Gündem

19 Aralık operasyonunun yıl dönümü: "Vali televizyondan ilan etti, büyük katliamları göze aldıklarını tahmin etmek zor değildi"

19 Aralık 2019 12:17

Bundan tam 19 yıl önce, siyasi tutukluların kaldığı 18 cezaevine “Hayata Dönüş” adı altında bir operasyon gerçekleştirildi. 30 tutuklunun yaşamını yitirdiği, yüzlercesinin yaralandığı operasyonlar sonrasında F Tipi cezaevleri süreci başladı. O süreci içeriden bir tanık olarak yaşayan yazar Rasim Öztaş, öncesinde diğer hapishanelerde isyanlar olmaması için operasyonların haber verilmediğini belirterek, "Bergama Hapishanesi’ne yapılan operasyon farklı oldu. Vali televizyonlardan herkese ilan ederek operasyon yapılacağını söyledi. Operasyon için büyük hazırlıkların yapıldığını, çok büyük katliamları göze aldıklarını tahmin etmek zor değildi" ifadelerini kullandı.

"AB ve ABD hücre sistemine geçilmesini istedi"

BirGün'den Hatice Eroğlu Akdoğan'ın haberine göre 1992'de tutuklanan ve tahliye olduğu 2005'e kadar sırasıyla Bayrampaşa, Ümraniye ve Kandıra F Tipi cezaevlerinde kalan Öztaş, Türkiye’deki hapishanelere heyetler gönderip incelemeler yaptıran Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi'nin yayımladığı raporda hapishaneleri eleştirerek hücre sistemine geçilmesini “tavsiye” ettiğini kaydetti. Öztaş, raporlardan anlaşılacağı üzere hücre sistemine geçisin esas olarak ABD ve AB'nin talebi olduğunu belirterek, "Bu talepler doğrultusunda devlet hızla F tipi hapishanelerin yapımına başladı. Medya üzerinden yapılan manipülasyonla kamuoyu hücre sistemine alıştırılmaya çalışıldı" dedi. Öztaş operasyon hakkında ise şunları söyledi:

"Çok büyük katliamları göze aldıklarını tahmin etmek zor değildi"

"Operasyon bekleniyordu. Operasyonun boyutlarının daha önceki operasyonlardan daha farklı olacağını tahmin etmek zor değildi. Daha önce bir tek hapishaneye operasyon düzenleyip geri çekilirlerdi. Bu defaki saldırının öyle olmayacağı belliydi. Direnişin olduğu her hapishaneye yapılacak saldırının boyutları elbette daha farklı olacaktı. 19 Aralık’tan önce devletin hapishanelere yönelik düzenlediği bir provokasyon vardı. Daha önce devlet bir hapishaneye operasyon yaptığında diğer hapishanelerde isyanlar olmasın diye önceden haber vermezdi. Bergama Hapishanesi’ne yapılan operasyon farklı oldu. Vali televizyonlardan herkese ilan ederek operasyon yapılacağını söyledi. Operasyon için büyük hazırlıkların yapıldığını, çok büyük katliamları göze aldıklarını tahmin etmek zor değildi."

"Özel eğitilmiş birlikler görevlendirmişlerdi"

Operasyon sabaha doğru saat 4.30’da başladı. Direnişin olduğu 18 hapishaneye aynı anda eşgüdümlü olarak operasyon yaptılar. Operasyonları hapishanelerde görevli askerler yapmadı. Bunun için özel eğitilmiş birlikler görevlendirmişlerdi. Sadece ellerindeki silahlarla gelmediler. Dozerler, iş kepçeleri, başka iş makinaları, helikopterler, kimyasal gazlarla geldiler. Bu operasyonda 28 tutuklu yaşamını yitirdi, yüzlerce tutsak çeşitli yerlerinden yaralandı. Kaldığım Ümraniye Hapishanesi’ne önce maltanın (cezaevi avlusu) idare yönündeki kapısından girmeye çalıştılar. Dördüncü günde sıkılan gazların miktarını hesaplamak mümkün değildi. Bu gazlardan bir tutsak, mermilerden iki tutsak o anda hayatını kaybetti. Daha önce ölen iki tutsakla birlikte Ümraniye’de beş tutsak yaşamını yitirdi.

"İçerideki tecrit, dışarıda hak aramak isteyen insanlar için bir tehdittir"

"Bugün hapishanelerdeki siyasi tutsaklar aynı iddialarla 12 Eylül döneminde savcı ya da hâkimlerin karşısına çıkartılmış olsalardı, yüzde doksanı bırakın tutuklanmayı yargılanmazlardı bile. Yaşanan hukuksuzluk, baskı ve şiddet 12 Eylül’ü aratır oldu. Zaten baskı ve şiddeti artıracakları zaman ilk önce tutsakların sesini kesmeye, tecrit etmeye, hatta teslim almaya çalışırlar. Sonuçta tutsak alınanlar dışarıdaki muhalefetin en dinamik, en ileri çıkan, en aydın devrimci unsurlarıdır. Bu nedenle ilk başta tutsakların sesini kısmaya çalışırlar. Yine bu nedenle bugün dışarıda insanların nefes alamayacak noktaya gelmelerinde en önemli etkenlerinden birinin içeride yaşanan tecrit olduğunu görmek gerekiyor. İçerideki tecrit, dışarıda hak aramak isteyen insanlar için bir tehdittir."