Eğitim

2 imzacı akademisyen istifa etti: Okumanın o nankörlük etmeyen dünyasına dönmek istiyorum!..

"Koridordaki odalar bir bir boşaldı, atılan arkadaşlarımın isimleri aynı gün söküldü"

Mine Gencel Bek ve Esra Arsan

01 Şubat 2017 12:47

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mine Gencel Bek ve İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Esra Arsan, üniversitelerinden ayrıldı. Gencel Bek ve Arsan, Barış İçin Akademisyenler’in “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildirisinin imzacılarındandı. Bek, istifa kararını açıklarken "Böyle bir ortamda fakültede bulunmam çok zorlaştı. Her gün atılmayı beklemek yerine okuma ve yazmanın o hiç de nankörlük etmeyen dünyasına dönmek istiyorum artık" dedi.

Gazete Duvar'dan Nurettin Öztatar'ın haberine göre, Doç. Dr. Esra Arsan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bugün itibariyle 18 yıldır çalışmakta olduğum Bilgi Üniversitesi’nden kendi isteğimle ayrıldım” dedi. Arsan istifasını "Bugünkü şartlarda kurumsal akademide bilim yapmak zor. Geride kalalım biraz” sözleriyle açıkladı. Arsan 18 yıldır Bilgi Üniversitesi’nde bilimsel çalışmalarını sürdürüyordu. Arsan aynı zamanda Evrensel gazetesinde medya yazıları yazıyor.

"Selam vermeyenlerin sayısı artıyor"

Prof. Dr. Mine Gencel Bek, 30 Ocak Pazartesi günü Ankara Üniversitesi İLEF’e istifa dilekçesini verdiğini belirterek, “Henüz umduğum gibi bir rahatlık ve hafiflik hissi yaşayamadım. Çok gecikmiş bir karar bence” dedi. İstifasını açıkladığı Facebook paylaşımında son bir yıldır her türlü idari görevinden ayrıldığını kaydeden Prof. Gencel Bek, “Eylül başında ilk KHK’larla barış imzacısı arkadaşlarım işten atıldığında düşündüm ilk kez istifa etmeyi. Sonrakilerle koridorun solunda ve sağında bir bir odalar boşaldı. Atılan arkadaşlarımın isimleri aynı gün söküldü kapılardan, web sitelerinden de adları, öz geçmişleri. Geçmiş olsun bile demeyenler vardı. Bizlere selam vermeyenlerin sayısı her gün artıyordu. Bana ek soruşturma açılmasını talep edenler de oldu ve hatta belden alta vuran oldu ki bu konudaki sessizliği bir türlü affedemiyorum. Böyle bir ortamda fakültede bulunmam çok zorlaştı. Her gün atılmayı beklemek yerine okuma ve yazmanın o hiç de nankörlük etmeyen dünyasına dönmek istiyorum artık. Tek üzüntüm, arkamda bıraktığım ve bitişe çok yakın üç pırıl pırıl doktora tezi öğrencisi başta olmak üzere, tüm öğrencilerim” dedi.

Prof. Dr. Mine Gencel Bek, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstifa, psikolojik olarak bir türlü yapmaya cesaret edemediğim bir şey olduğundan bir ay kadar önce ücretsiz izin istedim önümüzdeki dönem boyunca. Gerekçe olarak belirttiğim ‘bir süre okuldan uzaklaşmak istiyorum’ şeklindeki ifademin üslubunun uygun görülmediğini ve de atılan arkadaşların derslerine dair planlamadan sonra bana cevap verileceğini öğrendiğimde artık istifaya hazırdım. Hiçbir atılan arkadaşımın dersini veremeyeceğimi dilekçeyi yazdığım “amirim”e ilettim. Cevaben bana “kurum içi görev ve sorumluluklar” hatırlatıldı. 7 yaşından beri çalışmak dışında ne yapılacağını bilmeyen bir kişi olarak bundan o kadar incindim ki halen rektörlükte bekleyen ücretsiz izin başvurumun sonucunu beklememeye karar verdim. Zira artık İLEF’e hiç dönmek istemiyorum.”