15 Temmuz darbe girişimi sırasında öldürülen Yeni Şafak Gazetesi çalışanı Mustafa Cambaz’ın aynı gece kendisiyle beraber sokağa çıkan oğlu Alparslan Cambaz, sosyal medya hesabından 15 Temmuz'un yıl dönümünde yaşanan 'abartılı', 'istismar edici' olarak nitelendirdiği tavırlara karşı tepki gösterdi. "Devletteki samimiyetini bildiğim kişilerden de 'Bıktık şu sürekli bir şeyler isteyen gazilerden!' şeklinde bir yakınma işitiyorum hep" diyen Cambaz, "Milletimin ilgisinin, iyi niyetinin, parasının hunharca suistimal edildiğini görmek içimizi parçalıyor” diye yazdı.
Mahzun şehit ailelerinin hissiyatına uzaklar
Yeni Asya gazetesinin haberine göre, “15 Temmuz şehit aileleri olarak 15 Temmuz gazilerinin bir kısmından veya gazi rolü kesenlerden hiç razı değiliz” şeklinde konuşan Cambaz, “Şehit aileleriyle kendi aramızda yaptığımız toplantılarda çok çirkin şeyler işittim. Şehit aileleri ve gaziler için düzenlenen gezi organizasyonlarında da bazı şeyleri gözlerimle görmüştüm. Gösterilen ilgiden şımarıp gezi boyunca sululuk yapan bazı gazilerin canını ciğerini toprağa vermiş, acısı taze olan mahzun şehit ailelerinin hissiyatına ne kadar da uzak olduklarını, onlara anlayışlı davranmaktan yoksun olduklarını tüm çıplaklığıyla gözlemlemiştim. Lâkin birlik beraberlik ruhumuzun güzelliğinin hatırına görmezden gelip şimdiye kadar hep sustum bunları. Diğer şehit aileleri de aynı şekilde davranıp sabrettiler. Halen daha konuya tam girmeyeceğim, ama işi şova dönüştüren, birbiriyle yarış halinde olan, devletten sürekli bir şeyler koparmanın niyetindeki gazilere artık bir şeyler deme vaktimin geldiğini hissediyorum” dedi.
‘Bıktık şu sürekli bir şeyler isteyen gazilerden!’
Cambaz, “Devletteki samimiyetini bildiğim kişilerden de “Bıktık şu sürekli bir şeyler isteyen gazilerden!” şeklinde bir yakınma işitiyorum hep. Bir tarafta hiçbir şey talep etmeyen şehit ailelerine şahit oluyorlar, diğer taraftaysa ufacık mağduriyetlerini kullanıp sürekli kapılarını çalanları... Kızıyorlar haliyle. Devletin verdiği genel reaksiyona bakınca da ne yazık ki devlet içindeki o samimiyetini bildiğim kişilerin azınlık olduğunu, güçsüz olduğunu bir kez daha görüyoruz. Özensiz, doğru yerlere danışmadan hareket eden devlet mekanizması göz göre göre başka bir “Ne istedilerse vermek” hatasına düşüyor ve şöyle bir dönemde ülkedeki adaletsizliği katmerliyor.”
İstediğim makama bir türlü ulaştıramadım sesimi
Cambaz şöyle devam etti; “Milletimin ilgisinin, iyi niyetinin, parasının hunharca suistimal edildiğini görmek içimizi parçalıyor. İlgili yerlere bizzat ulaşarak beni sözcü belleyen 15 Temmuz Şehit aileleri, gerçek gazilerimiz ve diğer terörle mücadele şehit ailelerinin hatırına bu dertlerimizi bildirip uyarıda bulunmak istedim lakin istediğim makama bir türlü ulaştıramadım sesimi. İnşallah 15 Temmuz’un yıl dönümünde bizleri incitecek çarpık bir organizasyonla daha karşılaşmayız. Bu arada az evvel bahsettiğim o gezilerde çok güzel insanlarla tanıştım, gazilerden birçok ağırbaşlı dostum, abim, ablam oldu (…).”
‘Kutlama alanına kamyonla adam taşıyan kadın gazilik istiyor’
“Mesela savaş meydanına değil, kutlama alanına kamyonla adam taşıyan kadın; program program dolaşıyor, herkesin elini sıkıyor, yalakalık yapıyor, gazilik istiyor, gazi oluyor, devletin tüm kademesi de bu çıkarcılara meydan veriyor, alan sağlıyor. İlk anda bu Şerife Bacı hikâyelerini hepimiz sahiplendik, duyduklarım benim de hoşuma gitti, fakat bir şey sündürülüyorsa ilk anda duyduklarınız şeylerin aslı bilin ki öyle değildir. Gezi Olayları sırasında halkı gaza getirip motivasyon sağlamak için yapılan şişirmeler 15 Temmuz’da da yapıldı. Tek bir örnek yok, çoklar ve bahsettiğim kişilerin kimler olduklarını da bilen biliyor, gören görüyor zaten. Her şeyleriyle ortadalar aslında. İlk anda hepimizin kahramanı haline gelen bu kişiler sonradan sürekli göz önünde olma telâşlarıyla kendilerini bir bir belli ettiler.” Onlar gazi olmanın, kahraman olmanın verdiği, getirdiği ağırlığı taşıyamayan ve hatta şimdiye kadar da hiç taşımamış kişiler (…).”
‘Beni o kalabalıklara çağırmayın’
“15 Temmuz gecesi yaklaşık 1,5 saat boyunca Çengelköy’de çatışmaların ortasındaydım. Önümde insanlar vuruldu, bağırsakları dışarı çıktı, ambulansın da tarandığını gördüğüm an aklımı yitirecektim sinirden. Fakat o gece yaşadıklarımı, bunların ayrıntısını hiçbir yerde anlatmadım şimdiye kadar. Hatta birçok kişi bu yüzden hâlâ sokağa hiç çıkmadığımı sanıyor. Oysa ben de bir 15 Temmuz gazisiyim. İlla yara almak gerekmiyor gazi olmak için. Gazaya katılmış olana denir gazi (…). Kutlama meydanları her zaman daha doludur. O yüzden, beni ekranlara ve yıl dönümü meydanlarına, o kalabalıklara çağırmayın lütfen. Ben gönlümün istediği vakitlerde tek başıma babamın mezarının başına gider, orada anarım onu ve diğer şehitlerimizi. Artık daha da ihtiyarladım ve kalabalıklar eskisinden çok daha fazla sıkıyor beni.”
‘Doğuda şehit olup anılmayanların ailelerine karşı mahcubum’
Cambaz başka bir facebook paylaşımında ise şu ifadeleri kullanıyor; “Babamın fotoğraflarını diğerlerinkinden daha büyük gördükçe içim eziliyor. Doğuda şehit olup anılmayanların ailelerine karşı da hep mahcubum. Şehitleri “bir” görün. Hikâyelerini dinleyin, hepsi aynı kişi gibidir. Babam hiç ister miydi kendi fotoğrafı büyük, diğerleri küçük olsun..?”