İtalya'da başbakan Enrico Letta'nın istifası sonrası Demokrat
Parti lideri Matteo
Renzi'nin başbakanlık koltuğuna oturması bekleniyor. Fransız Le Republicain Lorrain
gazetesi, değişim vaat eden Matteo Renzi'nin işinin hiç kolay olmadığı yorumunda
bulunuyor.
“39 yaşındaki Matteo Renzi, başbakanı ve partili
arkadaşı Enrico Letta'yı evine
gönderdi. Floransa'nın hırslı belediye başkanı, ülkenin yeni başbakanı olmayı umuyor.
Genç ve aceleci olması gibi kimi özellikleri aleyhine olsa da siyasetin bu harika çocuğu,
belli nedenlerden ötürü hızlı bir yükselişi geride bıraktı. İstifa eden başbakan Letta
liderliğindeki hükümet, krize saplanmış durumda. Ekonomik ve kurumsal reformlar
bekliyor, zira İtalya'da hep olduğu gibi teoriden pratiğe geçmek
zor. Her ne kadar
herkes aylar geçtikçe sorunların gittikçe büyüdüğü konusunda hemfikir olsa da…
Renzi'nin önerdiği yoğun ve yorucu tedavinin uygulamaya konulabilmesi için çoğunluğun
desteğine ihtiyacı var ve bu Renzi'nin sandığı kadar kolay
olmayacak.”
Hollanda'dan de Volkskrant da İtalya'daki hükümet kriziyle ilgili benzer bir yoruma yer
veriyor sayfalarında:
“Başbakanlık görevinin
39 yaşındaki adayı, ilk iş olarak yeni seçim yasasını
parlamentodan geçirmek isteyecek ki böylece siyaset, bir sonraki seçimlerde tekrar pat
durumuyla karşı karşıya kalmasın. Acil gerekli olan bu yasayı yürürlüğe sokmak için
Silvio Berlusconi ile uzlaşma arayacak. Berlusconi Senato'dan yasaklanmış olsa da
güçlü bir biçimde siyasete müdahil olmaya devam ediyor. Renzi İtalyan ekonomisine
canlılık kazandıracak bir dizi reformu hızlıca hayata geçirmek için popülerliğini
kullanacak. Ama bu noktada bir sorunla karşı karşıya. Bir zamanlar
vaat ettiği gibi
iktidara seçilerek gelmedi. Bunun sonucu olarak Renzi, Letta'yı iğrenç olarak tanımladığı
‘çürük' uzlaşmalara zorlayan, aynı koalisyon ortaklarıyla hareket etmek zorunda.”
Danimarka'dan Politiken gazetesi Fransa'daki ötanazi tartışmalarını sayfalarına taşıyor
ve şu yorumu yapıyor:
“Bu sorunları trajik bir olay gündeme
geldiğinde değil de sürekli tartışmak önemli.
Fransa'da geçirdiği trafik kazası sonrasında 5 yıl boyunca komada kalan ve doktorlara
göre uyanma ihtimali bulunmayan, Vincent Lambert adında genç bir adam üzerinden
alışılmadık düzeyde sert bir tartışma yürüyor. Doktorları
ve eşi, bağlı olduğu makineleri
kapatmak istiyor ancak anne ve babası hayatta tutulmasından yana. Olay Fransız hukuk
sistemini ve medyasını meşgul ediyor ve buradan güncel bir olay meydana gelince
konuya el atmak yerine tartışmayı sürdürmek gerektiği dersi çıkıyor.”
İspanyol El Pais gazetesi Venezuela'da
hükümet ile muhalifler arasında şiddetlenen
çatışmaları şöyle yorumluyor:
“Sokaklardaki şiddet ve siyasi gerilim Venezuela'da doruk noktasına ulaştı. Ülke
ekonomik açıdan bitap, siyasi açıdansa Devlet Başkanı Nicolas Maduro yanlıları ve
karşıtları olarak ikiye bölünmüş durumda. Özel yetkilerle donatılmış devlet başkanı,
polisin, karanlık milis güçlerinin yardımıyla ve sansür araçlarını kullanarak baskıyı
artırıyor. Kullandığı totaliter söylemse çok daha ağır. Venezuela demokratik haklara
saldırılar ve gerçekler hakkında susulması marifetiyle kaybettiği istikrarı geri
kazanamaz. Eğer ülke, en büyük serveti olan bir arada yaşamı
korumak istiyorsa
gerilimin alarm verici boyutlarda tırmandığı koşullarda geriye doğru kararlı bir adım
atılmalı.”
