Milliyet yazarı Mehmet Tezkan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 'FETÖ' soruşturmasının miladı olarak 17/25 Aralık yolsuzluk soruşturmasını göstermesine ilişkin olarak, "Yetmez ama evet, diyorlar" diye yazdı. Tezkan, "Yetmez kısmı şu.. Daha da geriye gitsin. Kimi diyor ki; Ergenekon iddianamesinin çıktığı gün milat olsun. Kimi diyor ki; Ümraniye’de el bombalarının bulunduğu gün milat olsun. Kimi diyor ki; Hrant Dink cinayeti milat olsun. Kimi diyor ki; Trabzon’da rahip Santoro cinayeti milat kabul edilsin" dedi.
Mehmet Tezkan'ın Milliyet gazetesinin bugünkü nüshasında yayımlanan 'FETÖ'nün kapsama alanaı ne olmalı?' başlıklı yazısı şöyle:
Önemli tartışma konularından biri de bu..
FETÖ soruşturmasının dayanacağı tarih, yaslanacağı kriteri ne olmalı?
Kim? Nasıl? Neye göre? Ne sebeple?
FETÖ’cü olacak veya olmayacak..
Mesela; Bank Asya’ya para yatıran FETÖ’cü olacak da..
Bank Asya’dan ucuz kredi alan FETÖ’cü olmayacak mı?
*
En önemlisi..
Milat dedikleri tarih?!.
Savcılar, FETÖ’ye neşteri hangi tarihi esas alarak vuracak? Bir tarih, bir milat belirlemek doğru mu?
*
İktidar milat ‘17/25 Aralık olsun’ diyor..
Geçen gün yazdım.. Başka tarihler de var dedim..
Sıraladım..
MİT Müsteşarı üzerinden dönemin Başbakanı’nı sıkıştırma operasyonu yapıldığı tarih de olabilir dedim; casusluk davaları da, hatta Balyoz iddianamesinin çıktığı gün de..
*
Çok sayı da mail aldım..
Yetmez ama evet diyorlar..
Yetmez kısmı şu.. Daha da geriye gitsin..
Kimi diyor ki; Ergenekon iddianamesinin çıktığı gün milat olsun..
Kimi diyor ki; Ümraniye’de el bombalarının bulunduğu gün milat olsun..
Kimi diyor ki; Hrant Dink cinayeti milat olsun..
Kimi diyor ki; Trabzon’da rahip Santoro cinayeti milat kabul edilsin..
*
Sizce?.
FETÖ soruşturmasının miladı ne olsun?
Her şey sandık değildir; kazandı!
Yıllar süren tartışmaya iktidar adına son noktayı İçişleri Bakanı koydu..
Tartışma konusu şuydu..
Bir kanatta; sandık her şeydir diyenler vardı.. Sandıktan çıkan her istediğini yapar anlayışı vardı.. Sandıktan çıkan milli iradedir.. Mili iradeye yargı da uymak, hukuk da uydurulmak zorundadır görüşü yaygındı..
*
Öteki kanatta; sandık her şey değildir diyenler vardı.. Demokrasi seçimle sınırlı değildir.. Hukukun üstünlüğü önemlidir.. Demokrasinin kendi kuralları, kendi kurumları vardır.. Bunlardan biri eksik olursa demokrasi olmaz anlayışını savunanlar..
*
Bu tartışma yıllarca sürdü..
İktidarcılar, sandık her şey anlayışını savundu..
Muhaliler, sandık her şey değildir diye diretti..
Tartışma yıllarca sürdü.. Hatırlarsanız, geçen ay bilerek veya bilmeyerek tartışmaya Obama da katıldı..
ABD Başkanı, sandık her şey değildir tezini savundu..
*
İktidar, olağanüstü hale dayanarak, 28 seçilmiş belediye başkanını görevden alarak, yerlerine kayyum atadı..
Tartışma yine alevlendi..
Seçilmişler görevden alınmalı mı, alınamamalı mı sorusu gündeme geldi
Cumhurbaşkanı, ‘Bal gibi alınırlar’ dedi.
İçişleri Başkanı son noktayı koydu...
Dedi ki; ‘Seçilmişlik herkese istediğini yapabilme hakkını özgürlüğünü vermez. Seçilmiş, hukuka saygılı olmalıdır’
Bu; bizim, benim gibi düşünenlerin yıllardır savunduğu görüş..
Bu; iktidarcıların yıllardır karşı çıktığı görüş..
*
Demem şu.. İktidar da bizim gibi düşünmeye başladı..
Sandıktan çıkanı kutsamayı bıraktı..
Hukukun, adaletin, özgürlüğün, demokrasinin temel kurallarının da sandık kadar önemli olduğunu kabul etti..
Hadi hayırlısı..