Gündem

104 yaşındaki Berfo Ana: Ben burdayım Kenan Evren nerede?

Berfo Ana sözleriyle faili meçhul ve kayıp yakınlarının sembolü olmuştu

04 Nisan 2012 23:39

104 yaşındaki Berfo Ana 12 Eylül davasına müdahil olmak için ambulansla Ankara Adliyesi'ne geldi. Kolu kırıldığı için mahkemeye gelmeyen Kenan Evren'e seslenen Berfo Ana, ''Ben burdayım Kenan Evren nerede?'' dedi.

 
12 Eylül darbesinden bir gün sonra evinden alınan oğlu Ecevit Kırbayır'dan bir daha haber alamayan Berfo Ana, “31 yıldır evimin kapısını kilitlemiyorum. Belki bir gün çıkar gelir, kapıyı kilitli bulmasın diye açık tutuyorum. Oğlumun tek bir kemiğine bile razıyım, oğlumun mezarını istiyorum” sözleriyle yürekleri dağlamıştı.
 
 

'Evren'in yüzüne tüküreceğim'

 
 
12 Eylül döneminin mağdurları adına sembolleşen Berfo Ana davaya müdahil olmak için adliye önündeydi. Duruşma salolunun önüne ambulansla getirilen Berfo Ana, ''Ben buradayım, Kenan Evren nerede?' ifadelerini kullandı. Berfo Ana, yetkililerden Kenan Evren'in mahkemeye getirilmesi için talepte bulunurken, ''Evren'i getirin yüzüne tüküreceğim'' dedi
 
Bu durum Mısır'da 30 yıl ülkesini demir yumrukla yöneten Hüsnü Mübarek'in geçtiğimiz yıl kafes içinde ve sedye üzerinde yargılandığı görüntüleri akıllara getirdi.
 
 

Oğlunu en son 13 Eylül 1980 sabahı gördü

 
 
13 Eylül 1980'de evinden alınan ve o tarihten beri bir daha oğlunu göremeyen Berfo ana, onbinlerce mağdurdan birisiydi. 32 yıldır çalmadık kapı bırakmadı, ama bir acılı annenin yüzü bir türlü gülmedi. Geçtiğimiz yıl Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşmeyle Türkiye'nin gündemine oturmuştu. TBMM İnsan Hakları Alt komisyonu, olayı araştırmış ve komisyon başkanı Zafer Üskül, "Size göre gözaltındayken öldürüldü mü?" yönündeki bir soruya "Bizim kanaatimiz o yöndedir" cevabını vermişti. 
 
 
 

Kırbayır'ın başına neler geldi?

 
 
Zafer Üskül soruşturma sonrası edindiği bilgileri kamuoyu ile paylaşmıştı:
 
"Kırbayır, 13 Eyül 1980‘de yakalanmıştır. Bir hafta kadar Göle‘de tutulmuştur, sonra Kars‘a nakledilmiştir. Kars‘ta gözetim evine alınmıştır. O sırada gözetim evinde yüzlerce insan bulunmaktadır. Bir polis ekibi sorguya alınması istenen kişileri gözetim evinden almakta, sorgu evine götürmekte, sorgu bittikten sonra da gözetim evine tekrar götürmektedir. Sorgu evinde, emniyet görevlileri, MİT gözlemcisi ve sıkıyönetim görevlileri bulunmaktadır. Bu düzen içinde Kırbayır, 8 Ekim 1980‘de sorgu evine getirilmiştir. Birlikte getirildiği 3 kişi aynı gün götürüldüğü halde Kırbayır, götürülmemiştir.
 
Kırbayır‘ın kaçtığına ilişkin bir tutanak tutulmuştur. Kaçmasından sorumlu sayılan 3 polis memuruna kınama cezası verilmiştir ki kınama cezası hafif bir cezadır. Kırbayır‘a sorgu evinde işkence yapılmıştır. Bilgisine başvurduğumuz bazı kamu görevlileri o sorgu evinde işkence yapıldığını ve Cemil Kırbayır‘ın kaçmasının mümkün olmadığını ifade etmişlerdir. Bize göre de bir kişinin oradan kaçma ihtimali yoktur.
 
Sorguya getirilen kişi gözleri bağlı getiriliyor, sorgulamayı beklerken hücreye konulmaktadır, sonra yine gözleri bağlı sorgu odasına alınmaktadır, sorgu sırasında da bu kişinin gözlerinin bağlı olması gerekmektedir. Gözlerinin bağlı kalması için ellerinin arkadan bağlı olması gerekir. Sorgulamadan önce ya da sonra kalorifer borusuna kelepçelenen bir kişinin kaçma ihtimali aşağı yukarı yoktur. 2. ya da 3. kattan atladığı söyleniyor. Bunu başarması da akla uygun gelmemektedir. Atlaması halinde ise koşarak oradan uzaklaşması son derece zor görünmektedir.‘‘

İlgili Haberler