Sosyal Güvenlik

18 bin mülteci sağlık yardımından mahrum

Türkiye'deki 18 binden fazla sığınmacının neredeyse tamamı zorlukla faydalanabildiği sağlık yardımından 2009'da mahrum kaldı.

22 Şubat 2009 02:00

Türkiye'deki 18 binden fazla sığınmacının neredeyse tamamı zar zor faydalanabildikleri sağlık yardımlarından 2009 itibarıyla mahrum kaldı.

Başbakan Recep Tayip Erdoğan, 2007'de "Vatansızlar ve sığınmacılar da dahil Türkiye'de Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında bulunmayan hiç kimse kalmayacak" dese de öyle olmadı. Ekim 2008'de yürürlüğe giren GSS nedeniyle yetki karmaşası doğunca, sığınmacıların durumu illerdeki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının inisiyatifine kaldı. Bazıları sağlık giderlerinin bir bölümünü öderken, bazıları ise işi yasaya havale edip, talepleri geri çeviriyor. Böylece zaten zor durumda olan binlerce sığınmacı mağdur duruma düşüyor. Aralarında böbrek ve kalp hastaları, kanserliler, diyabetliler hatta hasta çocuklar bulunan sığınmacılar, GSS'den önce Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü'ne bağlı il vakıfları vasıtasıyla ilaç ve bazı sağlık yardımları alabiliyordu.

Açık eskisinden büyük

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Türkiye Ofisi'nin Şubat 2009 rakamlarına göre, Türkiye'de 11.179'u mülteci, 7.169'u sığınmacı olmak üzere toplam 18.348 kayıtlı kişi var. Ama Türkiye'de resmi olarak 43 mülteci yaşıyor. Yine resmi rakamlara göre, 2005-2008 yılı ekim ayı itibarıyla 8.914 yabancıya sığınmacı statüsü verilmiş ve bunların üçüncü ülkelere çıkışları sağlanmış. Ayrıca iltica-sığınma talebinde bulunan 248 yabancı da iltica-sığınma prosedürüne dahil.

UNHCR Sözcü Metin Çorabatır, "Başbakan Erdoğan'ın yasa tasarısı Meclis'e sevk edilirken heyecanla ifade ettiği 'Bu yasa ile sığınmacılar bile sağlık sigortası kapsamına girecekler' görüşü hayata geçirilmemiştir" diyor. Tersine yasa çıkana kadar sığınmacıların sağlık masraflarını karşılayan, ikamate tabi tutuldukları illerdeki sosyal dayanışma fonlarının artık bu yardımı yapamaz duruma düştüğünü kaydeden Çorabatır, "18 binden fazla kişi için büyük bir sağlık problemi ile karşı karşıyayız. Masraflarının nasıl karşılanacağı konusunda eskisinden daha büyük bir açık doğdu" diyor.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi'nden Volkan Görendağ da, "Sağlıkta ciddi problemler var. 2009'da daha büyük problemlerin çıkmasından korkuyoruz. Yasadışı yollardan geliyorlar. Bazen ayakları donmak üzere olanlar var. Çok zor koşullarda az paralar kazanan ve kaçak çalışan sığınmacıların sağlık giderlerini karşılamaları imkansız. Vakıflar palyatif çözümler sunabiliyor. Ve tamamen o ilin inisiyatifinde. Genelge veya başka bir yasal dayanak olmadığı için problemler yaşanıyor" diyor.

Genelge hazırlayacağız

Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Genel Müdürü Aziz Yıldırım, Ekim 2008'den beri yardım olanağının resmen ortadan kalktığını doğruluyor. Ancak yasadışı göçmenler dahil tüm sığınmacıların bakımlarına destek vermeye devam edeceklerini savunan Yıldırım, bir de müjde veriyor: "Sayın bakanımızın da talimatları doğrultusunda 1 ay içinde genelge hazırlayacağız. GSS dışında kalan insanların sağlık anlamında ayakta tedavi için ilaç ve masrafları vakıflarımız aracılığıyla karşılanabilecek. Ameliyat, protez gibi diğer gerekleri ise Sağlık Bakanlığı kanalıyla çözmeye gayret edeceğiz."

Iraklı dede icralık oldu

GSS mağdurlarından biri de Iraklı sığınmacı bir dede... Doğum yapan kızı için hastanenin çıkardığı 700 TL'lik masrafı ödeyemeyen Iraklı dede, senet imzaladı. Ona bulunduğu ildeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın yardım edeceği söylendi. Vakıftan yardım istedi. Ama para alamadı. Oturduğu eve icra geldi. Ancak evde icralık bir eşya da yoktu. Sonra araya bazı sivil toplum kuruluşları girdi ve borç affedildi. Sığınmacıların derdi sadece sağlık yardımlarıyla ilgili değil. Birçok sığınmacının ikamet harcı nedeniyle de başı dertte. Bunlardan biri de altı kişilik Afgan aile. Afgan ailenin kişi başına yıllık 612 TL'lik bir ikamet harcı ödemesi gerekiyor. Ancak aile ikamet harcını ödeyemediği için zor duruma düşüyor. Bu arada aile üçüncü ülke için çıkışa hak kazandı. Bunun için Türkiye'den çıkış izni gerekiyordu. Ancak devlet alacağını faiziyle istedi. Aile parayı ödeyemediği için Türkiye'den çıkış iznini alamadı. Uçak biletleri yandı. Ama aynı olayın tersi yaşandığında yani bir sınırdışı söz konusu olduğunda Türkiye para istemiyor, borcu affediyor.

Mülteciler yardımı nasıl alıyor

Sağlık yardımı almak isteyen kanser, diyabet ve benzeri kronik hastalığa sahip sığınmacı önce vakıf mütevelli heyetinden onay alıyor. Onay halinde, hastaneye yazı yazılıyor. Belirlenen kota dahilinde tedavi ve ilaç giderleri karşılanıyor. Acil durumlar için de sığınmacı borç senedi imzalıyor. Bu parayı vakıfların ödemesi ise kendi inisiyatiflerinde.

Türkiye'nin sığınmacı ya da mülteci anlayışıyla, dünyada uygulanan statü de farklı. Türkiye'nin mültecileri yalnızca Bosna, Rusya (Çeçenler), Yunanistan, Kosova gibi ülkelerden gelenler. UNHCR'nin mültecileri ise, Avrupa dışındaki bir ülkeden Türkiye'ye sığınanlar. Sığınmacılara, aynı zamanda 30 farklı ilde geçici ikamet izni veriliyor. İçişleri Bakanlığı'ndan verilecek kadar doğrultusunda Cenevre Sözleşmesi'ne göre kriterler uyuyorsa bu insanlara sığınmacı deniyor ve Üçüncü bir ülkeye yerleştirilmeleri için hazırlıklar başlıyor.

Mülteciye vergi

Bu insanlar sığınmacı olarak kabul edilres bu kez de ortaya prim sorun çıkıyor. Çünkü bu kişilere ait GSS primlerini kimin veya hangi kurumun ödeyeceği belli değil.

Sivil toplum örgütleri, yasada değişiklik yapılmasını ve "vatansızlar ve sığınmacılar" ifadesi yerine "mülteciler, iltica talebinde bulunan kişiler ve Türkiye'de ikincil koruma altında kalmasına izin verilen kişiler" ifadesinin kullanılmasını istiyor.

Türkiye'ye sığınan bir yabancı mecburi ikamete tabi tutuluyor. Seyahat özgürlüğü bulunmuyor. İkamet harcı diye 6 ayda bir yüklü bir vergilendirmeye de tabi tutuluyor. Devlet kişi başına 306.30 TL para istiyor. Sığınmacı bu parayı veremediğinde ise faiz işletiyor. Parayı ödeyemeyenler kaçak sayılıyor ve GSS'ye başvurma imkanı da ortadan kalkıyor.