Gündem

Özgecan Aslan davası 9 Eylül'e ertelendi

Özgecan'ın amcası: Öyle bir karar istiyorum ki; çocuklarımızın başına gelme ihtimali bertaraf olsun, canilerin ruhundaki sapıklıklar ortaya çıkmasın

12 Haziran 2015 10:42

Mersin'in Tarsus ilçesinde geçen şubat ayında vahşice katledilen 20 yaşındaki Özgecan Aslan cinayeti ile ilgili 3 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün başladı.

Davaya müdahil olmak için yaklaşık 1000 avukat Mersin Barosu'na başvurdu. Güvenlik gerekçesiyle Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı, adliyede bugün sadece Özgecan Aslan davasının görülmesine karar verdi.

Bugünkü duruşmanın ardından, dava 9 Eylül'e ertelendi

18.02

Suphi'nin eşi, bir avukatın soruları karşısında çelişkili ifade verdi. Minibüsün beyaz koltuk kılıflarındaki kan izlerini farketmediğini, desenleri olduğunu söylüyor. Biraz duraksayıp " Onları kayınpederim Necmittin yıkadı" dedi.

17.00

Suphi'nin Eşi Neslihan Altıntaş, SAGBİS (Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi) ile duruşma salonuna bağlandı: 

"Eşinin elindeki kan ve yüzündeki tırnak izlerini sorunca "kavga ettim" dedi. Siyah pantolon kazağını çıkarıp yıkamamı istedi. Kan var mıydı bilmiyorum. Hiç aklımın ucuna dahi gelmedi böyle bir şey olduğunu. Zaten kavgacı biriydi, şüphelenmedim."

16:00

Özgecan'ın amcası Yaşasın Aslan:

-122 gündür cehennem hayatı yaşıyoruz. Ateş düştüğü yeri yakar. Biz ateşin içindeyiz. Özgecan, aile ve kendi adıma öyle bir karar istiyorum ki dünyaya ve ülkemize örnek olsun. Çocuklarımızın başına gelme ihtimali bertaraf olsun. Canilerin ruhundaki sapıklıklar ortaya çıkmasın. Bu değerli millet için istiyorum ki herkes mutlu yaşasın.

-Çok tecrübeli, pişkin, profesyonel anlatıyorlar ki. Bunların başka faili meçhulleri vardır. Araştırılsın. Tarsus bölgesindeki faili meçhullerin bunlardan kaynaklandığını düşünüyorum.

-En ağır şekilde bu canilerin safsatalarına inanmadan en ağır cezayıvermenizi istiyorum.

Mahkeme Başkanı: Müdahil olmak istiyor musun?

-Evet istiyorum.

15:05

Müdafi avukat Suphi Altındöken'e sordu: Fatih seni, sen Fatih'i suçluyorsun. Sen, o yaktı diyorsun.

Suphi Altındöken: Ben yakmadım. Aşağı inip yakan Fatih'ti.

Avukat: Özgecan neden çıplaktı, neden gazete örttünüz?

Suphi Altındöken: Hatırlamıyorum, görmedim.

Avukat: Paltosu, bluzu, kazağı vardı. Baban eve götürdü. Özgecan'ın inmesi için kapıyı açıp beklemen yeterliydi.

Suphi Altındöken: İnmedi. Ben de indirmek için arkadan bindim.

Avukat: Özgecan'ın neden yüzünü, gözünü, elmacık kemiklerini tırmaladın? Sağ alt bacağının arkasında ve vücudunda neden bizler oluştu? Pantolonun yok muydu o sırada?

Suphi Altındöken: Ben tepiklerken cırmaladı.

14:45

Mahkeme Başkanı, Fatih Gökçe'ye, banttan bir bölümü okunan önceki ifadesini sordu.

Gökçe, "Jandarma hep ' şunu şöyle, bunu böyle yap' dedi. Neredeyse ben öldürdüm diyecektim. Halbuki 'yaktıkları şeyi' jandarmaya ben gösterdim."

14:25

Sanık Fatih Gökçe konuşuyor:

"Hastaneye götürmesini birkaç kez tekrarladım. "Gerek yok zaten ölük" dedi. Kaçtım. Beni bulmalarından korktum. Annem gibi tansiyon hastasıyım. Babasına yalvardım, Suphi'yi polise götürmesi için yalvardım. O da " Keşke engel olsaydın" dedi. Babası polise git deseydi giderdi.

 

‘Suphi arabaya girdi, 3 dakika sürdü’

 

Suphi babasından bıçak istedi. Önceden hazırlamış gibi verdi hemen. Suphi arabaya girdi, 3 dakika sürdü. İndiğinde elinde maktule ait elleri gördüm. Onları bir poşete koydu."

14:15

 

Necmettin Altındöken ilk ifadesinini reddetti. Hüngür hüngür ağlayarak "Benim de kız evladım var. Bilsem engellerdim"  Başkan, "Cesetle onca saat gezmişsin ama" deyince reddetti.

 

‘Doktor beni copla dövdü’

 

İlk İfadesinde gözlerinin iyi görmediği için avukatın getirdiği ifadeleri okumadan imzaladığını, polisin küfrettiğini, sağlık kontrolü için götürüldüğü doktorun kendisini copla dövdüğünü ağlayarak iddia etti.

Soruşturma Savcılığı'na verdiği ifade banttan okunan baba Necmettin Altındöken'in çelişkileri ortaya çıkıyor. Arabada bir şey görmediğini söyleyen sanık, önceki ifadesinde araçta duyduğu hırıltıyı tarif ediyor. Cesedi oğlu Suphi ile Fatih'in nasıl yaktıklarını seyrettiğini de  anlatıyor.

 

‘Onları kovdum’

 

Özgecan'ın ellerini evde gördüğünü, giysi ve eşyalarını sobada yaktığını söyledi. Cesedi evine koymalarına itiraz ettiğini, küfrederek kovduğunu anlattı.

Oğul Ahmet Suphi babasını, baba da oğlunu masumlaştırma çabasında. Baba şimdi de oğlunun psikolojik rahatsızlığı olduğunu, kına gecesi kendisini bıçakladığını örnek olarak gösterdi. Bol bol gözyaşı döktü.

 

‘Özgecan’dan bu yana 120 kadın öldürüldü’

 

14:00

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde ikinci sanık Fatih Gökçe, çok heyecanlı olduğu için en son ifade vermek istediğini bildirdi. Mahkeme kabul etti. Suphinin babası sanık Necmittin Altındöken ifadesinde olaydan jandarmayla aynı anda haberdar olduğunu söyledi.

"Emekliliğime 111 gün kalmıştı.Yüksek tansiyonum var, böbreklerim rahatsız. Jandarmada gözaltında iki öğün kahvaltıdan başka bir şey yemedim" deyince Mahkeme başkanı, " Ne alakası var?" dedi.

Sanığın soruşturma savcılığındaki şfadesi banttan okunmaya başladı. 

13:45

Duruşmanın ikinci bölümünde sanık Baba Necmettin Altındöken konuşuyor:

"Parasızım" dedikçe ağlıyor.

"Uzun yol şoförüyüm. 11 Şubat'ta hastaneye gidip böbrek tahlillerimi aldım, eve geldim. Evden çıkmam. Dizi fimlerim onları seyrederim."

Oğlu ve Fatih'in 15 dakika sonra geldiğini, arabaya bindiğini söyledi. Mahkeme başkanı, "Arabanın içi kan gölü. Nasıl görmedin, kan kokusu almadın mı?" deyince "Hayır efendim. Önde oturuyordum. Bu olayla uzaktan yakından alakam yok."

12:00

Kayseri Barosu'ndan avukat soruyor Suphi'ye:

- Anlatırken ağlıyorsun. Özgecan'ı keserken ağlamadın mı hiç?

Suphi gayet rahat: "Allah kimseye vermesin. Böyle olmasını kimse istemez." dedi. Sanki basit bir kaza ya da kusurdan söz ediyordu.

Duruşmaya 13.30'a kadar ara verildi.

11:50

Suphi dikleniyor mahkemede. "Sinirli adamım. Hem o bayan bana ne söyledi biliyor mısınuz?" diyor. Mahkeme başkanı "söyle" diyor.

Suphi "şerefsiz" dedi deyince salondan uğultu yükseliyor: "Biz de söylüyoruz..."

11:30

Gaziantep Barosu'ndan bir avukat, mahkeme bakanından ateşli silah taşıyanların (polis ve jandarma) duruşma salonundan çıkarılmasını istiyor. Mahkeme başkanı bu talebi reddediyor. Çok sayıda kadın örgütünün yanı sıra duruşmaya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi üyesi Mustafa Ateş, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı temsilen Av. Hülya Yasa Güney de katıldı. KADEM ( Kadın ve Demokrasi Derneği) Kahrmnmaraş, Elazığ ve Antep yöneticisi avukat kadınlar geldi.

10:30

Sanık Suphi Altındöken Özgecan'a nasıl kıydığını tüm detaylarıyla anlatırken o kadar sık ağlama molası veriyor ki.. Mahkeme Başkanı Ercan Kumubal azarlıyor. Suphi, "bacanak" dediği Fatih Gökçe'yi suçlamayı, saf bir çocuğun kötü yola yöneltilmesi gibi anlatmayı ihmal etmiyor. Elinde mikrofon... Kim inanır? Kimi kandıracak? Yüreğimin ritmi yükseliyor. Nefes alamıyorum. Tarafsız değilim. Özgecan'ın  ve katledilen, tecavüze uğrayan tüm kadınların tarafındayım çünkü.

10:10

Sanık Suphi Altındöken'in savunmasına geçildi. Altındöken şunları söyledi:

"Maktül bindi, yorgundum, ben Mersin'e gitmeyecektim, 100 TL istedim, patrona yalan söyleyip 30 TL'sini verecektim. O yüzden kimse görmesin diye şehre girmeyip otobana girdim, itiraz edince ilerde U dönüşünden dönecektim, ama maktül çantasından bir şey çıkardı. 'Bayan niye böyle yapıyorsun' deyip arabayı durdurup arkaya yanına gittim. Ben sinirli biriyim, herkes bilir.

Kapıyı açmama rağmen inmedi, yüzümü tırmalamaya başladı. Ben de sinirlenip dövmeye başladım. Kafası demire çarptı, bayılınca panikledim, hastaneye beraber götürmek için diğer sanık Fatih'i çağırdım.  Geldi, dur kardeş önce konuşalım dedi. Issız bi yere gittik. Fatih maktüle bir baktı, sonra arkadaşı Osman'ı arayıp benzin istedi. Buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. Babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. Fatih geldi, koltukların kanlı başlıklarını topladık.

 

‘Bunu ilk kez söylüyorum’

 

Bunu ilk kez burada söylüyorum. Bir baktım Fatih arabadan kemerini düzelterek iniyordu. Fatih dedi ki 'öldürmemiz lazım' Ben bıçağı aldım, boğazına sapladım. Hadi gidiyoruz dedik, babam 'nereye' dedi. Fatih 'pikniğe gidiyoruz mangal yakarız' diye espri yaptı. Ben paniktim, Fatih soğukkanlıydı. Fatih bana yüzümü maktülün tırmalayıp, tırmalamadığımı sordu, 'evet' deyince "Kimliğini bırakmışsın sen, elini kes" dedi, kestim ellerini. Önce çuvala koyup gömecektik, sonra Fatih babamdan mazot istedi. Bıçakları temizledi.

 

‘Çoluğunu çocuğunu yakarım dedi’

 

Bana 'kız güzelmiş' dedi, 'sen bir şey mi yaptın' dedim. Sus sesini çıkarma yoksa seni ihbar ederim dedi. Ayrı arabalarla yola çıktık, geminin orda onu bekledim, fatih aradı üniversitenin oraya çağırdı. Buluştuk, ben onun aracını takip ettim, bi sürü köyden geçtik, bir yerde durduk. Cesedi indirdim, bana benzini getir dedi, ben öyle bir niyetim olmadıgı için benzin şişesini kasten düşürdüm, yakmayalım dedim, o ısrar etti. Ertesi gün buluştuğumuzda Fatih elini omzuma koydu, "Bak, dün otobüste kıza öyle yaklaştığımı söylersen çoluğunu çocuğunu kaçırırım' dedi."

09:50

İddianame, bant kaydından okunuyor. Özgecan'ın nasıl vahşice katledildiğinin ayrıntıları bir bir sıralandıkça  yürekler daralıyor, boğazlar düğümleniyor.  Dayanmak çok güç. Özgecan'ın anne ve babası yok duruşmada. Ailesini temsilen gelen amcası Yaşasın Aslan heykel gibi donuk gözlerle bakıyor. Vakur, başı dik, metin...

İddianamedeki detaylar

 

Korkunç cinayetle ilgili iddianamede yer alan bir bölümü, ailenin avukatları şöyle açıklamıştı:

"Şüpheli Suphi cinsel saldırı eylemine direnen Özgecan Aslan'ı darp edip, bayılttıktan sonra vakit kaybetmeksizin diğer şüpheliler Necmittin ve Fatih'i araması, şüphelilerin de bu aramaya olumlu cevap verip yanına gitmeleri, Özgecan'ı öldürülüp ortadan kaldırılmasına ilişkin planı birlikte gerçekleştirdikleri, evin önünde arabanın içerisinde henüz ölmemiş olan Özgecan'ın A.Suphi tarafından vahşice öldürülmesine karşı koyacak bir davranışta bulunmadıkları gibi, aksine şüpheli A.Suphi'nin suç işleme kararını güçlendirici söz ve davranışlarda bulundukları, Özgecan' ı öldürüldüğü aracın başında ve yanında gözcü olarak beklemeleri, yine Özgecan'ın öldürülmesinden sonra yakılarak ortadan kaldırılması ile diğer suç delillerinin ortadan kaldırılması sürecinde suçun işlenmesini kendi aralarında yaptıkları iş bölümüne göre katkı sağlayarak şüphelinin eylemlerinin birbirilerini tamamlayıcı nitelikte olduğu, şüphelilerin öldürme eylemine ilişkin icrai davranışlarının başlaması sonucun meydana gelmesi ve suç delillerinin yok edilmesine ilişkin tüm aşamalarda tüm şüpheliler birlikte hareket ederek, fiil üzerinde ortak hakimiyet kurdukları tüm şüphelilerin irade birliği içerisinde ve yapılan iş bölümü çerçevesindeki eylemlerinin suça yardım düzeyini aştığı ve tüm şüphelilerin öldürme eyleminden müşterek fail olarak sorumlu tutulması gerektiği dosyada toplanan tüm deliller değerlendirildiğinden anlaşılmış olması gerekçeleriyle şüpheliler hakkında kamu davası açılması talep olunmuştur