Gündem

"12 yaşın üstündekilerin istismara rızası mı var?"

"Çıkan yeni kanunun içinde kısmen iyi maddeler var"

11 Nisan 2018 16:26

Avukat Nazan Moroğlu, bu hafta gündeme gelen cinsel istismar suçlarına karşı düzenlemeleri Seyr-i Sabah programında değerlendirdi. Moroğlu, düzenlemelerde 12 yaşın altındaki çocukların istismarına ceza artırımı getirilmesini sakıncalı bulurken 18 yaşın altındaki herkesin çocuk olduğunu vurguladı.

Sputnik'te yer alan habere göre, cinsel istismar suçlarına karşı düzenleme uzun zamandır Türkiye gündemini meşgul ediyordu. En sonunda düzenlemeler bu hafta meclise geldi. Hapis cezalarının bir çoğunda dikkat çekici artış göze çarparken kimyasal hadım, kastrasyon yöntemi de yasa maddelerinin arasına girdi. Avukat Nazan Moroğlu, Seyr-i Sabah programında bu kanun maddelerini değerlendirirken bunların önleyici değil cezalandırıcı özelliklere sahip olduğunu dile getirdi. Moroğlu, yayın yasağı kuralına bir anlam veremediğini vurgularken sadece 12 yaşın altındaki çocuklara ceza artırımı uygulanmasını yanlış bulduğunu söyledi:

"Çıkan yeni kanunun içinde kısmen iyi maddeler var. Devlet memurluğuna atanan kişilerin cinsel istismar ile ilgili bir soruşturması olup olmadığına bakmak çok olumlu. Ancak ortaya çıkan tasarı, yine birçok farklı maddeyle torba halinde geliyor. Ben çıkarılan maddelerin bir hedefinin olmadığını düşünüyorum. Cezaların artırılması belki caydırıcılık getirebilir ama yasaların uygulanması daha önemli. Bu kamuoyunda ne kadar doğru biçimde anlatılır, ne kadar caydırıcı olur, bunu bekleyip göreceğiz.

Cezayı yatarak çekmiş olsa bile çıktıktan sonra 5 yıl daha izlenmesi gerekiyor kişinin. Ancak yayın yasağı getiriliyor. Peki biz nereden öğreneceğiz? Çocuk koruma kanununda değişiklik yapıldığına göre çocuk korunması isteniyor. Ama bunu engellemenin birçok yolu var. Emniyetten bilgi alamıyoruz biz basına yansımış haberlerden bilgi alıyoruz. Yayın yasağı gelirse biz bu bilgileri derleyemez hale geleceğiz. Daha soruşturma başlarken yayın yasağı getirilirse nasıl bir vahim tablo var bilemeyeceğiz. Tamam mağduru koruyacak aynı zamanda suçluyu da 50 yıl cezalandıracak yolda bir tasarı bu. Ama kadına yönelik aile içi şiddeti engelleyecek Avrupa Birliği'nin (AB) İstanbul konseyinde söylediği önleyici engelleri görmek isterdim.

Anaokulundan başlayarak zihniyet değişikliğini sağlayacak adımların atılmasını isterdim. Önleyici önlemlere yönelik düzenleme göremedim. Biz olayı başlamadan engelleyecek miyiz yoksa oluşmuş durumların peşinden mi koşacağız? Kastrasyon veya kimyasal hadım getirilirken tıpçılarla, hukukçularla görüşmeleri gerekirdi. Bu ilacı verdiğiniz süre bastırıyorsunuz peki sonra? İnsan haklarına aykırı mı? Başka yan etkileri olacak mı? Cezayı çeken işkence gibi yöntemlerle karşılaşmamalı.

12 yaş altına yüksek cezalar verilmesi, ‘Bu yaşın üstündekilerin rızası mı vardı?' tartışmalarını getiriyor. 18 yaşına kadar herkes çocuktur diyor çocuk kanunu. Avrupa'da yapılan düzenlemelerde 15 yaş düzenlemesi getirdiler. 12 yaş çok küçük. 12 yaş üstü ne olacak peki? Onlar rızasıyla mı yapıyorlar yani? Hazır yasa düzenleniyorken 12 yerine 15 yaş getirilmeli. Çocukların ifadesi alınırken görselde ses kaydı da alınacak. Böylece karakolda anlatıp ardından mahkemeye taşınmayacak çocuk. Bu çok doğru olmuş biz bunu yıllardır savunuyoruz. Bunun tersi çocukları bir kez daha şiddete uğruyor gibi hissettirirdi.

Bizlerden eğitimle ilgili görüş alınmıyor ne yazık ki. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) geleceği kurtarmak için en doğru makam. Okul öncesinden başlayarak çocuklara aile içi şiddetin yanlış olduğunu göstermek lazım. Bunu müfredata koyarsak 15 sene sonra farklı zihniyetle yetişmiş nesil gelecek. Olay olduktan sonra doğru adımların atılması gerek. İstanbul Sözleşmesi var orada cinsel istismar ile ilgili merkez açılması gerekiyor. Özel eğitimli ve donanımlı merkezlerin kurulması gerekiyor. MEB çağdaş eğitime ne kadar eğilirse gelecekte o kadar rahat ederiz."