Gündem

Beraat eden "barış bildirisi" imzacısı akademisyen sayısı 23'e yükseldi

"Bütün bu süreçteki dayanışma, ülkenin aydınlık geleceğinin güvencesidir"

10 Eylül 2019 12:21

“Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attıkları için ihraç edilen ve haklarında dava açılan "barış bildirisi" imzacısı akademisyenler beraat etmeye devam ediyor. Bugün Ademisyen Eylem Çamuroğlu Çığ için verilen beraat kararıyla birlikte, beraat eden akademisyen sayısı 23'e yükselmiş oldu.

Dün dosya üzerinden yapılan incelemede, Anayasa Mahkemesinin ifade özgürlüğü ihlali kararına atıf yapılarak beraat kararı verildi.

İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen tek akademisyen duruşmasında da yetkisizlik kararı verildi.

TIKLAYIN - AYM, 'Barış Akademisyenleri' için 'hak ihlali' kararı verdi

Bugün ve önceki günlerde verilen beraat kararları şöyle: 

Bugün (10 Eylül) İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde davası görülen Ademisyen Eylem Çamuroğlu Çığ, AYM kararına istinaden beraat etti.

Dün (9 Eylül) İstanbul 28’inci Ağır Ceza mahkemesinde, 18 dosya üzerinden yapılan incelemede, Anayasa Mahkemesinin ifade özgürlüğü ihlali kararına atıf yapılarak beraat kararı verildi. Beraat eden 18 Barış Akademisyeninin aralarında KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen de yer alıyor. 

İstanbul 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin beraatine karar verdiği akademisyenlerin isimleri şöyle:

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nden Yrd. Doç. Dr. Mehmet Penpecioğlu, 19 Mayıs Üniversitesi'nden Dr. Ali Rıza Güngen, ODTÜ'den Arş. Gör. Gülsevim Evsel ve Yrd. Doç. Dr. Başak Alpan, Ankara Üniversitesi'nden Arş. Gör. Aysun Gezen, İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran, MSGSÜ'den Arş. Gör. Damla Karaman, Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Cem Terzi, Özyeğin Üniversitesi'nden Dr. Alper Açık, Anadolu Üniversitesi'nden Doç. Dr. Yasemin Özgün, 100. Yıl Üniversitesi'nden Doç. Dr. Eylem Kılıç Oğurlu, İzmir Ekonomi Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Fatma Işık Gürleyen, Hacettepe'den Arş. Gör. Sinem Önem ve Uğur Çetin, Ankara Üniversitesi'nden Doç. Dr. Sevilay Çelenk, Anadolu Üniversitesi'nden Öğr. Üyesi Abdullah Deveci.

Dün (9 Eylül) ayrıca, Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşmaları görülen Dicle Üniversitesi’nden profesörler Murat Kızıl, Murat Biricik ve Fikret Uyar da ayrı ayrı beraat etti. 

6 Eylül'de İstanbul Adliyesi 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Akademisyen Özlem Şendeniz'in beraatine karar verdi.


"Bizlere ödetilen bedel toplumun ödediği bedelin çok küçük bir kısmıdır"

Bilim insanları ve KESK ile bağlı sendikaların yöneticileri bugün Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, KESK, DİSK, TMMOB ve TTB yöneticileri de katıldı. Açıklamada, bilim insanlarının üniversiteler dönmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

İddianamelerin çöktüğünü belirtildiği basın açıklamasında konuşan Tuna Altınel, 549 bilim insanın üniversitelerden uzaklaştırıldığını hatırlattı. Hedef gösterildiklerini belirten Altınel, 794 dava açıldığını kaydetti. Akademide büyük bir tasfiye gerçekleştirildiğini belirten Altınel, “barışın sözünü yüksek tuttuğumuz için bizlere ödetilen bedel toplumun ödediği bedelin çok küçük bir kısmıdır” dedi. Altınel, barış mücadelesini bitmediğini belirterek konuşmasını tamamladı.

"Beraat kararları yeterli değildir"

Ortak basın açıklamasında DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da konuştu. Tüm bu süreçte gösterilen dayanışmanın bu ülkenin aydınlık geleceği için bir güvence olduğunu kaydeden Çerkezoğlu şunları söyledi:

"Kuşkusuz bu beraat kararları daha önce de söylendiği gibi yeterli değildir. Bütün arkadaşlarımız, bütün hocalarımızın uğradıkları tüm mağduriyetler ve haksızlıklar tümüyle ortadan kaldırılmalıdır.

Ve biz diyoruz ki ilk günden itibaren şunu söyledik, bugün üniversitelerde barış istediği için kardeşlik istediği için adalet ve demokrasi istediği için bu süreçleri yaşayan hocalarımız aynı zamanda bu ülkede emek mücadelesinde yıllardır omuz omuza yürüdüğümüz hocalarımızdır.

Bugün barışın akademisyenleri aynı zamanda yıllardır bütün mücadele süreçlerinde beraber yürüdüğümüz hocalarımızdır. Emeğin akademisyenleridir. Bu nedenle biz disk olarak omuz omuza bu mücadeleyi hep birlikte büyütme kararlılığımızı ifade etmeye çalışıyoruz.

"Bu dayanışma ülkenin aydınlık geleceğinin güvencesidir"

Ve bugün burada bir kez daha Çağlayan Adliyesi’nde şunu ifade etmek isterim ki bu ülkede artık korunacak bir demokrasiden değil kurulacak bir demokrasiden söz ediyoruz. Bu ülkede bu topraklarda demokrasinin tüm birikimlerini ortadan kaldırarak, baskıcı otoriter bir rejim inşa etmeye çalışanlara karşı; bizler, barışı, demokrasiyi, kardeşliği, adaleti, eşitliği ,özgürlüğü bu topraklarda hep birlikte mücadele ederek kuracağız.

Ve bu dayanışma bütün bu süreçteki dayanışmanın kendisi de ülkenin aydınlık geleceğinin güvencesidir

Selam olsun biat etmeyen ve her türlü baskıya karşı ayakta duran hocalarımıza mücadele arkadaşlarımıza"