlemlerinin de devreye girmesi şaşırtıcı olmaz.

Tabii Merkez Bankası böyle demiyor. Faiz indiriminin gerekçesini enflasyonun geçici olduğu tezine dayayandırarak şu açıklamayı yaptı: “Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir.”

Bu gerekçeye inanan çıkar mı, bilmiyorum. Petrol, doğal gaz, kömür, pamuk gibi emtiaların fiyatları dünyada rekorlar kırıyor. Bu artışlar er geç Türkiye’ye de yansıyacak. Enflasyon artarken faizlerin indirilmesi, TL’nin daha da kırılgan hale gelmesine yol açacak. Dolardaki yükseliş hızlanarak sürecek, 10 TL’yi görmesi kimseyi şaşırtamayacak…

Bu kış vatandaş için de, Merkez Bankası için de zor geçecek. Ve tabii iktidar için de.