15 Temmuz Darbe Girişimi

"15 Temmuz'da 20.22'den önce Fidan ve Akar dahil üst düzey altı kişi darbe sinyali almış"

Ertuğrul Özkök: 6 çok önemli makam darbenin geleceğini biliyordu da...

08 Mart 2017 11:30

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Genelkurmay 2’nci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in darbe girişimi iddianamesine yansıyan ifadelerinden yola çıkarak, 15 Temmuz gecesi saat 20.22'de MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın Genelkurmay Başkanlığı'ndan ayrıldığı sırada "devletin istihbarat ve güvenlik katında bulunan 6 çok önemli makamın darbenin sinyalini aldığını" savundu. Özkök'e göre darbe sinyalini alan bu altı kişi; Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı Koruma Müdürü Muhsin Köse, Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler, MİT Müsteşar Yardımcısı Sabahattin Savaşman ve darbe ihbarını yapan "esrarengiz" Binbaşı H.A... "Beyler ciddi olalım. Gözü dönmüş cani bir darbeci güruhu harekete geçmişti ve bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı ve ailesi o gece hayatını kaybedebilirdi" diyen Özkök, "Bütün bunlardan sonra 'darbeyi samimi olarak araştırmak isteyen' bir makam, şunu sormaz mı: Devletin istihbarat ve güvenlik katında 6 çok önemli makam darbenin geleceğini biliyordu da, Cumhurbaşkanı ve Başbakan niye bilmiyordu?" ifadesini kullandı.

Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet gazetesinin bugünkü (8 Mart 2017) nüshasında yayımlanan 'Saat 20.22'den önce altı kişi darbe sinyali almış' başlıklı yazısı şöyle:

1-) Fotoğraf 15 Temmuz gecesi saat 20.22’de Genelkurmay Başkanlığı’nın kapısında çekildi.

Fotoğraftaki iki kişiyi arkadan görüyorsunuz, çünkü bu girişi değil çıkışı gösteren bir fotoğraf.

Fotoğrafta 2 numaralı kişi, Öğ. Üsteğmen Kübra Yavuz...

Kapıya kadar eşlik ettiği kişi ise MİT Müsteşarı Hakan Fidan...

Bu fotoğrafı geçen pazar günü Hürriyet’te gördük.

Çünkü FETÖ darbe iddianamesi dosyasına konuldu.

Bu fotoğrafın çekilişinden yarım saat sonra başkent semalarında F-16’lar uçmaya başladı.

Bu fotoğrafla birlikte aynı dosyaya üç ifade daha konuldu.

Bunlar 15 Temmuz günü Genelkurmay 2’nci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in “mağdur” olarak alınan üç ifadesiydi.

İlk ifadesi 19 Temmuz günü alınmıştı ve içeriği gazetelerde yayınlanmıştı. 

Ancak başlayan FETÖ davasının iddianamesinden öğreniyoruz ki 7 Ekim 2016 ve 4 Ocak 2017 günleri iki ifade daha vermiş.

Bu ifadeler sayesinde 15 Temmuz darbesinin en büyük sırrı olmaya devam eden “esrarengiz Binbaşı H.A.” olayına ait bazı çok önemli noktaları ilk defa birinci ağızdan dinliyoruz.

Şimdi gelin, bu ifadeye dayanarak, filmi geriye saralım ve 15 Temmuz’un öğleden sonrasına yeniden dönelim.

2-) Karargâh toplantı salonu

SAHNE 1

Genelkurmay Karargâhı’nda terörle mücadele toplantısı devam ederken, saat tam 16.15’te bir personelin salona girerek “MİT Müsteşarı sizinle görüşmek istiyor” demesi üzerine İkinci Komutan Yaşar Güler salondan çıkar.

SAHNE 2

İkinci komutanın odası

Devamını Yaşar Güler’in ağzından dinliyoruz: “Odama giderek telefonla MİT Müsteşarı Hakan Fidan Bey’le görüştüm. ‘Komutanım bugün MİT Müsteşarlığı’na bir subay geldi. Çok önemli şeyler söyledi. Ben şimdi size yardımcım Sabahattin Bey’i gönderiyorum. O size teferruatını anlatacak’ dedi ve bir müddet sonra Sabahattin Bey geldi.”

SAHNE 3

MİT anlatıyor

Sabahattin Bey şunları anlatır: “Komutanım bugün MİT Müsteşarlığımızda öğlene doğru kara pilot binbaşı olduğunu söyleyen şahıs ile görüştük. Adam bize aynen ‘İzinden beni dün çağırdılar. Birliğime katıldım. Önce tabur komutanımla görüştüm. Sonra tabur komutanımla birlikte bir albayın yanına gittik. Albay, gece uçuş gözlüklerinizi alın. Bu gece uçuşumuz olacak ve uçuşun sonunda da Hakan Fidan’ı alacağız’ dedi. Ondan sonra Sabahattin Bey izin istedi ve ayrıldı.”

3-) Genelkurmay Başkanı'nın odası

SAHNE 4

Yaşar Güler devam ediyor: “Ben hemen Genelkurmay Başkanı’nın yanına geçtim ve ‘Komutanım Sabahattin Bey geldi ve bana bunları anlattı’ dedim.

‘Önemli bir durum olduğunu değerlendiriyorum. Uygun görürseniz Hakan Bey’i hemen buraya çağıralım’ dedim. Hemen Hakan Bey’i bağlattı ve ‘Buraya gelir misiniz’ dedi.”

4-) Hulusi Akar'ın makamının yan odası

SAHNE 5

Yaşar Güler devam ediyor: “MİT Müsteşarı Hakan Fidan saat 18.15 civarında Karargâh’a geldi ve hemen Genelkurmay Başkanı’nın makam odasının bitişiğindeki çalışma odasına geçtik.”

Şimdi şu cümleye çok dikkat: “Hakan Bey olayı tekrar anlattı ve ‘Komutanım bu olay daha büyük bir olayın bir parçası da olabilir’ dedi.”

5-) Komutan yasak emrini veriyor

SAHNE 6

İKİNCİ Başkan anlatmaya devam ediyor: “Bunun üzerine Genelkurmay Başkanımız derhal telefonu aldı ve harekât merkezindeki görevli Tuğgeneral İlhan Kırtıl’a ‘İlhan, Türk hava sahasını her türlü askeri uçuşa yasaklıyorum’ dedi.”

6-) Fidan, Muhsin Bey'e iki defa soruyor

SAHNE 7

Güler ifadesinin bu noktasından sonra o günün en kritik anına geliyoruz. Yaşar Güler şöyle devam ediyor:.

“Bunun üzerine Hakan Fidan ‘Komutanım ben bir de Sayın Cumhurbaşkanımıza bilgi vereyim’ dedi ve koruma müdürü Muhsin’i telefonla aradı. Muhsin’e ‘Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşebilir miyim?’ dedi. Karşıdan ne cevap geldiğini duymadım. Bunun üzerine Hakan Fidan ‘Peki Muhsin dışarıdan bir saldırı olsa yeterli gücün, silahın ve adamın var mı?’ diye sordu. Oradan bir cevap aldı ancak cevabını bilmiyorum. Sonra tekrar bir daha ‘Muhsin sana dışarıdan bir saldırı olsa buna karşı koyacak kadar gücün, kuvvetin ve adamın var mı?’ diye bir daha sordu. Oradan da muhtemelen olumlu bir cevap almış olmalı ki ‘Kolay gelsin’ dedi ve telefonu kapattı.”

7-) Komisyonun soramadığı 20.22 öncesi soruları

Hande Fırat’ın kitabında, esrarengiz Binbaşı H.A.’nın saat 14.45’te MİT’e geldiği yazılmıştı. Ancak bu ifadede MİT Müsteşar Yardımcısı Sabahattin Bey bu kişinin “öğleye doğru” MİT’e geldiğini belirtiyor.

Hangisi doğru...

İfadeden anlıyoruz ki iki komutan ve MİT Müsteşarı aldıkları istihbaratın ciddiyetine inanmışlar. Yani “Sadece MİT Müsteşarı kaçırılacaktı bilgisi geldi” türünden olayı küçültme iddiaları geçersiz.

Ancak kitapta okumadığımız çok önemli bir ayrıntı var. Hakan Fidan, saat 19.00 civarında Cumhurbaşkanı’nın Koruma Müdürü Muhsin (Köse) Bey’i arıyor ve aynı soruyu iki defa üst üste soruyor.

8-) Altı kişinin bildiğini Cumhurbaşkanı ve Başbakan neden bilmiyordu

Peki bütün bunlardan sonra “darbeyi samimi olarak araştırmak isteyen” bir makam, şunu sormaz mı: Devletin istihbarat ve güvenlik katında 6 çok önemli makam darbenin geleceğini biliyordu da, Cumhurbaşkanı ve Başbakan niye bilmiyordu?

Beyler ciddi olalım.

Allah bu ülkeyi korudu. Gözü dönmüş cani bir darbeci güruhu harekete geçmişti ve bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı ve ailesi o gece hayatını kaybedebilirdi.

Bu darbe girişiminde 300’e yakın insan hayatını kaybetti. Yüzlerce yaralı var. Ama şu soru hâlâ askıda bekliyor.

Bu darbe girişimi önlenemez miydi? 

Bu fotoğraf saat 20.22’de çekildi...

O gecenin esrarengiz saatleri hakkında bilgilerimiz de o dakikadan itibaren kesiliyor...

15 Temmuz şehitlerimize, gazilerimize, milletimize saygımız varsa... Öteki 5 kişinin ağzından da o öğleden sonrasını dinleme zamanı geldi.

Şimdi referandum telaşı var. İnşallah, sonuç ne çıkarsa çıksın 17 Nisan sabahından itibaren bu soruların cevaplarını da konuşmaya başlarız.

Önemli not: Bu yazdıklarımın hiçbiri özel istihbarat değil. Hepsi FETÖ iddianamesi dosyasında var.

O öğrelden sonrasının altı önemli aktörü var

Bu trafiğin genel hatlarını daha önce Hande Fırat’ın kitabından öğrenmiştik.

O günün 6 önemli aktörü var:

- Darbe ihbarını yapan “esrarengiz Binbaşı H.A.”. Hâlâ hapiste.
- MİT Müsteşar Yardımcısı Sabahattin Bey.
- MİT Müsteşarı Hakan Fidan.
- Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler...
- Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar.
- Cumhurbaşkanı Koruma Müdürü Muhsin (Köse) Bey... 

Ancak o gün o trafiğin içindeki dört kişiden biri ilk defa kendi ağzından 15 Temmuz öğleden sonrasını anlatıyor.