Özel Dosya

15 soruda İmamoğlu hakkındaki ceza davası: Siyasi yasaklı hale gelecek mi?

10 Kasım 2022 00:00

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan davanın duruşması bugün yapılacak. Bu duruşmada hakaret suçunu işlediği yönünde karar çıkması ve hapis cezası verilmesi durumunda İmamoğlu’nun siyasi yasaklı hale gelmesi söz konusu olacak. Ancak bunun için verilen kararın kesinleşmesi de gerekiyor.

Dava, YSK üyelerine hakaret iddiasıyla açıldı ancak İmamoğlu’nun davaya konu olan ifadeleri kime yönelik kullandığı ve suç olup olmadığı tartışılıyor. Aynı zamanda iktidarın, davanın mahkumiyetle sonuçlanması için baskı yaptığı da iddia ediliyor. 15 soruda siyasi yaşamı yakından ilgilendiren bu dava ile ilgili süreç şöyle:

1- İmamoğlu hakkındaki davanın temeli ne?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edilmesinin ardından 23 Haziran 2019’da yapılan yenileme seçiminde yeniden başkan seçilen Ekrem İmamoğlu, Ekim 2019’da, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'ne katılmak için Fransa'ya gitti. İmamoğlu’nun buradaki temaslarından bir hafta sonra, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaptığı bir konuşmada, isim vermeden İmamoğlu’nu kastederek, “Avrupa’ya giderek Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek" ifadelerini kullandı. İmamoğlu da bir soru üzerine Soylu’nun bu sözlerine yanıt verdi.

2- İmamoğlu, Soylu için neler söyledi?

İmamoğlu, gazetecilerin Soylu’nun sözlerini anımsatarak, yorumunu sormaları üzerine isim vermeden şu açıklamayı yaptı:

“Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adama bakarım adam mı diye derim. Seviyesine inmedim, inmeyeceğim. Bu seviye noktasında da söyledikleri yaptıkları da zaten belli, o tarafına çok girmek istemiyorum ama oraya bir cümle yapmak isterim. 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın."

3- Yüksek Seçim Kurulu, bu sözleri niye üzerine alındı?

YSK’nin o dönemki başkanı Sadi Güven, kendisi ve görevdeki kurul üyeleri adına, “Seçimi iptal edenler ahmaktır” ifadesi nedeniyle savcılığa ihbar yazısı gönderdi. Yazıda, iptal kararını veren kurulun YSK olduğu belirtildi.

4- Savcılık neden dava açtı?

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, YSK Başkanlığı’ndan gelen suç duyurusu üzerine, İmamoğlu’nun suç işlediği sonucuna ulaştı. İddianamede, 4 Kasım 2019’daki açıklamasının görevdeki kurul üyelerine hakaret içerdiği belirtildi.

5- Açıklamanın Soylu’ya yönelik olmasına rağmen, savcılık, neden İmamoğlu’nun YSK’ye hakaret ettiğini düşündü?

İddianamede, bu konuyla ilgili olarak, İBB Başkanlığı seçiminin 6 Mayıs 2019'da YSK tarafından iptal edildiği anımsatıldı. İddianamede, “Bu durum nazara alındığında, söylemin kamu görevlisi olan ve kurul halinde çalışan mağdurlara yönelik olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Her ne kadar şüphelinin suç tarihi itibarıyla İBB Başkanı olarak görevini yapmakta olduğu görülse de soruşturma konusu eylemin şüphelinin kişisel suçu olarak değerlendirilmesinde zaruret bulunmaktadır" denildi.

6- İddianamede, İmamoğlu için hangi suçtan ne kadar ceza talep edildi?

İddianamede, bu kapsamda Ekrem İmamoğlu'nun o dönem YSK Başkanı olan Sadi Güven ile 10 YSK üyesine yönelik zincirleme şekilde "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret" suçunu işlediği belirtilerek, 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.

7- Savcılık, yapılan duruşmalardan sonra aynı görüşü sürdürüyor mu?

İmamoğlu, mahkemedeki savunmasında açık biçimde, bu sözlerle Soylu’yu kast ettiğini, YSK üyelerine hakaretinin söz konusu olmadığını, kendisi için kullanılan ifadeye yanıt verdiğini belirtti. Savcılık ise buna karşılık YSK üyelerine karşı suç işlendiği görüşünü sürdürdü. Savcılık, esas hakkındaki görüşünde, İmamoğlu’nun cezalandırılması talebini tekrarladı. İmamoğlu’nun 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

8- YSK üyelerinin suç duyurusu ile ilgili olarak kurul halinde alınmış bir kararı var mı?

Dönemin YSK Başkanı Sadi Güven, kendisi ya da kurul adına bir suç duyurusunda bulunmadıklarını, görevleri gereği ihbar yazısı gönderdiklerini açıkladı. İmamoğlu’nun avukatları da mahkemeye, Güven’in ve kurul üyelerinin kişisel ya da kurul olarak suç duyurusunun bulunmadığına yönelik açıklamaları sundu. Ancak mahkeme, YSK üyelerinin ifadesinin alınmasına gerek olmadığına karar verdi. Karara, suçun şikâyete bağlı olmaması gerekçe gösterildi. Şikâyet olmasa bile yargılamanın süreceği ifade edildi.

9- İçişleri Bakanı Soylu, İmamoğlu’nun sözlerinin YSK üyelerine değil kendisine yönelik olduğunu kabul etti mi?

Evet. Soylu, bu nedenle suç duyurusunda bulundu. Soylu’nun başvurusu üzerine İmamoğlu hakkında bu nedenle de soruşturma açıldı. Buna rağmen YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan dava sürüyor.

10- Avukat Turgut Kazan, YSK’ya hangi konuda, neden başvuru yaptı?

Avukat, eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, YSK Başkanı’na bir başvuru yazısı göndererek, İmamoğlu’nun sözlerinin Soylu’ya yönelik olduğunu, şikayetçi olmadıklarına dair bir beyanda bulunmaları halinde, davanın beraatle sonuçlanmasının mümkün olacağını anımsattı. Kazan, İmamoğlu’nun isminin cumhurbaşkanı adayı olarak geçtiğini, davada verilecek mahkumiyet kararının siyasi yasak anlamına geleceğini belirterek, bunun da seçimi şimdiden şaibeli kılabileceği uyarısında bulundu.

11- Şikâyet kabul edilen ihbar metninin geri çekilmesi ya da YSK üyelerinin bu yönde dilekçe vermesi halinde dava düşer mi?

Kamu görevlisine hakaret suçları, Türk Ceza Kanunu’na göre şikâyete tabi değil. Bu nedenle suç duyurusunun geri çekilmesi ya da ihbar metninin geri alınması halinde dahi mahkemenin yargılamayı sürdürüp karara bağlaması yetkisi bulunuyor. Ancak Kazan, YSK Başkanı’na gönderdiği başvuruda, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve AKP’lilerin başvurusu üzerine açılan benzer davalardan örnekler verdi. Bu davalarda şikâyetin geri çekilmesinin ardından mahkemelerin beraat kararları verdiğini anımsattı.

12- İmamoğlu ceza alması halinde siyasi yasaklı hale mi gelecek?

Anayasanın 76. maddesine göre, toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar milletvekili seçilemiyor. Cumhurbaşkanı seçilebilmek için de milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmak gerekiyor. Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesine göre de verilen cezanın infazı bitene kadar, hapse mahkum edilen kişi belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılabiliyor. Bu haklar, “Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakma” olarak sıralanıyor. Bu maddelere göre, İmamoğlu hapse mahkûm edilir, bu ceza Yargıtay tarafından hızlı biçimde onanırsa, 2023 seçimlerinde milletvekili ya da Cumhurbaşkanı adayı olma şansını kaybedecek.

13- İmamoğlu’nun siyasi yasaklı hale getirilmesi için siyasi baskı yapıldığı iddiaları nasıl ortaya çıktı?

Gazeteci Barış Terkoğlu, Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde kulislerde uzun zamandır konuşulan bu iddiayla ilgili olarak çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Terkoğlu, yazısında, şu iddiayı gündeme getirdi:

“Davaya bakan 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin hâkimi Hüseyin Zengin, Haziran 2022’de, yaz kararnamesiyle, Samsun’a gönderilmişti. Yerine aynı adliyeden bir başka hâkim getirilmişti. Zengin, İstanbul’da, sadece bir yıldır görev yapıyordu. Bu yer değişikliği olağandışı görünüyordu…

Eşi hamile olan Hüseyin Zengin de durumdan rahatsız olmuş olacak ki HSK’ye itiraz etti. Zira hiçbir gerekçe bu atamayı karşılamıyordu…

Zengin’in, güvendiği kimi hâkim ve savcılara neler anlattığını öğrendim. Şunları söylüyordu:

‘Ben de hükümete destek veriyorum. Hatta eşim, hükümetin desteklediği 2 No’lu Baro’da çalışıyor. Ancak ben hâkimim. Tarafsızlığımı korumak zorundayım. Buna rağmen bazı savcılar aracılığıyla, İmamoğlu’na iki yıldan fazla ceza vererek, onu siyasi yasaklı hale getirmem telkin edildi. Bu suçlara ilişkin daha önce verilmiş kararları inceledim. Vicdani olarak, böyle bir cezanın adaletsiz olacağını gördüm. İmamoğlu hakkında, asgari sınırdan ceza verip, hükmün açıklamasını ertelemenin en doğrusu olacağına karar verdim. Bunu birkaç kişiye de söyledim. Durumdan haberdar olan ve adliyeyi yöneten bir isim, hükümetle görüşerek atamamı yaptırdı.’

Hâkim Zengin’in kabul etmediği senaryoyu da anlatayım:

-İmamoğlu’na hapis cezası verilmesi, cezanın çabuklukla kesinleştirilmesi,

- Ardından TCK’nin 53. maddesine dayanarak İmamoğlu’nun seçme ve seçilme hakkından yoksun bırakılması, infaz tamamlanıncaya kadar milletvekili, belediye başkanı ve parti yöneticisi olamaması,

- Nihayetinde hem İBB’nin muhalefetten alınması hem de İmamoğlu’nun siyasetten tasfiye edilmesi.”

14- Bu iddiayla ilgili olarak bir açıklama yapıldı mı?

Hayır. Ancak Terkoğlu’nun yazısından sonra iktidara yakın medya organlarında, söz konusu hakimin hakkında FETÖ evlerinde kaldığına yönelik ifadeler verildiği, atamanın da bu yüzden gerçekleştirildiği haberleri yapıldı.

15- Duruşma ne zaman yapılacak, karar çıkma olasılığı var mı, ceza alırsa süreç bitecek mi?

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla hakkında açılan davanın yeni duruşması bugün görülecek. Duruşma, İstanbul Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde gerçekleştirilecek. Duruşmada karar çıkma olasılığı bulunuyor. Ancak İmamoğlu, kararla birlikte hemen siyasi yasaklı hale gelmeyecek. Bunun için kararın kesinleşmesi gerekiyor. Kararın kesinleşmesi için de istinaf mahkemesi ve Yargıtay süreçlerinin de tamamlanması ve verilen cezanın onanması gerekiyor.